Seküler bir bireyin ki gerçek manada 'olmak' yolunda bir bireyden bahsediyorsak eğer, faşist bir bakış açısına sahip olması eşyanın tabiatına aykırıdır. Bahsi geçmişken Bu "olmak" mevzusu için sahip olmak ya da olmak kitabını okumanızı salık verebilirim.
Diğer yandan seküler bir devlet faşist olabilir mi derseniz ona evet derim. Çünkü bir devletin mayasında vardır faşizm. Kuruluş hikâyesi bile bundan ibarettir. Eli sopalı bir güruhun 'buralar benim' demesiyle başlamıştır her şey. Sekülerizm de yapısı itibariyle devletçiliği beslemeye, onu semirmeye, yükseltmeye müsaittir.
Kısacası izmler çoktur ama bir çoğunun sonu faşizmin boklu yoludur.
Faşizm, toplumun tüm yönlerini güçlü bir merkezi otoriteye tabi kılarak bireysel özgürlükleri bastırmayı amaçlayan siyasal bir ideaolijidir. Soyle bir tanimimizi yapalim once . Sonra da siyasal islamisizmin ve allahistlerin fasitligini tek tek anlatalim ki daha once de belirttigimiz gibi kendi uygulamalarindan baska hic bir seye yasam alani tanimayan islamiyetin fasizmi de iyice bellenmis olsun.
Islamcilar Aşırı Milliyetçidir ama bu milliyetcilik kendi milliyetcilikleri de degildir. Arap milliyetciligidiri hatta oyledir ki bu arap taparliga donusmustur onlar icin. butun sinirlari asip arap Milletlerin yüceltilmesi, diğer milletlere karşı üstünlük iddiasıni herkesten cok savunurlar... hatta oyle ki arap Milliyetçiliğini, bireylerin hak ve özgürlüklerinden daha üstün tutarlar.
islamiyeti benimseyenler Otoriterlik ve Güçlü Liderlik sapkinidirlar. bu bugun turkiyede de asikar
Tek bir liderin veya partinin mutlak otoritesi.Demokratik süreçlerin zayıflatılması veya tamamen ortadan kaldırılması butun hareketleri istekleri bu yondedir..
islamikler Bireysel Özgürlüklerin Bastırılması atesiyle yanip tutusan kimselerdir.Basın, ifade, din, toplanma gibi temel özgürlüklerin kısıtlanması.Devlete veya bu liderliğe karşı çıkan her türlü muhalefetin baskı altına alınması onlarin temel haz kaynaklaridir.isterler ki kendileri gibi herkes sikilsin. islamiklerin hepsinde kabul edemedikleri bastirdiklari gizli bir ibnelik vardir.
yillardir bitmeyen magduriyetlerinin arkasindan Kolektivizm ve Toplumun Tek Tipleştirilmesi yatmaktadir. Bireylerin devlete sadakatle bağlı olması gerektiği inancı.Farklılıkların (etnik, dini, kültürel) baskılanarak toplumun tek tip bir yapı haline getirilmesi. siz hic farkliliga tahammulu olan bir allahist gordunu mu? goremezsiniz dedeleriniz de goremedi araplar tarafindan kilictan gecirildi size de islamiyeti bir gunde kabul ettik diye yutturuldu.
Militarizm ve Şiddet islamin tabiatinda vardir. Gücün meşruiyet aracı olarak şiddet ve militarizmin kullanılması. Ordunun, paramiliter grupların veya polis gücünün toplumu kontrol altında tutmak için araçsallaştırılması. bunlar islami uygularda had safadadir. buna binayen darul harb gordukleri yerdeki insanlarin olumunu mubah karilarini da ganimet olarak gorurler mesela.
Propaganda ve Manipülasyon ustadidirlar. bilmeyenimiz kalmamistir herhalde.Medyanın kontrolü ve sürekli propaganda yoluyla halkın yönetimin ideolojisine bağlı hale getirilmesi.
Tarihin, kültürün veya ideolojinin çarpıtılması en temel enstrumanlaridir...
Sınıf Mücadelesinin Reddederler. Sınıf farklılıklarını önemsizleştirip "ulusal birlik" adı altında tüm bireyleri devletin hizmetine sunmak isterler isterler ki milletip somurup semirsinler islamcilar.
bununla birlikte genellikle kapitalizme yakın ekonomik modellerle iş dünyasıyla sıkı iş birliği içinde çalışılmaktan da vaz gecmezler. yani din iman hulooogg sikek biz seni guloog yiyelim kaymagini alooo...
ne demistik fasizmi islamcilara ogretecek degiliz. zinhar o sizden sorulur zaten.
her şeyden önce sosyalizm ve laiklik karşıtı ibnelerin emek sömürüsüne, işçi kıyımına, köleliğe, yağma ve talana karşı akılcılığa dayanan bir kültürü eleştirmek için yücelttiği insan azmanlarına bakacaksınız! ibret almak için!
