schrödinger in kedisi

    4.
  1. schödinger' in kedisi çok ustaca kurgulanmış bi düşünce deneyidir. deneyin büyüklüğü kuantum dünyasıyla, klasik fiziin dünyasını bir araya getirmesinden gelir.

    hatırladığım kadarıyla malzemeleri yazim;
    1 adet kedi,1-2 gr radyoaktif bi element, 70'lik yeni rakı şişesi, zehirli bir gaz *, fotosel gibi bişi, birde kapalı kutu.

    hazırlanışı;
    efendim önce rakı şişesinin içine sarin konur. kapağınada fotosel monte edilir. sonra bu şişe ve diğer tüm malzemeler kutunun içine atılır. ve beklenir.

    soru şudur kapağı acmadan kedinin o an ki durumu için ne söyleyebiliriz? kedicik ölü müdür, diri midir? cevap her ikisidir. kedimiz biz kapağı açacağımız ana kadar hem ölü hem diridir.* malesef öyledir. akside idda edilemezdir. bu ölü diri meselesi ya ölüdür ya diridir tabi meselesinden çok daha karmaşıktır.
    peki içerde ne olmuştur.

    1-yarılanma süresinden bi haber olduğumuz radyoaktif madde herhangi bir zamanda ışıma yapmıştır.*, ışıma sonucu elektron fırlamış şişenin alıcısına çarpmış ve gazı serbest bırakmıştır. serbest kalan gaz kediciğimizin kasları ve reflekslerini haşat etmiş kendinden geçirmiş ve 10 dakika içinde kuyruğunu titrettirmiştir. * *

    2-yada daha radyoaktif madde yarılanma peryoduna girmemiştir.ve o an için kedi yaşıyordur.

    sorun radyoaktif maddenin yarılanma süresi bilinmediğinden kedinin durumu hakkında kesin yorum yapamayışımızdan kaynaklanır. allah bilir der geçeriz. oysa klasik fizikte herşey formülüze edilmiştir. sonucu bilinmektedir. kuantum fiziinde ise olasılıklar devreye girmiştir. kesin bir sonuç yoktur. kedi ya ölüdür ya diridir, ışık ya dalgacıktır ya parçacıktır. bu olasılık durumunu begenmeyen albert amca isyan edip bhor'a itafen; siz zar atan bir tanrı ya inanıyorsunuz, ama tanrı zar atmaz; diye serzenişte bulunmuştur ve şu ana kadar yanılmıştır.

    Schödinger deneyinde kedi en nihayetinde ölmektedir ama kendisi satanist değildir. Gayet hayvan sever bi insandır. saygıyla anıyoruz kendisini.
    20 ...
  2. 74.
  3. diğerleri gibi deney mağduru olmadan efsaneleşmiş bilim dünyasının en karizmatik hayvanıdır.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1870884/+
    19 ...
  4. 29.
  5. bak şimdi nerden nereye gelcem iyi izle.

    bu zihinsel deneyde önemli olan nokta hep atlanmaktadır. burda önemli olan kedinin ölmüş olması yada ölmemesi değildir. önemli olan nokta kutunun açılması anıdır. kutu açıldığında aslında durumla ilgili bir fotoğraf çekilmektedir. bunu micro düzeydeki olaylar için düşünecek olursak. bilindiği gibi ilk deneylerde atom altı parçacıkların konumları fotoğraflandığı deneyler yapılmıştır. ve olağan dışı olarak bu parçacıkların farklı dalga boylarında aynı anda olmaları gibi klasik fizikle anlatılamayacak olaylar tesbit edilmiştir.

    kısaca schrödinger baba demektedir ki; biz bir deney yada gözlem yaptığımızda o durumla ilgili olası durumlardan sadece birinin fotoğrafını çekmiş oluyoruz. halbuki aynı anda pek çok durum gerçekleşiyor. yani kutuyu açıyoruz ve aaaa kedi ölmüş vah vah diyoruz. ancak aynı anda kedi canlı olabilir. evet evet olabilir.

    demektedir ki herhangi bir anda evrendeki parçacıkların yeri belirsizdir ve konumlarını tespit etmek olanaksızdır çünkü bütün olasılıklar aynı anda yaşanabilir. burdan yola çıkıp artık paralel evrenlerde mi gezersin felsefe diyarına mı geçersin ona karışmamıştır. en kral bilim kurgu filmine cin ali serisi muamelesi yapar bu adamlar. ama bilim kurgu değil, şaka değil gerçektir.

