sevgi, yüzü de gönlü de güldüren yegâne şeydir efendim. herhangi bir gülüş olmasın ki içinde sevgi barındırmayan. elimizde böyle güzel bir şey varken, kullanalım efendim.
Bir gün otursak seninle güzel bir yerde. Çay içsek beraber, seyredalsak birbirimizi.. Anlatsak her şeyimizi , bir bir anlatsak. Bir çay içmez misin benimle? Gelsen otursak, konuşsak. O içimizdeki muhabbeti döksek ortaya. Sükut ettiğimizde de gönüllerimiz konuşsa. Huzur içinde izlesek boğazı, manzarayı. Huzur bizimle, biz huzurla olsak. Seninle üniversitede kampüs boyunca yan yana yürüdüğümüz, sohbet ettiğimiz gün hayatımın en bahtiyar günlerinden birisi gibiydi canım benim.. Nur parem, can tanem.
mavi gökyüzünün altında ne insanlar var ki başkalarının onları önemsediğini düşünürler de kendileri nasıl bir duyguyla bağlıysa diğer şahsa o da ona öylece bağlı sanır. Fakat bilinmelidir, herkes farklı yaratılmıştır ve bazı zaman ve mekanda küçük de olsa tanıyabiliriz belki birbirimizi. Sonra unutulur ve unutulur... anlam yoktu. Bir paradoks olarak sıradan olduğumu anlıyorum ve bu da sizi anladığımı gösteriyor. Bunu kabul etmem gerek. Sıradanlığı... köpekler artık havlamayi kesti. Keşke hep sessizlik olsa...
bedenimiz, çevremiz, ağaçlar, hayvanlar sürekli zamanın etkisi altında gelişip değişiyorlar.
etrafımızdaki tüm hareket zaman kaydında sürmekte ve sonunda bitmektedir.
eğer sevgiden bahsedilecekse sonsuzluktan dolayısıyla zamansızlıktan bahsedilmesi gerekir. çünkü sevgi zamana hükmedebilir ve onun etkisini ortadan kaldırabilir özelliktedir.
bunu iç içe daireler olarak hayal edebiliriz. zaman en içteki daire olan eşyaya hükmedebilirken, sevgi zamanı da kapsayarak etrafımızdaki tüm oluşların kaynağı konumuna yükselir.
ve son olarak zaman gibi sevgi dahi yaratılmıştır.
Aslında ilkel Genlerimizde olmayan ve toplumsal süreç içinde gelişerek öğrenilen bir olgudur. insanin içinde ne kadar sevgi varsa bi o kadar da vahset, öfke ve acımasızlık vardır. Bunu bilhassa gelişim çağında olan çocukların birbirlerine, doğaya ve hayvanlara karşı olan acımasızlığı ve zalimliğinden anlayabiliriz... hep bi telkinle, toplum içinde görerek ve öğrenerek gelişmiştir bu duygu..