3. bölge bağımsız millet vekili seçilmiştir. Kürt halkının bağımsız ve hür sesini duyuracağına şüphe yoktur. Kendisiyle yaşanan ilk ise devletin hapse attığı şahsı halkın meclise sokmasıdır.
devlet bahçeli, muhsin yazıcıoğlu gibi isimlerle kıyaslanmaması gereken şahsiyet. bu millet vekili ** disisinin elinde binlerce insanın kanı var. 3-5 tane suikaste ismi karışmış siyasetçilerle aynı kefeye koymak ne kadar doğrudur tartışılır. Birisi terör örgütü diğeri ise azmettirici bilemedin azılı katil.
bir kaç ay içerisinde pkk lı mahkumlara * af tasarısı düzenlemesi muhtemel olan millet vekilidir ayrıca.
demokrasiye dair herşeyin karşısında olmak için fazlasıyla yeterli bir sebep. varlığının türk milleti için hiçbir yarar sağlamayacağı bir gerçek iken böyle asalaklara o yüce mecliste ne gerek var anlamıyorum. ha bir de unutmadan bir şehit yakını şöyle bir soru sormuştu hadi cevaplayın;
nedense canhıras savunması yapılırken, mecliste baska sucluların da bulundugu öne sürülen kişi. halbuse kimse dememiş katil olan girsin ama pkk savunucusu girmesin diye. isyan zaten tüm bunlara fırsat verilmesine. ben şahsen ne pkk ile ilişkisi olan biri tarafından temsil edilmek istiyorum ne de bir katil tarafından. varsa bir sucu kimse giremesin. ama ucu pkk'ya, binlerce insanımızın/askerimizin öldüğü gerceğine dokununca verilen tepkiler neden cok görülüyor onu anlamıyorum asıl.
hakkında edilen küfürleri okuyunca açıp devlet bahçeli başlığına baktım, muhsin yazıcıoğlu başlığına baktım, atilla kaya başlığına baktım. hiçbiri hakkında buranın onda biri kadar küfür görmedim. bunlardan atilla kaya ve muhsin yazıcıoğlu elini kana bulamış, suçları sabit katillerdir. devlet bahçeli ise yönlendirdiği, organize ettiği onca olayla belki direk cinayetleri açığa çıkarılamamış olsa da bunlardan daha büyük bir katildir, ağababalarıdır. çatlı denilen katil'in feyz aldığını söylediği bir adamdır. sonra oral çelik başlığına baktım, bahçelievler'de 7 tane gencecik tip'li çocuğu boğarak öldüren adam hani. onun da hakkında burdaki kadar galiz küfürlere rastlamadım. hayretler içerisindeyim. bir tarafta tescilli katiller öte tarafta sadece bir iddia üzerine yargılanan ve hüküm giymediği için hukuki kaidelere göre suçsuz sayılması gereken bir kadın. milliyetçlik neden tek taraflı bir bakıç açıcı getirir, neden aslında bölücü, yıkıcı, parçalayıcıdır, neden erk sahibinden yanadır, neden gözü kör bir saldırganlık içerir, neden hep kendine yontar daha iyi anlıyorum. biraz daha adalet istiyorum sadece. gidin atilla kaya denilen mhp milletvekili seçilmiş iki solcu genci öldürmekten müebbet hapse mahkum olmuş adama bir hakkıyla sövün sonra buraya gelip konuşun. yoksa sabah kadar buraya bildiğin en adice küfürleri de yazsan akan kanın durması adına en bir ufak faydası olmayacak bunun, bunu da unutmayın.
bugüne kadar meclise giren birkaç şaibeli isim::
(bkz: mehmet ağar)
(bkz: sedat bucak)
(bkz: atila kaya)
(bkz: muhsin yazıcıoğlu)
(bkz: şevki yılmaz)
bunlar şimdilik aklıma gelenler, hakkında yüzlerce dosya olan akpli milletvekilleri, çoğu 80li yıllarda faili meçhul cinayetlerin arka plandaki yönlendiricisi mhpliler, hrant dink cinayetine adı bulaşan muhsin yazıcıoğlu bu adamlar çok temiz ve şeffaf değil mi? pırıl pırıl meclisimize girecek tek zan altındaki kişi sebahat tuncel değil mi? hadi ordan derler adama. sizin tahammül edemediğiniz şey halkın bir kısmının tercihlerinin parlemantoya yansıması çünkü o insanların varlığından bile rahatsız olacak kadar empati yoksunusunuz. sebahat tuncel'in meclise girmesi ülke için hayırlı bir gelişmedir, inşallah leyla zana'lık yapmaz ve sadece kürtlerin değil bu ülkenin milletvekili olduğunu anımsar.
kendisini ortada bir mahkeme kararı dahi olmadan milliyetçi reflekslerle katildir, eli kanlıdır, teröristtir diye yargılayanlar, pkk'lı bir terörist meclise girecek diye yaygara koparanlar kendisi ile aynı bölgeden aday olup seçilen mhp milletvekili atilla kaya'ya da bir baksınlar. ikiyüzlülük yapmasınlar, manipülasyon yapmasınlar. samimi olsunlar ve fotoğrafı adilane bir şekilde değerlendirsinler. 1980 yılında sol görüşlü mithat koçulu'yu öldürmekten yargılanan ve suçlu bulunarak müebbet hapse mahkum olan, suçu yargı kararı ile tescillenmiş bir katil kendisi. şimdi bunu hiç dillendirmeden, sabahat tuncel'e oy veren vatan hainidir diyen güzel arkadaşım şu manzaradan sonra hiç vicdanın sızlamıyorsa, televizyonlarda bangır bangır sabahat tuncel'in meclis'e girmesi üzerine konuşulurken tescilli katil hakkında kimse tek kelime etmiyorsa bu sadece bazılarının yavşaklığı, faşist katillerin devlet ve medya tarafından kollanması ve aleni bir ikiyüzlüküktür. oy verdiğiniz partinin katilleri sizi rahatsız etmiyor da dtp'nin desteğini aldı diye ömrü boyunca bırak cinayet işlemeyi en ufak bir suça bulaşmamış ufuk uras rahatsız ediyor. ya bilinçli bir üç maymun politikası var ve bu çok adice ya da bu resmi hakkıyla değerlendirecek kadar olaya vakıf değilsiniz ve resmi ideolojiye/söyleme/tarihe boğulmuş durumdasınız ki bu da çok acınası. istediğinizi seçin artık.
