Herkeste vardır aslında. Ama herkeste aynı değildir. Gerçekten yetenekli olanlar onu bir nişan gibi taşır; dik, mutlu, ışıl ışıl, göstererek, övünerek, sevinerek. Ağaca sarılmak, kediyi okşamak, bebeği öpmek, birini sevindirmek, bir yere bir sürpriz bırakmak, özlemek önemlidir onun için. Ben o nişanı taşıyanların çok güzel sevmelerle büyüdüğüne inanırım, ya da severken mutlu yüzlerle izlendiğine.
herhalde rus ruleti gibi lan bu meret.
bir kere sıkıyorsun, ya sonsuza dek mutlu mesut ölü kalıyorsun, ya da yanlış yerde sıkıp ömür boyu çilesini çekiyorsun.
Herkeste mevcut olmayan yetenek. Muhtemelen sevilmenin getirisi olarak ediniliyor olabilir. Hiç sevilmeyenlerin sevmeyi bilmemesini anlayabiliyorum. Ama sevilip de sevemeyen, sevebilme yeteneği olmayana üzülürüm.
Sevebilitedir.
Ebilite demek ability kelimesinden gelmektedir ve yetenek anlamı taşır.
Yani sevebilme = sevebilite = sev ability = sevme yeteneği.
Diloloji bilimine hakim bir yazar olarak sizleri slamlıyorum.
Sevebilme yeteneği gerçekten. Düşündüm de bir yetenek bazısı çok yeteneklidir bazısı yeteneksiz. Bazısı yetenekli olmaya çalışır yeteneği kazanmaya çalışır. Bazısı okadar yeteneklidir ki size de bulaştırır ve bir anda dünyanın en yeteneksiz insanı iken sevebilme yeteneğinin en güzelini kazanmış olursunuz
Bu konuda yazmak istediğim çok şey var ama elimden geldiğince kısa tutmaya çalışacağım. Sevebilmek gerçekten bir yetenek midir bilmiyorum ama insanın içinden bir defa gittiğinde geri dönmeyen, dönmesi çok zor olan bir eylem sevmek. Uzun zamandır kimseyi sevemiyorum, bana o kadar iyiliği dokunan her daim iyiliğimi isteyen insanlara karşı bile durum böyle, içimde en iyi ihtimalle bir minnet duygusu oluyor o da kısa bir sürede buhar olup uçuyor. Böylesine bir hayat sürerken anlıyorum ki insanı hayata bağlayan nadir şeylerden biri sevmek, sevilmek. Yoksa bu hayattan kopukluğumun bir tanımı olamaz.
Bende olduğuna inandığım en iyi yetenek. Acısını da sever mi insan seviyorum. Ya da ağaçta gördüğüm sincapa o an müthiş bir sevgi duyuyorum. Böyle uzar gider.
Fakat herkeste olmamasını dilediğim de bir yetenek. Malum kimisi sevemiyor, sevgisi bile zarar veriyor.
Beceremiyorum ben şu meredi bi türlü. Veremiyorum yani karşıya, yoksa içimde fırtınanın en delisi kopuyor ama karşıya 10/1 i anca geçiyor. Bu yüzden kaybediyorum insanları halbuki gördükleri sadece icebergün üst tarafı, hoş kızamıyorum ne kendime ne de karşı tarafa. Sonra kendimi yiyip duruyorum işte.
Evrenle ve kendiyle barışık her insanda olan özelliktir.
içimizde var olandır, ihtiyaç hissettiğimizdir, sevme dürtüsü.
Önemli olan sevebilme değil, nasıl sevdiğindir.
Ayı gibi mi, aslan gibi mi?!