kimi zaman küfür etkisi yaratacak bir cümle de olabilir; nitekim insanın aklına da gelmiyo değil hani orospu musun arkadaşım niye herkes tanıyo seni demek...
seni tanımayan yok bu şehirde
salaş meyhanedeki yorgo
kır kahvesindeki süleyman abi
batakhanedeki mine
son ada vapurunun demir parmaklıkları
emirgan'daki tahta masa
bakırköy'deki seyyar satıcı
yeşilköy'deki dondurmacı
seni tanımayan yok bu şehirde
yeter çek git güneşimden
ya da beni bana bırak ne olur
hiç bir şey beklemem ayrılırken
seni tanımayan yok bu şehirde
dönüşünü bekler
evimdeki yastığım yorganım duvarım gitarım ben
rüzgar bir hüznü oynatır yerinden
ve sevgiyle ağlarım düne
ve birikir içimde bir acı şehir ve sen
aşkın içindeki çıplak ışıklardır
geceler boyunca yanan
geçmiş bir fırtına olur sürükler beni
kahrolurum inan
yeter çek git güneşimden
ya da beni bana bırak ne olur
hiç bir şey beklemem ayrılırken...
hakkında uydurulan tüm rivayetlerin yalan olduğu şarkıdır. asıl şarkı 45 dakikadır bize armağan edilen kısmı ise 4:45 sn dir. bu şarkı ne bir fahişeye de de bir konserde sevgilisini başka bir erkekle görmesinin üzerine yazılmıştır. hele o sevgili intihar falan etmemiştir. bu şarkı murat yılmazyıldırım ve bir arkadaşı tarafında (murat çelik değil) bir yaz günü bir incir ağacının altında oturup gitar çalarken yazılmıştır ve ilk çalışta 45 dakika sürmüştür. tabi albümde ve konserlerde 45 dakika çalınamayacağı için normal bir şarkı uzunluğundadır.
düş sokağı sakinlerinin insanı psikopata bağladığı ve müslüm gürsesi dinleyenlerin kendilerini kesmeye yeltenmesine hak vererek kendimi kesmke istediğimi aklıma sokan şarkıdır... dinledikçe duygusallığım tavan yapıyor.
düş sokağı sakinlerinin unutulmaz parçası desem yerdir. fakat bir anektot var; kız arkadaşa yollanmayacak bir şarkı. malum seni tanımayan yok bu şehir de demekle ne isteniyor acaba.
bir kıza sen *sun demenin en duygusal yönü.