yeterince sevmemekten ileri gelir. zira kalple mantık arasında seçim yapıp mantığı seçebilen, dolayısıyla 'severek unutabilen' insan yeterince sevmiyordur.
Bu kimileri için çok zordur belki de imkansız* Aradan 12 ay geçmesine rağmen hala geceleri sıçrayarak uyanmalar, sürekli onu düşünmek, ne yaptığım ne yapacağım işten zevk alamamak..Zordur bunlar, umarım siz daha güçlüsünüzdür.
üzerinde çalıştığım şey; seve seve unutmaktır, aksi halde diğer türlüsü de aynıdır, ya seve seve, ya sevmeye sevmeye. yavaş yavaş unutmaktır..
ya ne yapacağız bi diyin o zaman? ayrılınmış, bitmiş..
olmayacak şeydir. yalın ın da dediği gibi:
severek unutmak olur iş mi?
bilerek uçuruma önden atlanır mı ki?
kaybettiginin yerine ne koysan dolmaz, boş bırakıcam yerini.
hep bomboş.
severek unutmak olur iş mi?
bilerek uçuruma önden atlanırmı ki?
kaybettiğinin yerine ne koysan dolmaz..
boş bırakıcam yerini.. hep bomboş..
(bkz: yalın)
unutmaya kendini şartlarsın ama unutamazsın. 6 yıl boyunca ne sesini duymuşsundur ne yüzünü görmüşsündür. çevrendekilere söyleyince "enayimisin oğlum sen" tepkisini almışsındır. ama zamanında gerçekten sevmişsindir ve yıllar onu kalbinden söküp atamamıştır. özlersin sürekli ama nafiledir. bilirsin ki o hayatını kurmuş seni unutmuştur. yine unutmazsın ama. içinde ufacık bir umut vardır ki oda olmayacak birşeyi bir gün olacakmış gibi yalamana vesile olur.
unutmak değil alışmaktır. rutin hayata ve onsuzluğa, şimdiki zamanın getirdiği binimum yeni oyunlara, olaylara ve insanlara alışmaktır. kötü değildir, sadece içinizi acıtır; hem de çok...
fazlaca tekrar edildiğinde bağışıklık yapan acıdır. artık her ilişkinin başlangıcında sonunu anlar hale gelirsiniz. pişersiniz, yanarsınız.
(bkz: acı patlıcan)
duruma göre artıları ve eksileri olan olay.
sevip, ayrılmak zorunluysa artısı olan, severken karşı tarafın darbesini yiyerek unutmaksa eksileri bol olandır. çünkü unutmak ve ayrılmak her zaman kötü değildir.