bugün

ülkücü şehitlerden. halil esendağ ile beraber 12 eylül'ün adalet dağıtan mahkemelerinin sicimlerinde can vermiş.. idam edilmesinden evvel gönderileren imamın sözleriyle, ölümü yenmiş, ölmeden evvel ölenlerden. slogan atmayacağını, tekbir getire getire darağacına gideceğini belirtmiş, öyle de yapmış. tam da istediği gibi yağmurun hafif çiselediği bir gecede mevlaya ruhunu teslim etmiş. mevla bu şehidin son dileğini mi kabul etmiş acaba?

o gitti, biz kaldık geride. bir de mektup bırakmış ardında anasına babasına.

Bismillahirrahmanîrrahim
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla...
Devamlı var olan, O'ndan başkası O'nunla varlıkta duran, varlığın başlangıcı olmayan. Zatında, sıfatlarında ve işlerinde benzeri olmayan, yaratılmışların hiçbirine benzemeyen, Diri, Bilici, Işitici, Görücü, Gücü yetici, Söyletici, Yaratıcı olmak, sıfatlarına sahip olan Allahu Teala'ya yarattıklarının sayısı kadar hamd-ü senalar olsun, "inşallah" Bütün dualar ve iyilikler, O'nun Peygamberi ve en sevdiği kulu, velisi, insanların her bakımdan her güzeli, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz'e, yıldızlar kadar parlak olan sevgili âline ve ashabına bunları sevenlere, izlerinde gidenlere, islâmiyet'in muzafferiyeti için şehit düşenlere olsun, inşallah.

"Es-Selâmû Aleykûm"
Pek muhterem babacağım ve anneciğim.
Gönül dolusu sevgi; hürmet ve hasretle kucaklaşır, muhabbetlerimle her iki ellerinizden öperim.
Ayrıca Hüseyin abime, Yüksel ve Gülsen kardeşlerime, muhterem dedeme, anneanneme, teyzeme, dayılarıma, yengelerime ve halalarıma ayrı ayrı selam eder, sevgi ve hürmet ile büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim
Cümle Ümmet-i Muhammed ile birlikte sizlerin de sağlık, sıhhat, saadet ve metanet üzere olmanızı Rahman ve Rahim olan Rabb'imden can-ı gönülden niyaz ederim.

Muhterem babacağım ve anneciğim, bu mektubu son ebedi yolculuğumz olan Allah'ın huzuruna çıkmadan önce yazmış bulunuyorum. Yüce Mevlam sizlere sabır ve dayanma gücü versin. Benim ve sizlerin başına gelen her ne ise, Cenab-ı Mevlamızdan gelmiştir. Onun için sabır edin, şükredin ki, geçmiş ve gelecek günahlarımız, Mevlamın vermiş olduğu musibetlerle temizlensin. Aksi halde sabır etmezsek, Mevlamızın daha çok musibet belaları üzerimize gelir Onun için hîç üzülmeyin. Çünkü Yüce Mevlamız bir Ayet-i Kerime'de şöyle buyurmaktadır: "Kullarımdan birisine bedeninde veya malında veya evladında bir musibet yönettiğim zaman, sonra da o da güzel bir sabır ile karşılarsa, kıyamet günü onun için mizan kurmak veya onun için defter açmaktan haya ederim."

Durum böyle olunca bizlere güzel bir sabır ve şükretmek düşüyor.
Yine Yüce Rabbi'miz "Ben musibetleri sevdiğim kullarıma veririm" buyurmaktadır.
Böyle olmasaydı Yüce Peygamberimiz musibetleri vermezdi. Hatta Yüce Peygamberimiz (S.A.V) Efendimiz duasında şöyle diyor: Ya Rabb bana yakın ver ki, musibetler bana kolay ve hafif gelsin."

