serendipity

entry38 galeri3
    38.
  1. ilk kez duyduğum kelimeler listeme eklenebilecek şey.
    1 ...
  2. 37.
  3. Türkçesi mutlu tesadüf, tevâfuk. Serendip aslında Sri Lanka’nın eski adı. Farsça bir peri masalı olan The Three Princes of Serendip’ten alınmış.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2296192/+
    2 ...
  4. 36.
  5. Temiz kalpli, hayata umutla bakan b zamanlarımda izlediğim ve çok beğendiğim bir romantik komedi. Ama romantik yönü çok çok daha ağır basıyor.

    Önereceğim farklı Türevleri:

    Aşk doktoru
    Bugün aslında dündü
    Ah Mary vah Mary

    Komedi olmalarına rağmen müthiş aşk filmleri...
    0 ...
  6. 35.
  7. http://www.imdb.com/title/tt0240890
    Final sahnesi sonrası, "Sinemayı bu tür filmler sayesinde seviyorum" dediğim, başrolde John Cusack ile
    Kate Beckinsalein olduğu, Kader üzerine çok keyifli bir hikaye ve film. Başlar başlamaz insanı içine çekiyor ve sonuna kadar aşıkların kavuşması için bir umuttur gidiyor. Oyuncular da aynı samimiyetle oynamışlar özellikle Cusack çok iyiydi.
    0 ...
  8. 34.
  9. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1728568/+
    Acelesi varmış gibi konuyu hızlı aktarmaları sinir bozucu. Bir buçuk saat olacağına iki saat olsun mânalı olsun.
    14 şubat'ta veya sıkıldığınızda izleyebilirsiniz.
    11 ...
  10. 32.
  11. 32.
  12. Vizyona girdiği tarihten 16 yıl sonra izlememden ötürü kendimden utandığım romantik-komedi filmi.
    1 ...
  13. 31.
  14. kişinin, aramadığı (iyi) bir şeyi bulması; beklenmedik bir olumlu gelişme anlamı taşıyan ingilizce sözcük.
    1 ...
  15. 30.
  16. php blog cms uygulaması.
    geliştiricileri sanırım php.net yönetiminden.
    http://s9y.org/
    0 ...
  17. 29.
  18. tesadüfen karşılaşan iki kişinin yıllar sonra bir araya gelmelerini konu alan bir film. sıkıcı aynı zamanda. bazı sahnelerde bu ikilinin, farklı yerlerde tesadüfen birbirlerine değmeleri keyifli. sonu da mutlu bitiyor.
    ama anlamadığım bir şey hayatında biri varken, başka birini sadece bir gün gördüğün birini bu kadar benimsemek, yıllar sonra bile onun aklına gelmesi, onu aramak pek mantık işi değil saçma yani.
    0 ...
  19. 28.
  20. tanışma esnasında en sevdiğin cinsel pozisyon ne sorusunun sorulduğu film. sıkıcı. sonu da gayet boktan bitti. aksiyon yok, kavga-gürültü yok. yavan geldi bana. sanırım bu amerikan tarzı romantik filmler beni açmıyor...
    0 ...
  21. 27.
  22. telaffuzuna bayıldığımdan ilk sempatimi alan tam çerezlik bir romantik komedi. ilerde bir gün bir kafem olursa isim babası olacaktır ayrıca. şiddetle tavsiye edilir.
    0 ...
  23. 26.
  24. the cranberries'in sonbaharda çıkaracağı 15 parçalı roses albümünün onuncu şarkısı.
    0 ...
  25. 25.
  26. dün izlediğim ve romantik komedi sevenlerin beğeneceğini düşündüğüm film.
    0 ...
  27. 24.
  28. 23.
  29. yeni duyduğum ama anlatımıyla ve ismi ile bile beni etkileyen film.
    0 ...
  30. 22.
  31. Yeni yıl gelirken izlemek istenilesi filmlerin ikincisi. Birincisi için (bkz: you've got mail)

    insanın salak, aptal olası geldiği filmdir bir de bu.

    Bir de kış akşamlarını sıcak tutan aşk filmlerinden...
    0 ...
  32. 21.
  33. aşk ile kaderin biraz fazla ilintilendirildiği film. kurgu çok hoş, sahneler çok başarılı, insanın yüreği sızlıyor açıkçası izlerken, iz de bırakıyor ama biraz abartılmış gibi. çok fazla aksilik olmakta. gerçi anlık aksilikler onlar. gerçekten aramak lazım ki bulduğunda bir kıymeti olsun mantığıyla tanrı'nın yaşattığı ufak ve geçici aksilikler. ama iz bırakıyor film. olasılıksız bittiğinde de zihnim bir değişmişti, şimdi de. artık ''acaba bu bir işaret mi?'' triplerine girip herşeyi oluruna bırakırım muhtemelen 1-2 ay. *
    bu arada aşık olduğum kız verdi bu filmi bana sevgili sözlük. aşık olduğumu bilmesine rağmen. işaret mi bu sence? *
    0 ...
  34. 20.
  35. 19.
  36. şu an tnt'de yayınlanan filmdir. *
    0 ...
  37. 18.
  38. 10 üzerinden 10... fazla söze gerek yok romantik film severlerin mutlaka izlemesi gereken filmlerden biri....
    2 ...
  39. 17.
  40. asansörde düğmelere basan fırlamaya fazlaca sinir olunan film.
    3 ...
  41. 16.
  42. en güzel romantik komedilerden biridir. izlenmiş olma oranının da düşük olması gariptir. *
    1 ...
  43. 15.
  44. sıcacık bir film. fakat yer yer sinirleriniz alt üst olabiliyor. yeter artık kardeşim çok uzatmışsınız dedirtiyor. wicker park'ın bu filmden esinlenmiş bir tarafı da olabileceği de ihtimaller arasında.

