neyim var içimdeki sevebilme gücümden başka?
insan başka ne için yaşar ki.
ki ben asırlardır vazgeçmedim sevmekten.
insanlar değişti, kiminin şekli kiminin ruhu.
ben sevmeyi sevmekten vazgeçmedim hiç.
leo buscaglia'nın ısrarla olduğunu iddia ettiği ama sonucunda intiharına sebebiyet veren yetenek türüdür.
öğrenmeye çalışıyorsan senin için çok geçtir artık. sevgi üretebilme becerisi, ailede başlayan bir süreçtir. senin biyolojik sınırların, sosyal ve kültürel ortamınla şekillenir. 30 undan sonra öğrenmeye kalkarsan bale yapan hamza abi olursun.
Evrenle ve kendiyle barışık her insanda olan özelliktir.
içimizde var olandır, ihtiyaç hissettiğimizdir, sevme dürtüsü.
Önemli olan sevebilme değil, nasıl sevdiğindir.
Ayı gibi mi, aslan gibi mi?!
Beceremiyorum ben şu meredi bi türlü. Veremiyorum yani karşıya, yoksa içimde fırtınanın en delisi kopuyor ama karşıya 10/1 i anca geçiyor. Bu yüzden kaybediyorum insanları halbuki gördükleri sadece icebergün üst tarafı, hoş kızamıyorum ne kendime ne de karşı tarafa. Sonra kendimi yiyip duruyorum işte.
Bende olduğuna inandığım en iyi yetenek. Acısını da sever mi insan seviyorum. Ya da ağaçta gördüğüm sincapa o an müthiş bir sevgi duyuyorum. Böyle uzar gider.
Fakat herkeste olmamasını dilediğim de bir yetenek. Malum kimisi sevemiyor, sevgisi bile zarar veriyor.
Bu konuda yazmak istediğim çok şey var ama elimden geldiğince kısa tutmaya çalışacağım. Sevebilmek gerçekten bir yetenek midir bilmiyorum ama insanın içinden bir defa gittiğinde geri dönmeyen, dönmesi çok zor olan bir eylem sevmek. Uzun zamandır kimseyi sevemiyorum, bana o kadar iyiliği dokunan her daim iyiliğimi isteyen insanlara karşı bile durum böyle, içimde en iyi ihtimalle bir minnet duygusu oluyor o da kısa bir sürede buhar olup uçuyor. Böylesine bir hayat sürerken anlıyorum ki insanı hayata bağlayan nadir şeylerden biri sevmek, sevilmek. Yoksa bu hayattan kopukluğumun bir tanımı olamaz.