Rivayet ediliyor ki, Süleyman (Aleyhisselamın) oğlu vefat etti, Süleyman (A.S.) bundan dolayı çok üzüldü. Bunun üzerine iki melek kendisine geldi. Onun huzurunda hasımlar şeklinde diz çöktüler. Birisi dedi ki: Ben tohum ektim, biçecek zaman geldiğinde buradan bir adam geçti, ziraatımı mahvetti Bunun üzerine Süleyman (A.S.) diğerine sordu: Sen ne diyorsun? O da dedi ki: Ben caddeden yürüyordum, ziraatin üzerine geldim. Sağa ve sola baktım ki, yol ziraatin Önünden geçiyor. .Süleyman (A.S.) ziraat sahibine: Neden yola ektin, bilmez misin, millet için yol gereklidir." Ziraat sahibine de: "sen niye çocuğa üzülüyorsun, bilmez misin ki Ölüm ahiret yoludur?" dedi Süleyman (A.S) gafletini anladı, Rabbine tövbe etti.
işte babacığım ve anneciğim sizler de sakın üzülmeyiniz. Yüce-Mevlamıza sabır ve şükrediniz. Bizim için böylesi daha hayırlıdır. Belki, bunu bilemeyiz. Mevlamız günahlarımızı affeylesin inşallah

Peygamberlerden bir tanesi Rabbine şikayette bulunarak dedi ki: "Ya Rabb... Mümin kulun sana itaat ediyor.
Günahlardan uzaklaşıyor, sen ondan dünyayı alıyor,ona bela veriyorsun. Kafir kulun günahkar oluyor. Sen ondan belayı uzaklaştırıyorsun. Dünyayı onun için yayıyorsun. Bu nasıl olur?.. Bunun üzerine Cenab-ı Hakk, o peygambere vahy göndererek, buyurdu: Kullar benim. Bela da benimdir. Her birisi benim hamdimde tesbih eder. Mümin kulumun üzerinde günahlar olur. Ben dünyayı ondan alır, belayı veririm. Bela o kulun günahlarının kefareti olur. Taki, benim huzuruma gelinceye kadar. Huzuruma geldiğinde de sevaplarının mükafatını ona veririm. Kafirin de sevabı olur. Onun rızkını genişletirim. Belayı ondan uzaklaştırırım. Sevaplarının mükafatını dünya ile ona veririm. Ta ki, benim huzuruma gelinceye kadar. O zaman da günahları ile cezalandırırım.

işte böyle babacığım ve anneciğim. Sizler ne kadar çok sabrederseniz ben de ebedi istirahathanemde huzurlu ve rahat olurum, inşallah. Bir Hadis-i Kutsî'de şöyle buyurulmaktadır: "Ey insanoğlu! belama sabreden benden razı olmuş olur. Sabretmeyen, nimetlerime kanaat getirmeyen kendine başka "Rabb" arasın. Ey insanoğlu! belama sabreden benden razı olur."
Sizlerin sabredeceğini biliyorum. Eğer beni biraz seviyorsanız sakın ağlamayınız, üzülmeyiniz. Çünkü Peygamberimiz bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyuruyor: "Ölümü üzerine yas tutulan kimse kıyamet gününde bu yüzden azaba uğratılır."
Sizler de benim azap görmemi istemiyorsanız sakın ağlamayın ve yas tutmayın, beni ebedi istirahathanemde rahatsız etmeyin. Dualarınızla beni rahatlatın. Sizler ne kadar sabrederseniz beni o kadar sevindirmiş olursunuz. Dualarınız için şimdiden Allah (C.C.) sizden razı olsun, "inşallah" Muhterem babacığım ve anneciğim.. Yüce Mevlamız nasip etti ki, sizleri son olarak görmeyi biz aciz ve garip kullarından esirgemedi. Sizlere ziyaretle söylemek nasip olmayan helalleşmemizi artık burada yazmak istiyorum.