MADDE 76. - (Değişik : 13.10.2006 - 5551/1 md.) Yirmibeş yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.
(Değişik : 27.12.2002 - 4777/1 md.) En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, "terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar", affa uğramış olsalar bilemilletvekili seçilemezler...
--spoiler--
sanırım bir hata var ya ben yanlış algılıyorum bu maddeyi ya da yasama, yürütme ve yargı da bir sorun var...
ama büyük ihtimalle sorun ben de yoksa o koca koca kitapları bitirmiş hukuk adamlar bu ayrıntıyı atlamazlardı...
insana nefret duygusundan başka birşey ifade ettirmeyen kişi.nasıl hazmediyor kanlarını döktüğü insanların meclisine gitmeyi, nasıl kabulleniyor o bayrağın altında oturmayı. gerçi onun ve onun gibilerin hiç suçu yok.suçlu onu meclise sokanlarda. benim yapabileceğim birşey yok ama en azından şehitlerimizden özür dileyebilirim. özür dilerim, sizi hayatınızın baharında haince öldüren kalleşleri devletin kalbine aldığımız için....
katillerin pkk'lıların bizi yönetmek için meclise girebildiği başka bir ülke yok.türkiye bir ilk yapmıştır. dokunulmazlık kalksaydı bunlar giremezdi ama kalkmaz yılanın başını küçükken kesmek gerekir bizim yaptığımız beslemek büyütmek sonra bizi vurması için yardım etmek.
zannımca yakın zamanda, bir şekilde hakkındaki soruşturmaların tekrar başlayacağı ve tez zamanda yarım kalan cezasını çekmesi için tekrar hapishaneye yollanacak olan kendi milletinin vekili.*
(bkz: benim hala umudum var)
"mecliste tüm türkiye'nin, özellikle kürtlerin, alevilerin ve süryanilerin sesi olacağım" demiştir.
partisine duyulan önyargıları yıkmak istediklerini de belirtti ayrıca. tüm iyi niyetimle, inşallah istediklerini başarır, söyledikleri lafta kalmaz, diyorum. başkasından duyulduğunda rahatsız etmeyen söylemleri, kürt kökenli politikacılardan duyunca rahatsız olma durumu var genelde millette. zaman tanınmalı ve önyargılı yaklaşılmamalı bence dtp'li milletvekillerine, özellikle bayanlara. daha barışçıl, daha uzlaşmacı mesajlar özellikle bayanlardan geldi çünkü şimdiye kadar.
--spoiler--
Türkiye'yi bir gül bahçesi olarak düşlüyorum. Her renk ve kokudan güllerle donatılmış bir bahçe. Buna halklar bahçesi de diyebiliriz. Türkiye gerek tarihsel ve kültürel mirasıyla, gerekse de çok kültürlülüğe dayalı toplumsal yapısıyla Ortadoğu'nun en güzel coğrafyalarından biri. Ne yazık ki bu çoklu kültürü yadsıyan, dıştalayan bir rejimin yönetimi altında can çekişiyor, kan kaybediyor Türkiye. Tek dil, tek din ve tek millet anlayışı Türkiye'nin kültürel ve toplumsal zenginliğini tüketiyor. Her geçen gün daha da fakirleşiyoruz.
Bir düşünsenize aynı mahallede Türkler, Kürtler, Çingeneler, Çerkezler, Araplar, gayrimüslimler aynı çeşmeden su içiyorlar, aynı sofrada karınlarını doyuruyorlar. Herkes kendi diliyle konuşuyor, ama karşısındakini müthiş anlıyor. Geçmişte böyle yaşamadık mı? Peki bugün neden çitler, sınırlar örüyoruz aramıza.
Sevgiyi yüceltmemiz gerekiyor. Aramıza serpiştirilmeye çalışılan nefret tohumlarını asla yeşertmemeliyiz. Farklılıklarımız ne olursa olsun işe, birbirimizi sevmeli ve anlamakla başlamalıyız. Bu dünyada herkese yer var. Neden, başkalarına yaşam hakkı tanımayalım ki?
Türkiye hepimize yeter. Hepimize ait, hepimizi anlatan, hepimizi temsil eden bir Türkiye. Evet, böyle bir Türkiye hayali kuruyorum ve diyorum ki, özgünlükleri çoğaltmaktan korkmayalım. Özgünlükler bizi ancak güçlendirir, zayıflatmaz.
Parlamentoya mevcut koşullarda gücünün çok üstünde bir anlam ve rol yüklemiyorum. Derin odaklardan bahsetmiştim. Dolayısıyla ülke yönetiminde Meclis'in ezici bir etkisi ne yazık ki mevcut değil. Ancak, önemli bir tartışma alanıdır. Oradan sesimizi daha net duyurabiliriz. Sonuna kadar zorlayıcı olacağız. Sol muhalefeti layıkıyla gerçekleştireceğiz.
--spoiler--