    şimdi niels bohr'un kopenhag yaklasımına göre biliyoruz ki mikro alemde geçen olaylar farklı kurallara bağlanmıştır. yani atom altı parcacıklardaki bu olaylar bi nevi normaldir. benim aklımı kurcalayan şey ise macro aleme göre izafi olarak micro durumda olan dünyadaki bizlerin ötesinde nasıl kurallar vardır. ve tabi bizde başka boyutların micro alemi olduğumuza göre aynı kurallar bir üst mikroskopla bize bakılsa bakan kişinin alemine göreceli olarak bizde de yaşanmaktamıdır.

    somutlaştırırsak andromeda ve samanyolu galaksilerini iki tane atom gibi gören, (artık bizim boyutumuzu sen hesapla elektron bile sayılmayız) bir mikroskopla bize bakan bir kişinin gözünde ben aynı anda hem bu yazıyı yazarken aynı zamanda aysel ile bora bora adalarında geziyor olabilirmiyim. vay anasına sonunda oldu bilimin yıllardır uğraştığı şeyi çözdüm izafiyet teorisiyle, kuantum mekaniğini birleştirdim.* yani sanırım.*
    15 ...
  6. 1.
  7. quantum fiziğini yemiş içimiş kedi,şimdi efem bu kedi bir kutudadır
    kendisine yönelik olan ışıkla çalışan bir silah vardır bildiğimiz üzere ışık parçaçık ve dalga olmak üzere iki şekilde hareket eder eğer parçacık olarak ilerlerse tetiğebasılacak kedimiz ölecektir dalga olarak ilerlerse tetik çekilmeyecek ölmeyecektir ve fakat ışık aynı anda ikisini de yapabileceği ve bu belirsiz olduğu için kedi aynı anda hem canlı hem ölü kalabilir bu süperpoze durum yeni mantığın temelidir fuzzy logic denilen budur saçaklı mantık vs.
    alev alatlı teyzemiz bu konuya kabusve rüya adlı kitaplarında sarmıştır okuyalım öğrenelim
    16 ...
  8. 2.
  9. roman diye okumamak lazım, hayal kırıklığı yaratabilir. ama güzel bilim kurgudur, (science fiction, not fucktion) ama öyle mesnetsiz sallanmadığı, çok okumalara, çok çalışmalara mal olduğu aleni. didaktik ama rahatsız etmez, okumak iyidir.
    9 ...
  10. 11.
  11. "Olasılık" kavramına değişik bir bakış getiren deneydir. "Paralel evrenler teorisi'nde zihinin etkisi nedir?" sorusunu getirir akıllara. Gerçeklik dışarıdan karışılamayan bir olay mıdır yoksa asıl gerçekliği oluşturan, hatta etkileyen şey esasında zihin midir?

    Mesela şu örneği düşünelim,

    Her birimiz evimizde yalnızken arkamızda bir ayı olmadığını biliyoruz, çünkü elimizde kanıtımız var, arkamızı dönüyoruz, ve ayı yok,

    Mantığımıza göre ayı yok, çünkü ayının olması kurulmuş toplum, mantık ve bilim düzenine göre imkansız,

