ankara'nın ocak ayı soğuğunda yüz köpek eşliğinde bok püsürden açılan bir tartışma sonrası kapısında beklemek. dışarı çıktı mı, tabi ki hayır.
kafamı da seni de sikiyim.
kadınlar erkeklerin kendileri için ne kadar saçmaladıklarını görmeye bayılırlar. bir kızı tavlayacaksan, sevdiğine inandıracaksan kendini rezil edeceksin. kız bundan mutluluk duyar. bu yüzden olmadık mantıksız şeyler yapmanı isterler. o yüzden onunla ilgili şeylere aşırı dikkat kesilip ne isteyeceğini ondan önce öğrenmek yerine bazı şeyleri yönlendirebilirsiniz. mesela tokasını saklarsınız. o kaybettim zanneder. siz "ben sonra gelir ararım" dersiniz. uzun saatler sonra yanına dönüp tokasını verirsiniz. çok aradığınızı ballandıra ballandıra anlatırsınız. sizinle telefonda, msnde veya başka yerde mesajlaşırken meşgulüm diye numara yapacaksınız ama ona çabucak cevap vereceksiniz. tabi kendinizi tam teslim etmek de doğru değil. arasıra kuşkular yaratıp kavga edeceksiniz. kıskanmış gibi yapacaksınız. onu herşeyin üstünde tutacaksınız. başkasına karşı ise haksız olsa bile savunacaksınız. aptalca şey yapmadığınız kız sizin değildir.
sahilde küçük boyutlarda bir sandığı şans eseriymiş gibi bulmasını sağlamak, içinde çıkan gül yaprakları içine döşenmiş beyaz şarap ve tobleronlar için sizin kollarınıza atlarken arkadan çıkıp gelen bir kemancı. sakın böyle şeyler yapmayın, yaptığınız takdirde 10 ile 15 gün arasında terk edileceksiniz.
tabiri yerindeyse, sevgi dilenmek...herkesi ezip, bir tek ona ezilmek, beklemek, umut etmek, onun hiç umrunda olmadığını bile bile kendini bir hiç uğruna tüketmek...
izmir' den 1 m2 lik toprak satın almak. bir tabelaya "ceren seni seviyorum" yazdırmak; fakat ceren' in bundan haberi bile olmadan aldattığın için sana tekmeyi basması. o tabela sonsuza kadar orda kalacak, yeteri kadar param olunca ceren heykeli yaptırcam oraya.