    john cusack da john cusackmış hani *.
    1 ...
  45. 14.
  46. ingilizce sözlük karşılığı, 'the faculty of making happy and unexpected discoveries by accident', türkçeye "kaza (tesadüf) eseri beklenmedik (önceden planlanmamış) ve olumlu (iyi) bir netice elde etme durumu" olarak çevrilebilir. Bir araştirmaya göre ingiliz dilinden en zor tercümesi yapılabilen on sözcükten birisiymiş: http://www.experiencefest...ay_translations/id/559680
    http://clearwordstranslat...icult-words-to-translate/
    gerçi 'çeviri zorluğu' diline göre değişen bir sıkıntıdır, orası ayrı.

    hikaye o ki, bu sözcük ingiliz diline ilk kez 1754'de entellektüel yazar horace walpole'ın dinlemiş olduğu bir fars halk hikayesinden etkilemesi neticesinde sokulmuştur. sözcüğün günümüzdeki kullanım anlamı ile 20. yüzyil itibarı ile oturmuş ve genelde bilimsel araştırmalar veya teknolojik denemeler esnasında yanlışlıkla keşfedilen yeni buluşları tarif etmek maksadiyla kullanılmaya başlamış. bu azımsanacak nadir bir hadise değil, hatta bazı yorumlara göre birçok icat başka birşey aranırken bulunmuştur. misal, hergün kullandığımız mikrodalga fırının icadı serendipity'e güzel bir örnek: (bkz: https://en.wikipedia.org/.../Microwave_oven#Discovery)

    sözcüğün bir çok dilde olduğu gibi türkçede de bire bir karşılığı yok. belki edebi çevrelerde vardır, ancak yaygin olarak duyulmuş değil. yine de, türkçe bu kelimeyi çevirebilmek için gerekli malzemeye sahip, ama uygunluk meselesi tartışmaya açık:

    mesela, "ballı" sozcugu mecazi anlaminda "şanslı" -ancak sadece "olumlu" anlamda şanslı- olarak kullanilir. bu hem halk arasında, hem de dil kurumlarınca kabul görmüş bir kullanımdır (bkz: https://sozluk.gov.tr/). serendipity "kaza eseri ortaya çıkma" durumuna da vurgu yapar. dolayısıyla bal ve kaza kelimeleri birleştirilerek "balkaza" sözcüğü türetilebilir, en azindan anlam aktarılmış olur.

    yine de çeviri işi sadece kuru kuruya anlam aktarımından ibaret değil, kelime bazen de melodisi ve ahengi ile bir kültürün taşınmasını da gerektirebilir. kelimelerin 'havası' vardir, o dilin o kelimeyi kabul edip bünyesine alması diye henüz sırları çözülememiş dinamikleri vardır. böyle düşünüldüğünde "balkaza" veya benzeri masabaşında uydurulmuş kelimeler soluk ve havada asılı kalacaklardir. ancak sırf kelimeye ruh verelim derken "şansadüf" (şans+tesadüf; şanslı tesadüf) tarzı başka bir süslü ve zorlama uçukluğa ulaşmak da mümkün; yapaylığı ise cabası.

    kelimeyi "serendip" şekliyle türkçeye doğrudan adapte etsek bu kez dilin kullanıcıları ile kelime arasinda başka bir yabancılaşma doğar. peki zamanla sindirilmez mi? birçok yabancı kökenli kelimenin beş on yıl içinde türkçede sindirilme şekillerine bakıldığında kesinlikle sindirilir, mesele olmaz; teyzeler, amcalar bile alıştılar "vizyonunu genişlet" demeye. Gerçi 'televizyon' kelimesinin içinde vardı, ama tek başına yaygın olarak kullanılması 80'lerin ikinci yarısı itibarı ile başladı. "vizyon ne?" desen, "ufkunu yani..." diye yanit verirler ki, hiç de yanlış tanımlamış olmazlar.

    hem anlamı verecek (beklenmedik iyi sonuç doguran kaza), hem ağırlığı olan ve kulağa oturan bir ciddiyeti hissettirecek, hem mistik olacak, hem türkçe düşünen akılların "neye niyet neye kısmet" olarak tanımladığı duruma hitap edecek, hem de tek kelime olacak.

    bulmaca yani...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük