bir kizin kendisinden hoslanan erkek icin sarf etmesi halinde erkek icin dünyayin sonu demektir.
(bkz: yakisikli degil ama sempatik)
alfabemizin degismesi halinde söyle de yazilabilir mesela.
(bkz: sempatique)
otelde bilmemne isleri müdürü olarak çalisan bir arkadasimin tesbitiydi. sempatik kelimesi hemen hemen bütün dillerde yer edinmis, anlasiliyor. bu eleman turist bayanlarla herhangi bir dille diyaloga giremeyecegini anladigi zaman arkadaslarinin yanina sokulur ve türk arkadaslarina "abi suna bak ne sempatik" (sempatik derken ses tonu yükselir) dermis. inek bu sayede bi çok kiz tarafindan gülücüklerle selamlanmayi ve ortamlara sizmayi basarmis.
sırıtık, sıcakkanlı geniş arkadaş çevresi olan insanlardır. etraflarına neşe saçarlar. lakin ben seni arkadaş olarak görüyorum sorunu yüzünden çok sevgilileri olmaz, çünkü çok hızlı arkadaş olurlar. *
kafaya taktığı mevzuları anlatmaya çalışan insanlar tarafından dışlanması gereken sıfat. bir meretin yanlış olduğuna, insanlara acı çektirdiğine dair verilerin hepsini topladınız mı?
o zaman tamamdır, basın gaza. kimseye yaranmak zorunda değilsiniz. hoplatın sinirlerini, titretin bağırsaklarını.
sadece korkaklar savaşırken ve kazanırken düşmanlarına gülümser. ucuzluğun haceti yok.
ingilizceden dilimize gelmiş ve yine yanlış manalarda kullanılan bir kelimedir. ingilizce manasına göre, biri için üzgün olduğunu bildirme ya da birşey/birisi hakkında sempatisi olma (yani ilgisi olma) durumudur. burada kaçırılmaması gereken nokta "durumun daha önceden biliniyor olmasıdır". bizim yaptığımız hata şudur: tanımadığımız birini görürüz ve davranışları hoşumuza gider. hemen "çok sempatik bu" deriz. bu, o kişiyi tanıdığımız manasına gelir. yok tanımıyorsak "sempatikmiş" diyemeyiz. "şuna karşı sempatim var" dersek yine o kişiyi tanıyoruz manasına gelir. ki ingilizce'de "i have sympathy for her" demek de bir önceki örneği karşılar. üzgünüm, böyle maalesef.
edit: sympathetic de bu durumu, üzgünlüğü, ilgiyi, hisleri barındıran kişiye denir.