laiklik karşıtlığı yapmak adına bulduğu her dala sarılan ibnelerin rol model aldığı ülkelere bakacaksınız! ibret almak için!
yeryüzünde batılı azınlık ve takipçileri dışında, yamyamlık, tecavüz ve cinayet salgınlarıyla, gerici kanlı çatışmalarla, iç savaşlarla bokunda boğulan koca bir kütle var! afrika, güney amerika ve güney asya içler acısı halde lan!
hangi medeniyetten, ilim irfandan bahsediyorsunuz siz?
altına girilen güdük seküler yorumlarında bile gözlemlenebilir olan bakış açısı.
hani deney ve gözlem diye sayıklıyorsunuz ya önce dönün söylemlerinizi bi gözlemleyin. adamı haklı çıkartmışsınız şu yazdıklarınızla. bilim kilisesine iman etmiş, dinin karşısına konumlandıracak başka bi toplumsal ideoloji harcı bulamamış tipler, bilimin kendisinden taraf olduğundan o kadar cahilce emin ki bunu bi de tek başına faşist olmak için yeterli/geçerli bir sebep sayıyor. hitler de bilim bunu gerektirir, doğru olan budur diye diye doğradı milleti. bugün bilimsel olarak da etik olarak da nasıl değerlendirildiği ortada. sizler bilimden bile bi haber, darvinci, pozitivist, dinazor artıklarısınız. faşist olmamak zaten lüks sizler için. boşuna kıvranmayın.
Bilimi hayatımızın merkezine alıp bilimsel bulgular haricindeki her şeye şüpheyle yaklaşmak kanıtlanamayan hiçbir şeyi doğru kabul etmemek gerekir. Boş bir mantık kurup bir karar aldıktan sonra bu inancın doğrularını başkalarına kimsenin dayatma hakkı yoktur. Insan yaşamında ahlakta tek bir doğru yoktur. Kime göre doğru neye göre doğru sorusu vardır. Herkes kendisine göre başkalarının yaşamına burnunu sokmayacak ölçüde kararlar alıp uygulayabilir. Ancak bu eleştirilemez değildir. Herkes aynı sebzelerden hoşlanmaz herkes aynı rengi görmez herkes aynı kokuyu duymaz. Dolayısıyla herkes aynı düşünceye de sahip olamaz. Doğruluğundan asla emin olmayacağımız şeylerin peşinde koşmak yerine deney ve gözlemle doğrulanabilir aynı koşullar altında her zaman aynı sonucu verecek cevaplar üzerinde durmamız gerekir. 2+2 nin 4 ettiğini kimse inkar edemez.
O bir avuç sekülerin 150 yıllık mücadelesi olmasa bu ülkede parlamento bile olmazdı . Saudi arabia gibi aşiret devleti olmaya devam ederdik.
(bkz: Monarşi)
(bkz: Osmanoğulları)
Kadınlar saudi arabia ve afganistan gibi tek başına araba bile kullanamazdı.
Faşizmde yetkiler tek parti ve tek kişi elinde toplanıyor. Bilmiyorum anlatabildim mi? Seküler olmakla ilgisi yok, dinci, şeriat yanlısı birileri de bu bakış açısıyla ülkeye hakim olabilir.
o bir avuç seküler haricinde bu amına kodumun insan ırkında aklını kullanan doğru düzgün eleman bile yok. Avrupa ve birkaç Asya halkı dışında koca insanlığın kendi bokunda boğulması ve aptal maymunlardan daha aşağı bir varoluşun temsil etmesi hakikaten trajikomik bir vaziyet. inanabiliyor musunuz altı yedi milyar insan mental açıdan sokak hayvanlarıyla aynı seviyede, yemek, içmek, sıçmak, üremek ve taklide dayalı davranışlar dışında hiçbir bilişsel fonksiyonları, amaçları yok.
bilimsel olarak doğruluğu kanıtlanmış kesin bilgi, diğer tüm yanlış bilgilerin yalan olduğunu da gösterdiğinden, doğru bilginin bizzat kendisi de diğer tüm yalanı ve yanlışı doğal olarak yok saydığı için faşist olur mu acaba?
"Özgürlük" ve "tarafsızlık" iddiasıyla yükselen seküler yaşam tarzı, bazen kendi ilkelerini dikte eden bir sisteme dönüşebiliyor. Dini inançlara veya farklı yaşam tarzlarına karşı tahammülsüzlük gösterildiğinde, bu durum bir tür faşizan tutum haline gelmez mi?
Herkese alan açmayı savunan bu yaklaşım, tam tersine, farklılıkları dışlayan bir otoriterliğe dönüşme riski taşıyor. Sekülerlik, bireylerin tercihlerine eşit mesafede durmayı hedeflerken, bazı durumlarda tek bir doğrultuyu zorunlu kılan bir sistem haline gelebiliyor. Peki, sekülerlik gerçekten tarafsız mı, yoksa bu da başka bir ideolojik dayatma mı?
