"doğru ne? yanlış ne?" başlıklı ted konuşmasında çoğu medyatik isimden daha iyi bir konuşma yapan türk sunucu. ama tabi bu konuşmayı anlayabilen josef k'ları kavrayabilenler o kadar fazla değil o yüzden selin girit'te bu ülkede ancak melih gökçek isimli insan müsvettesinin iftirası ile ünlü veya haber olur.
bir kaç yıl önceydi tatil için istanbul'a gelmiştim. bir gazeteci arkadaşla buluştuk, konuşuyoruz. ben karamsarım genellikle öyleyimdir. o ise "ya niye öyle diyorsun selin? eskiden konuşamadığımız bir sürü şeyi konuşabiliyoruz artık." diyordu. haklıydı da aslında. türkiye sormaya başlamıştı.
"tek parti diktatörlük müydü?", "dersim katliam mıydı?", "ermenileri kestik mi hakikaten?", "rumları kovduk mu?" sorulması gereken sorulardı. gecikmiş sorulardı. haklıydı arkadaşım ama bir şeyi görmüyordu ya da kabul etmek istemiyordu belki de o zaman. sorulması istenen sorular soruluyordu.
yani o soruları sormalarına yalnızca izin verilmiyor, o soruları sormaları için teşvik de ediliyorlardı. doğru mu? yanlış mı? diyen elbette vardı ama çoğunluk sorgulamıyor ya yektan bir nefretle reddediyor ya da kaşıkla ağızlarına verilen bu bilgileri doğru kabul ediyor, yutuyordu.
türkiye o sorudan bu soruya savruluyor, geçmişinin itinayla seçilmiş travmalarıyla katharsis yaşıyor, hesaplaştığını zannediyordu. halbuki hiçbir şeyin hesabı da verilmiyordu. bugünde hala olan bu bence. doğru ne? yanlış ne?
zamanında gerçekten en iyi türk sunucu demiştim. kendisinin müthiş ted konuşmasını izledikten sonra bu düşüncemin ne kadar doğru olduğunu bir kere daha anladım.
ingiltere'de iyi bir yaşam sürmektedir. sallanan hamakta elinde viskisini yudumlayıp, hadi panpalar tüketmeyin, ekonomiyi batırın diyen bir kadındır. ayrıca bir arkadaşıma göre gece yaşantısı da hızlıymış.
bazı süper zeki arkadaşlar tüketmeyince bankalar batacak kapitalizmi yeneceğiz ve kaybeden hukumet olacak halk değil diyorlar.
bu balık hafızalılar 2001 de bankalar batınca kapitalizmin bitmediğini aksine emperyal güçlerin(imf, ab, abd) türkiye üzerinde ağırlıklarını ne kadar arttırdıklarının farkında değiller herhalde.
tüketmeyin diyen gazeteci. tüketmeyin demek yanlış değildir. şakirt orospu çocukları anlamakta zorlanıyorlar bok beyinleriyle. tüketim karşıtı olmak; kapitalizme savaş açmaktır. savunmayı beceremediğiniz, savunacağım derken ağzınıza, yüzünüze, götünüze, bokunuza... bulaştırdığınız türkiye'ye yada dininize dokunan yok. deve sidiği içmeye, kendi yeğenlerinize, küçük çocuklara tecavüze devam edin siz...
hakkında hiçbir bilgisi olmadan atıp tutanlar için kısa bir bilgi olması babında ufak bir paylaşımda bulunacağım. düşüncelerini gerçek manada öğrendikten sonra tepkini nasıl vermek istiyorsan ver.
"duran adam değil, durduran adam olalım. ekonomiyi durduralım. tüketmeyin. altı ay tüketmeyin. dinleyecekler."
tamam ak partiyi sevme, tamam tayyibi sevme, ama eğer sen türk ekonomisini batıralım diyorsan ben sana daha ne diyeyim. bizdeki çok zeki okumuş öğrenmiş çobanla oyu bir olmayan ilerici kemalistlerde seni vatanperver ilan etsin. nasıl bir ülkeyiz anlamak zor.
kadının attığı tweetlere bakıyorum. türkiye savaş yeri her yer duman. polis şiddeti vs vs kafa şöyle işliyor akp yıkılsın da ne olursa olsun gerekirse ülke boka batsın ne kadar vatansever değil mi direnişci kemalistler?
--spoiler--
ekonomi tökezlesin ve şu heriflerin aklı başına gelsin.
--spoiler--
diyen kadındır. ee nasılsa kendi ingiltere'de bilmem kaç bin pound maaşla yaşıyor altı kuru.
ekonomi çöksün akp gitsin sizde 31 çekin rahatlayın.
haaa benim de tuzum kuru bankada yeterince param pulum var olan kime olur bilmem*.
bu arada bende patronumdan memnun değilim en iyisi yarın işyerimi kundaklayıp yakayım işyeri kül olsun ben işsiz kalayım ama önemli değil patronum da işsiz kalır dimi.
vayy amk diyorum nihat doğan'dan daha düşük iq olmaz diyorum aaa o da ne sözlükte daha beterleri varmış.
trt nin duba haber sunucuları ile büyüyen bi nesil için çok önemli anlamlar ifade etmektedir. sert ve cezbedici bakışları, ingilizceye kayan çekici konuşması insanın aklını başından alır.
ayrıca tiyatrocuymuş kendisi. çok ilginç.