Atlatılması gereken süreçler, verilmesi gereken sınavlar, çözümlenmesi gereken sorunlar, aşılması gereken problemler var. Mutsuz etme ve mutsuz olma korkusu da tabii. Sevgiliyi nerede ne şekilde konumlandırdığınıza da bağlı. Ya da sizin kafanızdaki sevgili kelimesinin anlamının onda da aynı olmasına, benzer şeyleri amaçlıyor olmaya. Yoksa hiç kimse vakit kaybetmek ve bir başkasının vaktini çalmak istemez değil mi?
Demem o ki insan önce kendisini çözmeli, bilmeli, anlamalı, hatta sevmeli. Sonrasında ne istediğini de seçmeli.
Toplumdaki sevgililik anlayışı ile benimkisi biraz zıt . ilişkiyi basit saygı , sevgi temelleri üzerinden yaşamak yerine birbirleri için daha zor hale getirerek yaşıyorlar. Hal böyle olunca etrafımdaki insanlar da bu kervana katılıyor . Bu yüzden istemsizce uzaklaşıyorum.
Etraftaki çoğu insan şuursuzca gösteriş peşinde koşup , kendilerini ön plana çıkarma çabasında . Günlük hayatı katlanılmaz kılıyorlar . Kendilerine ego tatmin aracı arayan insanların egolarıyla uğraşmak da istemiyorum .
Şayet kafama göre birini buldum diyelim ; bu defa da günlük telaşa bir sorumluluk daha ekleniyor . Zaten türkiye şartlarında herkes bir şekilde gergin ve kendi dertleriyle uğraşamıyorken üstüne insan ilişkileri girince her şey karışıyor .
Daha da bir sürü sebep bulunur elbet ama bunlar bile yeterli zaten .
Lan 3 vardiya çalışıyorum, kim uğraşacak karıyla kızla. Aynı şehirde şehirler arası ilişki yaşıyormuş gibi ayda bir iki göreceğim, ayın kalan 29-30 günü vurduruyor mu, vuruyor mu ne bileceğim.
özgüven eksikliği ile zerre alakası olmayan durumdur. etrafındaki insanları beğenmemenin veya ülkedeki normlara karşı çıkarak diğer erkeklerin yaptığı bazı yüzsüzlükleri prensip olarak yapmamanın sonucudur.