    Ama arkamıza döndüğümüz zaman ayının var olma olasılığını yok ettiğimiz teorisini kim yalanlayabilir?
    9 ...
  12. 8.
  13. konuşan karizma ablanın aşmış kitabı.
    o sesle kitabı cd ye okuyup piyasaya sürse, gerilim cd si listelerinde zirveyi kimseye bırakmaz.
    7 ...
  14. 19.
  15. Kuantum fiziğinin ve bunu dünyadan söz etmek için kullananların karşı karşıya olduğu temel gizemin "Nasıl oluyor da herhangi bir şey meydana geliyor?" değil de, "Nasıl oluyor da herhangi bir şey varoluyor?" sorusu olduğu çok açıktır.
    Eğer, yaygın görüşe bağlı kuantum fizikçilerinin inandığı gibi, gerçeklik esasında içine bir çok değişik olasılık katılmış, neyin ne kadar katıldığı belli olmayan bir aşureyse,(ki fizikçiler ne derse desin bu asla doğru değildir ve Tanrı evrenle zar atmamıştır) bu bir sürü karışım halindeki madde-dalga akışı içinde biz etrafımızdaki katı, kesin nesnelerin bildik dünyasını nasıl anlayabiliriz? Gerçeklik hangi noktada ve niçin gerçekleşmiştir?
    Fizikçilerin haklı olarak laboratuarlarda çözümünü aradıkları bu evrensel soruya ruhsallık her zaman doğru yanıtlarını a priori olarak vermiştir. Fizikçilerin bu bilinemezci sorunu açıklığa kavuşturma çabasıyla, kuantum kuramının öncülerinden Irwin Schrödinger, kedisini tartışma konusu yapmıştır.
    Schrödinger'in kedisi hayvan deneyleri için kullanılan laboratuar kafeslerinden birinin içine yerleştirilir, yalnız kafesin duvarları katı bir maddeden yapılmıştır. Bu son derece önemlidir çünkü paradoksu anlayabilmek için kediyi deneyin sonuna dek görmememiz çok önemlidir.
    Geçirimsiz kafesin içinde Schrödinger, ölümcül bir deney düzeneği hazırlamıştır. Schrödinger kafesin içine bir parça radyoaktif,madde yerleştirir; basitçe anlatacak olursak, çürümüş bir parçacığı %50 yukarıya, %50 aşağıya ateşleme olasılığı olan bir düzenek kurar. Eğer bu parçacık yukarıya ateşlenirse, kedinin yemeğine zehir bırakan bir anahtarı çalıştırır. Kedi yemeğini yer ve ölür. Aynı şekilde, eğer parçacık aşağıya ateşlenirse, kedi için sadece yemek bırakılır ve kedi yeni bir deneye tabi tutulmak üzere hayatta kalır.
    Olacakların bu seçimi, en azından yukarısı ölüm, aşağısı yaşam dersek, bizim günlük yaşamımızda her gün yeniden belirlemek zorunda olduğumuz seçimdir. Fakat, işler kuantum kedileri için o kadar kolay değildir. Hele hele basit hiç değildir, çünkü ana kuantum kuramına göre, kedi hem canlı hem de ölüdür. Kedi iki durumun da aynı anda üst üste bindirildiği bir durumda var olur; tıpkı elektronların aynı anda hem parçacık hem dalga olduklarının söylendiği gibi.
    Bu durumda dalga fonksiyonu (kurallar) bize kedinin zehiri yiyip öldüğünü (olasılık1) ve kedinin yediği yemekten çok zevk alıp yaşadığını (olasılık 2) söyler. Biz ancak; bu dalga fonksiyonu temelden "çöker" ve tüm olasılıklar aniden sabit bir gerçekliğe karşılık gelecek duruma düştüklerinde kediyi ya gömebiliriz ya da okşayabiliriz.
    Görülen o ki; böyle bir çöküş bir ara olmuş olmalıdır. Çünkü kafesin kapısı açılıp, içeriye bakılınca kedinin kesinlikle ölü olduğu görülür. Fakat niçin? Schrödinger 'in kedisini ne öldürdü?
    Bu soru sadece mekaniksel kuantum kedilerine değil, bize de sorulması gereken bir sorudur ve çevremizde gördüğümüz her şey doğrudan "niçin gerçeklik var? " ya da başka şekilde soracak olursak "varoluşun amacı nedir?" sorunsalında odaklaşır ve kedinin kimlik krizinin neden bir paradoks oluşturduğunu gösterir.
    Bu bir paradokstur, çünkü bir yanda dünya ya ölü ya da diri olan sıradan kedilerle doludur, öte yanda yüzyılımızın en bilimsel beyinlerini meşgul eden fizik bunun imkansız olduğunu söylüyor. Schrödinger denkleminin matematiği kedinin kaderini hiçbir şeyin belirleyemeyeceğini, hiçbir şeyin onun dalga fonksiyonunu çökertemeyeceğini söylüyor. (En azından fiziksel hiçbir şeyin)
    Kafese konacak herhangi bir fiziksel nesne, örneğin, bize kedinin ölü mü yoksa diri mi olduğunu söyleyecek bir kamera çok fazla olasılığın dokunuşundan etkilenecektir. Sonuçta klasik kuantumun mekaniksel davranış biçimini sergileyecektir. Yani kendi gözlerimizle gördüğümüz sonuca rağmen, kuantum kuramı kedinin hem ölü hem diri olduğunu ve de hep öyle kalacağını söyler. Bu paradoksa aynı zamanda "gözlem sorunu" denmesi şaşırtıcı değildir, çünkü hem bizim sağduyumuzla yaptığımız gözlemlerimize meydan okur hem de gerçeği şekillendirmede gözlemin-gözlemcinin oynadığı kritik rolü öne çıkarır.
    9 ...
  16. 7.
  17. kutuyu açarsak ölmüş diyebileceğimiz,açmazsak canlı kabul edeceğimiz izafi bir şekilde hem ölü hem diri kediciktir.
    4 ...
  18. 6.
© 2025 uludağ sözlük