karı-koca mutfaktalar, erkek karısına finish almış bulaşık makinaları olmamasına rağmen. sanırım biraz mal bu herif.
karısı da "ama bizim bulaşık makinamız yok ki" deyince adam şöyle diyor, "olsun alırız bulaşık makinası."
birincisi, insan bulaşık makinası yokken neden gider deterjanını alır? bunu yapan bir de erkek üstüne üstlük. kadın da bu kez şöyle diyor, "bir sürü borcumuz var, şimdi bi de bulaşık makinası : /" böyle mırın kırın ediyor. madem paranız yok, kocan durup dururken niye finish isimli gubidik şeye para veriyor? o hede 35-40 liraya yakın bir kere.
zaten, ortada bulaşık makinası yokken gidip de deterjanını almak, ortada sevişilecek biri yokken gidip prezervatif almaya benziyor. "madem condomu aldım, bari kendime sevişecek birini buluyum. boşa gitmesin. yok mu beni siken?" diye bağırmak gibi.
ayrıca, bulundukları mutfak da gayet düzgün, hatta lüks görünüyor ekrandan. yani bok gibi mutfaklarda, öğrenci evlerinde bile bulaşık makinası var bu zamanda. öyle bir mutfakta neden olmasın?
edit: bu kadar saçma bir reklam hakkında niye bu kadar yazı yazdım ben de bilmiyorum aslında.
kesinlikle ace reklamıdır, hele ayşe teyzenin sandalyeye oturma anında kalçası bütün ekranı dolduracak şekilde yakın plan verilmektedirki, ya reklam yönetmeni ayşe teyzenin kalçalara hastadır, yada başka bir nedeni vardır. son derece gereksiz saçma bir plandır.
banvitli basketbolcu şut atar ve sokar. kenardan dikkatle izleyen bir ufaklı şu soruyu sorar;
- aa, nasıl atıyorsunuz?
basketbolcudan cevap;
-ne kadar kas, o kadar pas.
gerçek hayatta olsa çocuğun vereceği muhtemel cevap;
- ne alaka mına koyim. pasdan bahseden mi var len yarraam, şut atmadın mı sen?
ayşe teyze reklamıdır efendim. o kadın eve nerden giriyor belli değil.
resmen haneye tecavüz.
belkide kadınların üstüne çamaşır suyu atıp kaçan bir sapıkda olabilir.
(bkz: kızların üstüne çamaşır suyu atıp kaçmak)
axess in o son reklamı inanılmaz kötü olmuş. yeni yüzyılda "reklam iyisi kötüsü olmaz" lafı, "reklamın iyisi olmaz" olarak revize olmuş resmen. reklamların %80 i rezalet.
