seovi'nin yeni yöntemi. herkesi seri olarak tebrik eder, ''ooo, helal'' , ''döktürmüşsün, süper olmuş''.. gün sonunda da ''ben'' butonuna bastığınızda hayal kırıklığı yaşarsınız. zira entrylerinizin hiç biri oylanmamıştır. hüzünlü bir biçimde bilgisayarı kapatıp yolunuza bakarsınız. ayıptır, günahtır.
'bazen' aynen öyle diyeceginiz durum...ama seovi den iyi oldugu kesindir.hiç degilse seovi gibi kin tutmaz.
ayrıca seoviyle aranızdakinden farklı olarak kim oldugunu bilirsiniz ve karşılıklı bir nezaket söz konusudur.*
aramaya inanan nadir yazarlardan olaraktan "yazarı tebrik edip yine de artı oy vermemek" yazıp düştüm bu başlığa. kendimi tebrik ediyorum ama artı oy vermeyeceğim. sadece tebrikle yetincem. *
ha söyleyeceğim şeye gelecek olursak. ben ipne olarak addedmek istemem. mesajla tebrik etmek de bir takdirdir sonuçta. karmaya yansıması önemli değil, beğenilmesi önemli elbette ki.. zaten sanat toplum içindir bana göre. takdir almak için yapıyoruz ama tabii karşılığı da olmalı diğer yandan. bu tıpkı kemal sunal'ın köfteci sahnesi gibi:
köyden şehre yeni gelmiş kahramanımız, parayı da şehir çakallarına kaptırmış, tabii farkında değil. acıkıyor ve seyyar köfteciden bir köfte alıyor. yemeye başlıyor köftecinin az uzağında. köfteci ona dönüp "keyfin yerine geldi. köfte güzel değil mi?" diyor. "ıhhmmm" yapıp eliyle de 'lezzetli' işareti yapıyor kemal sunal. köfteci de "parasını ver de bizim de keyfimiz yerine gelsin." diyor ve dananın kuyruğu orada kopuyor..
yani o arkadaşlara sesleniyorum, köfte güzel madem parasını verin de biz de keyiflenelim. yazmaya hevesimiz olsun.. gerçi uludağ sözlük'ün büyük sorunlarından birisi fazla oy kullanılmaması ama olsun yine de bir çırpınıştır bu. saygılar & sevgiler.