günümüz türkiyesi'nde çok da bir halta yaramadığını gün itibariyle bir kez daha gördüğümüz adliye kasıntısı.
sözde sayın savcılar, hani size üniversite yıllarınızda anayasa hukuku diye bir ders vermiş olmaları lazım, heh, işte o derste de kuvvetler (erkler) ayrılığı diye bir şey anlatmış olmaları lazım.
ne oluyor o amkun kuvvetler ayrılığı hatırlıyor musunuz? hatırlatayım. yasama, yürütme, yargı ayrı ayrı güçler oluyor, bunlardan bir tanesi anayasayı veya kanunları çiğneyecek olduğu zaman diğeri hoop kardeşim napıyorsun diyor, diyor ki işbu fren ve denge mekanizması sayesinde demokrasi keyfilikten korunsun, varlığı devam etsin.
bunu neden yazıyorum? çünkü yürütmenin tepesindeki adam çıkıp ana muhalefet partisinin liderine alçaktır şerefsizdir bilmem nedir diye beş beş hakaret ediyor, biriniz çıkıp da hayırdır kardeşim sen ne yapıyorsun diyemiyorsunuz.
niye?
götünüz yemiyor da ondan. çünkü bulunduğunuz makama torpille, özür dilerim referansla geldiniz. çünkü mülakatı torpille, özür dilerim referansla geçtiniz. çünkü cumhuriyetin değil, birilerininsavcısısınız.
adı cumhuriyet savcısı olsa da artık cumhuriyeti savunmayan, koruyup kollamayan, ama vatandaşın ve avukatın karşısında aslan kesilen memur. cüzi bir kısmı tenzih olunur.
bikere başvuru savcısına dosya imzalatacaktım , neresi dedi şura derken masasına elimle destek alarak uzandım gosterdım yalnız o eli çekerseniz avkat bey dedi bana. wow wow wow bu nası kompleks abı lol. zaten ne kadar koylu varsa hepsı savcı olmanın pesınde bunların sonucları da maalesef bu sekılde cerayen ediyor ıste.
Adaletin üç ayağından biri olan iddia makamını temsil edenlere verilen unvan. Diğer ayaklar olan karar makamını hakimler ve savunma makamını da sadece müvekkilin temsil ettiği iddia edilen ama yokluğunda adaletin tesis edilemeyeceği avukatlar temsil eder.
Bugün bir hakimlik savcılık sınav kursuna gittiğiniz zaman bile yargıdan torpilin yoksa (şurada burada hakim savcı akraba vb) mülakatı geçmenin zor olduğunu söylüyorlar. eskiden hiç değilse yazılı sınavda 70 barajı vardı, son zamanlarda o da kaldırıldı diye biliyorum. Yani eskiden az buçuk bi liyakatiniz vardı artık o da yok, tek tük torpilsiz giren oluyor, onun dışında %80i böyle.
sen ki avukatla eşit statüde bir çalışansın, iş düşüyor gidiyoruz sonro golon ovokot boy moşgolom diye trip atıyorsun. Kasım kasım kasılmalar falan. Hepiniz memleketi kurtarıyorsunuz zaten.
"Sayın savcım" vovvvv neyin sayın bu kadar acaba, lol. Avukatlara da sayın avukatım desinler o zaman.
'teşekkür ederim.' diyen arkadaşınızı teşekkür ettiği için azarlayabilir. hatta odadan bağırarak kovabilir. yemek yedikleri yerler ayrıdır. korumaları yüz metre ilerden kitlenebilme özelliğine sahiptir, canlı bomba gibi hissedersiniz. asansörleri ve adliyeye giriş çıkış yerleri ayrıdır. kimse onları görmez kendilerini saklarlar. adliyede kişilikleri hakkında çok dedikodu döner ama hepsi asılsız olur.