Gerçek sayısalcı görmemişin iddiası, işinde iyi sayısalcılar ya asosyaldir ya da toplumsal yaşama uyum sağlayamaz hareketleri ve muhabbetleri tuhaftır. Bunlardan sözelci olursa benden de uçak mühendisi olur.
Doğrudur. Liseden sayısal çıkışlıyım, 2009`da üniversite sınavında hemşirelik geldi okudum. Tam 10 yıl sonra bir daha girdim. Tabi bu arada defter, kitap, ders çalışmak gibi hiçbir hazırlık yok. Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları bölümünü istiyordum puanı çok düşük olmasına rağmen Türkiye sözel 50 binincisi olarak bölüme ilk sıradan yerleştim. ikinci sıradan yerleşen arkadaşla aramda 110 bine yakın bir sıralama farkı var. Liseden sözel çıkışlı, bilgileri taze olan gençlerle kendimi kıyasladığım zaman başlık %100 doğru çıkıyor.
Çünkü sözelci sayısal yapamadığı için sözelcidir. Daha doğrusu matematik yapamadığı için. Bilirsiniz genelde biyolojiyi de severler. Eşit ağırlık olma nedenleri de matematik konusunda sayısalcılarla değil de kendi aralarında yarışabilecek olmalarıdır.
Matematik yapamayan adamın ay ben edebiyatı, şiiri, sanatı çok severim falan filan benim ilgi alanım bunlar şöyle böyle muhabbeti hiç çekilmez.
Bana göre insanlık için pratikte doğrudan fayda vermeyen, bir şey üretmeyen meslek gruplarının devlet tarafından maaşa bağlanması saçmalıktır. Bir şey üretmeyen, iyileşme sağlamayan, insanların sıkıntılarını çözmeyen her şey ilgi alanı olarak kalmalı. Serbest piyasada alıcı bulur o ayrı.
Ulan ben fen lisesi mezunuyum, fiziğin, kimyanın allahını gördüm. Bir kere sözelcileri ya da eşit ağırlıkçıları ezmedim. Adam yapmak zorunda değil ki. Ha varsın yapamasın bu neyi kanıtlar. Varsın sözeli de yapamasın lan hayat okuldaki derslerden mi ibaret. Cidden liselerin tatile girmesi beni derinden üzüyor.
ister sayısalcı olsun ister sözelci fark etmez. mantık bilgisi yoksa ve safsatalara sıkça başvuruyorsa bir insan, istediği kadar log, trigonometri veya türkçede paragraf soruları ,anlatım bozuklukları çözsün gözümde değersizdir.
Çoklu zeka kuramından haberi olmayan liseli beyanıdır. önüne testleri koyarsın çözer ama bir deneme yaz dersin soru bankaları var der. havuzu görünce problem mi çözeceğiz der. kar zarar hesaplamaları yapabilir ama çevreye de en çok zarar veren kendileridir. resimde sadece çerçevenin ebatlarına bakarak maliyet hesaplar. müzik aleti çalmayı bırakın fizikte ses konusunu işlemeyi tercih eder. günümüzde artık sayısal bölümler de çok rahat kazanılabildiği için çok da abartılmayacak bir özelliktir. sözel de okuyup da çok iyi matematik yapanlar vardır.
gayet normaldir.. 12 dk da kpss türkçesini bitirebilen bir sözelciyi ele alacak olursak.. 12 dk da o türkçryi bitirmek için lise 1 den beri türkçe çalışıp çözmektedir.. sayısalcı adam deneme sınavları dışında türkçe çalışmamış- çözmemiştir..
Bir sayısalcı olarak söylüyorum, sayısalcıların kendini fazla bir şey sanmasıdır. Durmadan sözelleri ve eşit ağırlıkları ezerek kendini yüceltmeye çalışan zavallı "sayısalcı" söylemidir. her zaman bu tiplere acıyarak bakmışımdır. Evet bazı sayısalcıların sözelleri de iyidir(örneğin Oğuz Atay inşaat mühendisidir) ancak edebiyattan, felsefeden, sosyolojiden gram bir şey anlamayan en son okuduğu kitabı sorsan hatırlamayan sayısalcıların ağzından bunları duymak güldürür.
bir tek ben mi varım sanıyordum. şaka maka sınavda matematik ve fen e göre türkçeden daha fazla net çıkarıp üstüne bir de mühendislik bitirmişliğim vardır.
not: yanlış hatırlamıyorsam türkçe den 34 net falan çıkmıştı. matematik 29-30 civarıydı.
şaşırılmaması gerekir.
sayısal bölüm seçen adamın sözele zaten kafası basmaktadır ama üzerine gitmek istemez.
zira sayısal bölümde meslek çok fazla var algısı vardır.( Net yalandır.)
Sayisal okuyan beynin sözel okuyan beyinden sözelselce sözelinin daha sözel olmasi gercegidir. Ygs de falan da görürsünüz sayisal abimiz turkce kismindan baslayip 20 dakika da bitirir, sozelcimizse 40 dakika da hala turkce de 27. Sorudadir. Sayisalcilar nimettir.
