suçluluk duygusu gibidir..
hemen bitirildiği için içten içe kızgınlık duyulur ,kitaptaki kahramanların birer hayal ürünü olduğu gerçeği ile yüzleşme vaktidir -hayal kırıklığı yaşanır..
sonra en başa geri dönülür ve altı çizilen, yanına yıldızlar kondurulan bazen de anlamsız figürlerlerle işaretlenmiş olan satırlar tekrar tekrar okunurak bir süre kitabın etkisinde kalınır..
sonra yazarın diğer kitapları belirlenir ve okumak için sabırsızlanılır..
Ben bunu severek yaşanan hayatın bitmesine benzettim.
Eninde sonunda bitecek yani.
Kitabı yarıda kesmekte intihar oluyor bu noktada.
Güzel ise çabuk geçiyor.
Sevmediğiniz sıkıcı bir kitap ise bitmek bilmiyor daha da bunaltıyor adamı.
Bir de şu var illa kitabı çok sevdin diye başka şeyleri göz ardı etmemek lazım.
Yapacak bir sürü güzel iş var.
Madem başta kitabı hayata benzettik o zaman sadece tek bir işten ibaret olmasın bu hayat.
son sayfasına gelebilmek için çabayla okuduğumuz ancak son kelime okunduğu anda bitti mi yani diye düşündüğümüz ve her zaman akla takılan soru işaretleriyle boğuştuğumuz andır. Acaba sonra ne oldu?, Yani?, Neden?...
zincirleme reaksiyon başlatır.
yazarın tüm kitapları teker teker ve büyük bir iştahla tüketiliverir.
stephen king okuduğum günleri hatırlıyorum da,
mahşer le başlayan vay be coşkum kara kule serisini tükettiğim 5 ay sonrasına kadar sürmüştü.
Kitabın son sayfalarına doğru garip bi hüzün kaplar insanın içini. Hatta daha sonra okuyacağı 2-3 kitapta hep o severek okunan kitaptan bir şeyler aranır.
bitmesin istenendir.ben okumam o kitabı bitmesin diye.hele bi de heyecanlıysa heyecandan okuyamam.sonra meraktan çatlayıp okuyup bitiririm sonrada 3 gün yasını tutarım içimde garip bir sevinçle.