bugün

matematik yapabilen insan profilleridir.
bazen hatta çoğu zaman ölmelerini dilediğim doğrudur!
hayata hep mekanik olarak bakan, duygularını ifade etmekte zorlanan kişilerdir. en azından ben öyleyim ve çevremdeki birçok sayısalcılarda öyle. hep matematiksel işlemler üzerinden bakmaya odaklıdır bu beyinler. atomun ağırlığı, dalgaların frekansı, jacobianlar ilgilendirir onları. hayatı hep işlemsel ifadelerle anlamlandırmaya çalışırlar. güneşin dünya üzerindeki çekimsel etkisidir onlar için önemli olan, gün doğumunun güzelliği değildir onları ilgilendiren. duygularla gözlemlemezler etrafı, o an esen rüzgarın bir cisme uyguladığı sürtünme kuvvetidir onların merak ettiği şeyler. evet bende hep böyle olmuştur. kuantumla baktım etrafıma, moleküllerle onların ağırlıklarıyla ilgilendim. işlem yapma konusunda hiç tökezlemedim, inatla her işlemi sonlandırdım. deneyler yaparken araştırmalar yaparken bulduğum verileri yazmak hiç zor gelmedi bana. ama ne zaman ki içimden geçenleri anlatmaya çalışsam hep tıkandım, bir türlü ifade edemedim kendimi. edebiyatçıların kurduğu o süslü cümleleri kuramadım, yazarak ifade edemedim kendimi. duyguların bir matematiği yok ne yazık ki ve sayısal beyinler yani benim gibi olanlar bu yüzden duygularını ifade etmekte zorlanırlar. eğer formüllere ve işlemlere dayalı olan bir şey olsaydı hissedilenleri anlatmak eminim ki kendimi çok iyi bir şekilde ifade ederdim. hayatın anlamını, evrenin birbiriyle olan uyumunda arar sayısal beyinler. bir edebiyatçı ise hayatın anlamını duygularında arar. teknik düşünür teknik oynar sayısalcılar ve ifade edemediklerinin içlerinde oluşturduğu öfkeyi kendilerini daha çok araştırma yapıp daha çok projelere vererek atmaya çalışırlar. belki de bu yüzden gün geçmiyor ki hergün yeni bir şeyler bulunuyor, yeni şeyler icat ediliyor. belki bu yüzden fen alanı durmadan gelişiyor ve ilerliyor. ama ne olursa olsun sayısal beyinlerin içlerinde duran koca bir eksiktir o kendini ifade edememe durumu. keşke hayatta matematiksel işlemlerden ibaret olsaydı, işlemlerle bulunsaydı hayatın sonucu..
maalesef türkiye'de daha değerli olan beyinler.
zeki beyinlerdir. genelde doktorlar, matematik-fizik vb. profesörleri ve mühendislerde bu beyinlerden birer tane bulunur.**
yabancı dil zor öğrenen beyinlerdir.
genellemelere ters beyinlerdir. örnek verecek olursam kendi bölümümden(sayısal bir bölüm (bkz: mühendis)) ben ve arkadaşlarım hepimiz en az birer yabancı dili etkili biçimde biliyoruz. hepimiz sosyaliz. çoğumuz başarılıyız. ha yok eğer tüm istisnalar bizdeyse o zaman işte gerçekten bir terslik vardır ki yandık demektir.