Canım babacığım ve anneciğim, biliyorsunuz ki, babanın ve annenin hakkı evlatlar üzerinde çok büyüktür. Ben oğlunuzu bu yükten kurtarın ve hakkınızı helal ediniz ki, bizler de Mevlamızın huzurunda perişan olmayalım. Ayrıca dedem, anneannem, teyzem, dayılarım, yengelerim, halalarım, Hüseyin Abim, kardeşlerim Yüksel ve Gülsen de üzerinde olan haklarını helal etsinler. Beni soran, seven akraba ve müslüman kardeşlerimizle de benim için helallesin. Beni bu büyük yükten kurtarın. Benim hakkım
varsa hepinize helal olsun.
Muhterem babacığım ve anneciğim, Cenab-ı Mevlamız sırasıyla hepimizi huzuruna alacak. Sizler sabr ve şükredersiniz, orada inşallah beraber olacağız. Yüce Rabbimiz cümle ümmet-i Muhammed ile birlikte bizleri de dergahına kabul, rızasına mazhar,
Yüce Peygamberimiz (S.A.V) şefaatine nasip edip ebedi saadete ulaşmak nasip eylesin inşallah.

Muhterem babacığım ve anneciğim, burada aciz satırlarıma ve mektubuma son verirken Cenab-ı Allah (C.C)'m rahmeti, mağfireti, af, feyz ve bereketi, Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimizin şefaati sizlerin ve cümle ümmetinin üzerine olsun, inşallah. Allah (C.C)'a emanet olunuz.

Ölüler için yapılan dualar, nurdan yapılmış tabakalarla onlara takdim edilir. (Hadis-i Şerif)

Ölümü üzerine yas tutulan kimse kıyamet günü bu yüzden azaba uğratılır. (Hadis-i Şerif)

Ölüye kendisinin üzerine yas tutulması sebebiyle, kabirde azap olunur (Hadis-i Şerif)

Yüce Rabbimize kavuşuyoruz. Onun için bizler üzülmüyoruz. Sizler de üzülmeyin.

Haziran 1983
Aciz ve garip oğlunuz
SELÇUK DURACIK

birde görevli imamın ağzından dinleyin merhumu:

http://www.youtube.com/watch?v=rVgGT7JL_c0
ülkücülük suçundan idam edilen yiğit. arandığını öğrendiğinde kendisi teslim olmuştur karakola üstelik. ona göre türkiye'de türk'ün ülküsü suç olmamalıdır çünkü. devletine güvenmiş, gitmiş teslim olmuştur. tpkı halil esendağ gibi 3 haziran'da radyodan idam edildiği duyurulmasına rağmen, 2 gün daha işkence edilip 5 haziran'da idam edilmiştir. ruhu şad, mekanı cennet olsun.
unutmadık, unutmayacağız!
gün itibarı ile şehadetinin 28. yıldönümünü yaşadığımız ülkü eri. rahmetle.
son isteği yağmurun çiselediği bir vakit asılmak olan ülkü eriydi.yüce allah onun bu isteğini gerçekleştirmiştir.sen güneşleri yağdırmasını isteseydin selçuk yüce allahım onu da yağdırırdı...
http://www.youtube.com/watch?v=gWbo23vTgKM&feature=related
5 HAZiRAN 1983 TARiHiNDE KAN EMiCi BAYKUŞLAR TARAFINDAN iDAM EDiLEN HALiL ESENDAĞ VE SELÇUK DURACIK'I RAHMETLE ANIYORUZ...

RUHLARI ŞAD, MEKANLARI CENNET OLSUN...

UNUTMAK TÜKENMEKTiR!.. UNUTTURMAYACAĞIZ...
bugün devlet bahçeli ve taifesinin peşine takılmış, "ak parti ülkeyi satıyor ühhüüü ühhüüüü biz de gidip engin alan gibi türban düşmanı subayları milletvekili yapalım ühüüüü ühhüüüü" diye ağlaşıp ülkücü geçinen yeni yetmelere gerçek ülkücülüğün ne demek olduğunu anlatan şehid. bu büyük şehidin mektubu, şamanizm sevdası güdenler, "türklük varken, islamlık bize gerekmez" diyenlerin aslında ülkücü olmadıklarını anlatmaktadır. adam bir mektup yazmış baştan aşağı ayet ve hadislerle doldurmuş. işte gerçek ülkücünün kimliği budur.
"Piç düştün fahişe rahminden,
Kenan yüzlü hamakatlar emzirdin.
Kanser kesiği tek memenden,
Sürtüğün biri ismin Eylül."

12 Eylül; Ne eşitlik, ne adalet, ne de kardeşlik getiren kahpe eylül. Bir sonbahar günü kırdın gönülleri, soldurdun gülleri; selçuk'lar mustafa'lar halil'ler uçmağa varanda kol kanat kırık kaldı davada..

