sevgi verip sevgi alma

entry4 galeri0
    1.
  1. - mutlu yaşamın parolası

    - çekim yasası

    - kaderin seçilebilirliği

    - mutluluk frekansında olma

    pek yakın sayılamayacak yakın bir tarihte okuduğum yeni nesil secret dan kafama düşenlerdi bu cümleler. sayelerinde
    geceleri son sigaranın hatrına kuru öksürükle münakaşa ettiğim dakikalarda, iyi düşünmenin kılını yarabiliyordum anlayacağınız.
    aslında o kitaptan bihaber yaşadığım dönemde, farkında olmadan uygulamaya çalıştığım kırıntıların ekmeğiymiş bu.

    - istediğiniz şeyi sadece isteyin. nasıl olacağını hiç düşünmeyin.(!)

    hah burası tam bana göreydi. içinizde küçük bir oblomov ruhu taşıyın, tembelliğin daniskasını yapın demiyordu da <yılmaz erdoğan; gülben ergen'in kaynı> nasıl olacağına takılmayın.
    sevdim burayı. bir de demez mi,

    - zamanın en büyük buluşları, kimilerince alay konusu olan hayallerden ibaretti.
    aksini düşünmek ne mümkün.
    küçük çaplı işlerde anında karşılığı alınıyordu. artık bardakta su olmadığında bile havayla dolu olduğunu biliyordum; o derece...
    bir müddet sonra olumlu düşünmede ustalaştım. etrafımda pozitivizm kaynaklı güçlü bir çember vardı sanki. hissediyordum bildiğin. üzülmüyordum ki üzülemiyordum. sevmekte fena olmadığımı farkettim. zaten kinci yapıdan uzak olmamın sayesinde sabrın doruklarında soluklanıyor, sevinecek şeylerin bir bir karşıma çıkmasının heyecanıyla dolup taşıyordum.

    neden?

    çünkü günden güne büyüyen bir gücüm vardı;

    sevgi.

    ''her şey ama her şey güzeldir; görmesini ve olayı sevmesini bilene''
    çok ısınmıştım otu-boku sevmeye. önemli olan mutlu olmaktı; mutluydum.

    -sevin, ilerde kavuşacağınız anı düşleyin. renkleri tasvirleyin. her şey canlı olsun.

    kulağa zor gelmiyor. bunlar hepimizin yapabildiği şeylerdi pekala.
    ha işin inceliği, bu safsatanın asla sekteye uğramaması. ne demek şimdi bu? yani aynı deli dolulukla iyi şeyler düşünmeye devam etmekti. etmeyene aşkolsun!

    etmeyene aşkolsun da insanız biz de. her şeye tam zamanında, hakkını vererek yetişmek ne zor!
    maddi durumdan, vizesinden, nezlesinden, dil kursundan, abisinden ablasına, esnafından imamına, ebesinden ...
    bir de baktım
    (bkz: zor zamanlar) dayım

    - nasıl olacağının bir önemi yok. çekim yasası duygularınıza hitap edeni bulur getirir. yeter ki siz, o var'mış gibi yapın.

    iyi de bu işte bir terslik vardı. durup dururken kimseyi istemiyordum.
    hatta vazgeçtim ben yasa falan da istemiyordum. ben böyle iyiydim, mutluydum...

    hiç hesapta olmayan çekim yasası buldu,
    zaman içinde,
    duygularıma tam anlamıyla
    hitap ettiğini gözüme soktu.
    pek sonraları bilindik bir ses,

    '' oğlum sen de şakaya gelmiyon hiç, alttarafı benzer dokudasınız ve birlikte mutlusunuz diye kendini nimetten sanma''

    diyebildi.
    çarkı çevirdi ve ben olmam gerektiğim yerde değildim. *
    siz hayal etmeseniz bile,
    hayalinizdekinden çok daha güzelini yaşasanız bile,
    ortada önüne geçilmeyen acayip bir ''yasa'' var.
    tüm gerçekleri koysanız masaya,
    gerçekten daha keskin,
    yendim yahut yenildim diyemeyeceğiniz,
    kontrol altına alınamayan
    acayip bir ''yasa'' ki,
    kabullenmesi de bir o kadar acayip, mücadelesi de.

    kader demeye dilim varmıyor.

    neyse sikret! secret
    *
    0 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. iyi alısveriştir, fişini alana vergi indirimi sagalamaktadır.
    0 ...
  5. 4.
  6. sevgi alınıp verilebilen bir nesne olsaydı dünyada kavgalar ve savaşlar yaşanmazdı. olmayacak aktivitedir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük