bugün

Karaçalı dan bekledigim sarkidir. Melis danismend ve cem adrian da sarkida yer alcaktir.
uzun zamandır beklenen Karaçalı parçasıdır. Sesindeki Haziran kadar damga vuramaz ama Rap denilince akla gelecek parçalardan biri olabilir.
bu akşam itibariyle yayınlandı. hayırlı olsun.
yayınlanmış olan şarkıdır.

ekleme: benim için beklentiyi karşılamamıştır. ben sesindeki haziran ile mutluyum.
Sesindeki haziran'ın devamı niteliğinde olan parça. Bir alex olmasa da mutluyken yanlışlıkla dinlenmemesi gereken şarkılardandır.
Yanlış bilmiyorsam karaçalının son şarkısı olacak bu. Mükemmel ötesi bir şarkı olmuş.
zamansız ve fransız kör makas kesik rızk.
Bir karaçalı efsanesidir. Danışment ve adrian parçayı biraz bozmuş ama karaçalı toparlamış.
Şimdi seni gaspedecekler bir yüzük ve müstakil evle
Benim bütün takım elbiselerime pişmanlık sıçrayacak
O zaman çöküp bi sigara yapabilirim bu kentte
Yağmurlar yağdırabilirim taze simit kuyruklarına

Dizeleriyle hüzne boğan şarkı. Karaçalı nın bir güzelliğidir. Bu nasıl şiir. Çok iyi be.
Karaçalı parçası.

https://youtu.be/RQa1nXW1Q9U
Bu şarkıyı ikiye ayırmak gerek. Sesindeki kısmı sesindeki haziran şarkısının devamı niteliğinde bir şarkı olurken yalnızlık kısmı ise cem adrian ın yalnızlık şarkısının ta kendisi. O yüzden iki şarkının birleşimi bir parça olmuş. Bir uyumsuzluk göze çarpıyor mesela sesindeki haziranda giren fransız parça bütünlüğü sağlıyor ve daha güzel hale getiriyordu ama yine de güzel bir parça.

Gözlerinde buz parçaları izler, sessizlik
Ve sessiz bir sitem olarak, kalkar yıldızları izler
Aşk yok, markaların kalbinde yatan yalnızlık var
Ben yokum, aynada biriken, uzayan yalnızlıklar

Size acı, içki ve unutuş eğer: aşk
Batma, ölüm ve hiçlikse dayatılan rol desem
Bu sürgülü ve keçeleşmiş kirpiklerin ne anlamı var?
Size gösterilen bir veda ve yol desem

Ve kan, ve hayat, ve duygular bana mutluluk
Biraz ne zan, ne sana dair kırık bir ati. Konu: Miras
Üzgünüm denedim her versiyonunu üzgünlüğün
Kaybetmek korkularıydı odama giren mavi duman

O sesler de kayıp, içim bomboş artık
Daha mı yalnızım? Hayır!
Mutsuzluk uyuşturuyor, umudun kıyısız tarafındayım
Ben asla ağlamam, sadece gözlerim dayanıksız

Hayvan yangısı, yılgın çiçek çelenkleri gönderdim cenazeme
Şimdi gündelikçi akşamlara kon
Hatırlat bana uzak ve yakınlığın sarıldığı bankı
Hatırlat, nasıl başlamalıydı dinlediğimiz ilk şarkı?
Hatırlat başak saplarını dik tutan gölgemi
Hatırlat efkarı, deliren gezegenimi ve öfkemi
Hatırlat nasıl yenilirdi güneş? Çiçekleri delip geç!
Hatırlat bana benzediğin şehri, gerçekten sevince

Bir yağmura başlar gibi, bir koşuda yavaşlar gibi
Şaşkın ve atılgan, ataerkil ve kıvrak
Bir ismin arasına kıstırılmış sonsuzluk gibi aşk
Nasıl yol alır sayısız dudaklarından?

Gel kıyılarına yüzümün, yüzme öğret can çekişen balıklarına
Gel o kumun dakikalarına kumrallığını uzat
Ve biraz sakalımın kokusunu al, götür ört yastığına
Bir oğul doğur ve beni unut, hatıralarımı yak

Şimdi hiç görmedim o son seviştiğin yabancıyı
Alışırım konuk oyuncu olup kaçınılmaz sonlarıma
Mutluluk üzerine bahis yapma zamanlarımızdı, hatırlarım
Ansızın kente ve yüreğime doğrulttuğun tabancayı
Zamansız ve Fransız, kör makas, kesik rızk
Kahve ile dirilen hücre, bunlar bizim merhabalarımız
Nikotinle görünen sabah, bunlar bizim günaydınımız
Bir unutuşun ortasındayız, bunlar elvedalarımız

Şimdi seni gasp edecekler bir yüzük ve müstakil evle
Benim bütün takım elbiselerime pişmanlık sıçrayacak
O zaman çöküp bir sigara yakabilirim bu kentte
Yağmurlar yağdırabilirim taze simit kuyruklarına

Gidişine korunamadığım gibi, dönüşünü de savunamam
Yokluğuna dayanabilirim, ancak sade bir fotoğraf olarak
Köprüler de ayrılabiliyor, nehirler de sevgilim
Hayat böyle; bir yerden sonra ne kadar karışsan da kalabalıklara
Çok gözel bir şarkı.