"Allah zeval vermesin vatana ve millete
Benim sözüm 12 Eylül denen illete
Yapanları şikâyet ediyorum millete
Ben 12 Eylül'ün nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim."
(Ozan Arif)
şehittir.

ancak beni asıl üzen nokta günümüz ülkücülerinin düştüğü durumdur. mektuplarında allah sevgisinin ne olduğu ayan beyan ortada selçuk duracık ın. amma velakin gelin görün ki şimdiki mhp yi yöneten ülkücülere (!) bakın. dinden diyanetten uzak, içki ve kadın sarhoşluğuna dadanmışlar. kasetler diz boyu.

özür dilerim kendi adıma selçuğum özür dilerim. sen allah için verdin canını ama biz senin emanetini lekeledik. allah kitap bilmeyen adamlar ülkücü diye ortalıklarda senin mirasını yemekteler. ahrette seninle nasıl yüz yüze geleceğim, sana ne diyeceğim, bilemiyorum. sadece utanıyorum.
şehadetinin 29.yılında rahmetle andığımız dava adamlarından biridir selçuk duracık.

şehadeti bazı badem bıyıklıların diline maskara edilmeye çalışılıyor tıpkı peşinden gittikleri siyasi partinin liderinin yaptığı gibi. "ülkücüler dinden imandan uzak" bilmem ne diye siz kimsiniz ki ülkücüler hakkında yorum yapıyorsunuz!
şakirtlerin kendi adı altında ülkücü hareketi lekelemeye çalıştığı bozkurt bakışlı şehitdir.
ruhu şad mekanı cennet olsun...
görsel
--spoiler--
yugoslavya göçmeni bir ailenin çocuğu olup 22 yaşındaydı. Ailece, manisa'nın
turgutlu ilçesinde oturuyor, seyyar satıcılık yapıyordu. Daha önce de bir kaç
defa ülkücülük suçundan cezaevine girmişti. polisler tarafından arandığını
öğrenince kendiliğinden giderek emniyete teslim olmuş fakat, yargılandığı '12
eylül adaleti' dağıtan izmir 2. numaralı askeri mahkemesi tarafından idam
cezasına çarptırılmıştı. 3 haziran günü, idam edildiğine dair haberler radyodan
yayınlanırken izmir emniyet müdürlüğü'nde işkence ile yeni ifadeleri alınmaya
çalışılıyordu. iki gün sonra buca kapalı cezaevi'nde sabaha karşı asılarak şehit
edildi.

--spoiler--

türk milliyetçisi olduğu için idam edilen ülkücü.
bugün köpekler tarafından asılışının 30.yıl dönümü... sabaha karşı dava arkadaşı halil esendağ ile birlikte yürüdüler hakka, inandıkları dava uğruna!

Biz ülkücüyüz! ecelle ölmek için doğmadık! selam dar ağcı aleyküm selam!
bugün karıdan kızdan, içkiden, mafyacılıktan, cahillikten, okumamaktan, kabalıktan başka bişey bilmeyen ülkücülerin selçuğun mektubunu iyi okuması gerekir.
görsel
Baştan Başa Mümin Bir Duruş, imam Efendininde Söylediği Gibi, Siz Hiç Evliya Gördünüz mü?...
5 Haziran 1983 iki Evliya 'Halil Esandağ' Ve 'Selçuk Duracık' ; idam Sehpasına Giderken Calladından Helallik isteyen iman Ve Maneviyat Dolu Bir Harekettir.
Şehit Bedenleri idamdan Sonra Kıbleyi Bulmuşken Onlara Acımak Kimin Haddine...
unutmak ihanettir, Unutmadık, Unutmayacağız, Unutturmayacağız...
sene-i Devriyelerinde Rahmet Ve Dua ile Yad Ediyoruz,
Ruhları Şad Mekanları Cennet Olsun..
Annesine kavuşmuş ülkücü şehidimizdir. Birsen annemiz Dün gece sabaha karşı vefat emiştir. Allah rahmet eylesin...