bugün

Severek ayrılanlar bilirler ayrılığı
Severek ayrılanlar yaşarlar pişmanlığı
Çok uzak şehirlerde aynı çarpar iki yürek
Çok uzak bir şehırde beklendiğini bilerek

Gün gelir için yanar elin gider mektuplara
Gün gelir beni ararsın gözün dalar uzaklara
Yaz gelir sıcak olur akşam sahil yollarında
Her adımda beni ararsın gözün dalar uzaklara

Rüzgar aşkımı kucağına alsa
Dağları tepeleri aşsa
Saçlarına ulaşsa

Rüzgar aşkımı kucağına alsa
Dağları tepeleri aşsa
Saçlarına ulaşsa

Severek ayrılanlar bilirler ayrılığı
Severek ayrılanlar yaşarlar pişmanlığı
Çok uzak şehirlerde aynı çarpar iki yürek
Çok uzak bir şehırde beklendiğini bilerek

Gün gelir için yanar elin gider mektuplara
Gün gelir beni ararsın gözün dalar uzaklara
Yaz gelir sıcak olur akşam sahil yollarında
Her adımda beni ararsın gözün dalar ufuklara

Rüzgar aşkımı kucağına alsa
Dağları tepeleri aşsa
Saçlarına ulaşsa

Rüzgar aşkımı kucağına alsa
Dağları tepeleri aşsa
Saçlarına ulaşsa

Severek ayrılanlar bilirler ayrılığı
Sen benim eş ruhumsun
Unutmuş olsan hissederdim
Unutmuş olsan yanımda durmazdı her sabah hayalin
Seni görmek için geri geldim
Sen gideli çok olmuş
Nereye gidersen git
Çantanda bir resmim
Aklında gülüşüm olsun
Ben seni gerçekten sevdim
Bitmez demiştim bitmedi.

yukarıda sözleri yazılı olan bir Ayna grubu şarkısı.
ayna'nin adamin agzina durup dururken sican parcasidir. ne bileyim coktan cenazesini kaldirdiğiniz ve unuttugunuz ama bir mezar tasinin verdiği huzursuzluklari hoplatir bu parca. bu parcanin yorumu idi.

insan bir zaman sonra birseylerden ayrilir. yahut eli mahkum götü gardiyan mecbur olur. evet hiçbir sey sonsuza kadar sürmez. her merhaba belki bir elveda demektir.

gün gelir söyle bir arkaya bakilir geride birakilmiş yola.

hele aylar sonbahar, günlerden bayram ise ama sokaklarda hüzünlü yalnizlar ve migdede lahmacun ile irish cream'in harman oldugu bir durumda düsünmek biraz fena eder.

evet gün gelir insanin eli gider mektuplara yahutta düsüne düsüne boku cikmiş ve her ayrintisi ezberlenmiş ve sinede katmerlenmiş hatiralar.

suretlere, hikayelere, anlara bir yolculuk baslar. der ki insanoglu yasadim ve hayati cok sevdim. birakmaya hazirim.

o katmerli bilinmezlikle dolu ama merhametli tanrinin ülkesine dogru yolculuga hazirim der.

der ki ben bu hayati sevdim ama bitmek zorundayim.

bir mum gibi erdiğim batarken isiltadiğim gecenin karanliklarina bir akis vermek istedim.

oldu mu olmadi mi bilemiyorum?

zaman gitmenin gerektiğini söylüyor? - ama nereye?-

belki de zaman makinesi icat edip yapilan hatiralari tamir etmek lazim.

herneyse olan olmuş, ölen ölmüstür - kalan saglar nerde-

bugün yine bayram sabahina uyandim.

sunu farkettim bugun de herzaman ki gibi bir gün.

giyinip kusanmanin ne anlami var?

akrabalarini dostlarini sadece bayramlara mahsus hatirlayip 363 unutmak pek akla yakın değildir.

aman sacmaliyorum iste...

benden size bir tiyo...

içeceksen vat 69 viskisi iceceksin

bineceksen mercedes arabadan başkasini tanimayacaksin...
'cunku ayriliklar da sevdaya dahil
cunku ayrilanlar hala sevgili'

atilla ilhan olayı çok iyi özetliyor.
Sevmenin, aşık olmanın bir ilişkiyi sağlıklı yürütmek için yeterli olmadığının farkına varmış çiftlerdir.
aralarındaki farklılıkların yarattığı üzüntüler sevgilerine zarar vermeye başlayan ve sevgileri hep böyle güzel kalsın, güzel hatırlansın diye düşünen aşıklardır.
(bkz: söverek ayrılanlar)
çok pis bir duygudur.
kızın anası tarafından zorla ayrılmaya mecbur bırakılanlar grubunda ben de varım.
içindeki aşkı ömür boyu bir nevi "tümör" gibi taşıyacak olan insanlardır.
tek umut olarak bunun iyi huylu bir tümör olup, birgün kansere dönüşmemesi için biraz çabaya biraz da şansa ihtiyacı olan insalardır.. zira direnmeyi bıraktıkları an ölüm gibi çullanır adamın üstüne bu acı.
ayrılık acısını bilen insanlardır.
Dünyanın en aptal varlıkları.
bilmeyen için saçmalayandırlar.

bilen için başka çaresi olmayandırlar.

hiç inanmazdım ama cidden varmış böyle bir şey.

çünkü bence aşk iki kişilik değil malesef sülale boyu.

karışan, girişen dolu.
en azından biri kalbiyle değil aklıyla hareket etmeye başlamıştır. diğeri hala kalbiyle hareket ediyorsa pek yazıktır. sevgiyi kalbin sınırsızlığı yerine aklın rasyonelliğine hapseden ve giden tüm herkesin o acıyı çekmesi ümidiyle.
yanlış yer ve zamanlarda sevmiş olan kişilerdir...
ayrılığı bilen kişi grubu.
serin bir yaz gecesinde denizin öte tarafındaki bir sevgiliye söyleniyorsa eger bir kumsalda bağıra bağıra, insanı daha bir fena yapan şarkıdır.