ilk gerçekçi roman olması belli birkaç sebebe bağlı tamamen gerçekçi değil. akımın çürük üzümü. -üzüm demek istedim içimden geldi-
ayrıca samipaşazade, ay kadınlar ne kadar eziliyor, ne eziyet ne cefa diye diye her romanın sonunda öldürüyor bu kadınları. bu ne perhiz bu ne üzüm turşusu sami bey? bu kadar öldürecek ne vardı kız kendini nehre bıraktı gitti. yazık.
on beş yıl olmuştur en az, aklımdan çıkmamış. spoiler da belirtmiyorum. samipaşazade olsa o da öyle yapardı çünkü kendi kişiliğini romanlarda açığa vurmayı kopya vermeyi seviyordu rahmetli. adı yaşasın romantik bir adamdı, gerçekçilik durmadı üzerinde.