bugün

üc tip ilkel sarhosluk vardir:

1- bildiğimiz alkol sarhoslugu.

2- dunya gerceklerine bogulmak.

3- din tefekkure dalmak.

uygar sarhosluk ise:

bütün bunlari basmak taşi olarak kişinin kendi ic alemine cekilip kendisiyle sarhoş olmasidir.
samimiyettir sarhosluk. sik soylenenin aksine icinden geleni yapar, soyler insan. aglamak istiyorsa aglar, saldirmak istiyorsa saldirir,sevismek istiyorsa sevisir.sarhoslari ayiklardan daha cok ciddiye almam bu yuzdendir. arkadaslarinizla, sevgilinizle iciniz. raki iciniz, viski iciniz. birbirinizi taniyiniz.aliskanliga donusmedikce, tadinda birakildikca guzeldir. cok fazlada kacirmamalisiniz.malumunuz hatirlamiyor insan ne oldugunu.
anliksal devinimlerin islevsel niteliklerini yitirmesi halidir.
can acısına, kalp acısına iyi gelen haleti ruhiyedir. an itibariyle içinde bulunulması farz olan durumdur.
ne yaptığını bilip neden yaptığını bilememe durumu.
bir sebebi de aşk olan kafa bulanıklığı hali...

"öyle sermestem ki idrak etmezem dünya nedir
ben kimin saki olan kimdir bu mey u sahba nedir" *
sebebi alkol miktarı değil, o anki psikolojik durumumuzdur. bazen tek kadehte sarhoş olabilirken, bazen 10 tane bile kar etmez.
insanın gerçekten içinden geldiği gibi davrandığı zamanlardır. samimidir, güzeldir, herkese tavsiye edilir.
Sarhoş olmayı hep sevmeye karar verdim. Sıradanlığı alıp götürüyordu, sıradanlıktan yeterince sık uzaklaşabilirsen sıradan olmazdın belki.
charles bukowski
sarhoşken söylenen şeyler önceden düşünülmüştür. *
geçici mutluluklar yaşamanın kaynağıdır. gülersin hemde kahkahalar atarak, şarkılar söylersin bağıra çağıra, dostlarınla omuz omuza sallanırsın ama her şey tek kalınca tersine döner bir anda. sesin kısılmıştır konuşmak dahi istemezsin gerçi takatin bile kalmaz, gülmek istemezsin çünkü unutmak istediğin şeyler olduğu aklına gelir, esasen ağlanacak haline gülmek de işine gelmez, gözünden yaşlar gelmeye başlar yalnızlıkla birlikte. dost omuzu, sohbeti yoktur, gitmiştir. derin bir sessizlik arasından sadece mırıltılar duyulur. aramak istenilen insanlar vardır. için gitse de elin gitmez bir türlü telefona, tuhaftır... rahatlatır, güldürür, ağlatır, söyletir, sövdürür... ama ne yazıkki sonunda hep eskiye döndürür. öyle tuhaf bir döngüdür yani...
adamı ters yola sokar. görme duyun yarı yarıya azalır. kaza ettirir. öldürür.
çokça kar$ıla$ılan yanılgılardan bir tanesi olarak, sarho$luk mefhumu 'sapıtmak' ile e$ anlamda dillendirilir. 'içip içip sapıtmak' olarak geni$letilebilecek bu hata, matizliğin koyuluğuna indirilmi$ bir kıre$'tir. yoğun bir kafanın bıraktığı hayali edaya yapılmı$ $aibeli bir panç, bir kik'tir.

o her $eyi genellemeye pek meyilli koku$mu$luğunuza istirham ederim, sarho$luğun kasvetini örselemeyin.. iki kuru$luk kafaları, çok rica ediyorum kasmayın. sinirleri germeyin. beni hulk denen sikintroz popülerizm canavarı oyuncağına tebdil etmeyin. amerika'nın on be$ ya$altı izleyici kitlesi için bile çok fazla olacak o yapım dediğiniz sakilin de sakili bedliklerinizi bir $eylere göndermeler içerdiğini zannederek yargılara varmaya kalkıp paylamayın adamı. kendinize gelin ve götünüzü dönmeyi lâyık görmeyin!1 lütfen!!1

sakıncalı olacak olan yegâne it; aklı selim gözüküp de hiç ka-fa ikibinüçyüzaltmı$be$ olmamı$ ama olmu$mu$ gibi atipik davranı$larla $ekil koyan dingillerdir. ve o dingillerle e$itlemeyin lütfen. çok gerekiyorsa kendinizi apdeyt edin.
öyle garip bir duygudur ki, alkolden olabildiği gibi, zaferden de olabilir, aşktan da... hiçbiri de birbirine benzemez.
vücuda alınan alkol oranı ve içerisinde bulunduğu ortamla doğru orantılı bir çeşit hastalık türü. tedavisinde türk kahvesi ve limon kullanılır efendim.
orospu gibidir.

gündüz sallarsın arkasından, siker sokarsın fakat iş gece olunca ve akıllara gelince bir iki kere tadına bakınca vazgeçilmezdir.
hep nankörlerle karşılaşan bir zavallıdır. kimse kabul etmez onun varlığını bünyesinde, herkes reddeder.
şu an üzerime çöken duygudur. keşke klasik sarhoş tiplemeleri gibi olsam diyorum. ne dediğimi htılayamayacak duruma gelsem diyorum ama yok...
en mükemmel açıklaması the legend of bagger vance adlı filmde yapılmıştır sarhoşluğun.
--spoiler--
Sarhoşluğun beyin hücrelerine bağlılıktaki yeterliliği. Çünkü; aldığın her yudum bin beyin hücresi öldürür. Ama önemli değil çünkü geride milyarlarcası var... ilk önce üzüntü hücreleri ölür. Böylece hep gülümsersin. Ve sessizlik hücreleri ölünce, her şeyi bağırarak söylemeye başlarsın... Bu da iyi çünkü sırada aptallık hücreleri vardır. Ve söylediğin her şey zekice olur, her şey. Ve son olarak sıra hafıza hücrelerine gelir, o pislikleri öldürmek epey zordur...
--spoiler--
pişmanlık duygusunu yaşamamak için arkasına saklanılan en büyük duvar.
(bkz: sarhoştum hatırlamıyorum)
kendinizi kaybetmeye en yakın olduğunuz aralıktır, müdahele edilmezse üzerine sürekli işenen çimlerde uyumaya sebebiyet verebilir. dikkatli kullanmak gerekir.
Sarhoşluk türk erkeklerinin günün çoğu zamanında içinde bulundukları durumdur.Genelde rakı sayesinde bu durum gerçekleşir.

Bkz.
-Rakı zevk-u sefâdır.
ancak;
-Şişede durduğu gibi durmaz.
-Bir yudum dersin bir şişe içersin.
doğru zamanlama ve güvenilir insanlar koşullarını yerine getirdiğiniz takdirde tadından yenmeyen durumdur.
söz konusu şahıs kendini bilen olunca; onun sarhoşluğu da olur.*
uygun şartlarda bilinçaltı patlaması yaptırabilen biyolojik durum.

beyindeki ilk etkilerinden biri, otokontrol ve çekingenliği kontrol eden bölgeyi işlevsiz kılmasıdır. bu safhada kafa zehir gibi çalışsa da icraat biraz sorunludur. masadan kalktığınızda baş dönmesi olabilir ama tuvalet yerine, çıkarıp orta yere işemezsiniz.

kısaca o iki bira sonrası içine sıçılan arkadaşlıklar da "sarhoştum, ne yaptığımı bilmiyordum. unutalım gitsin." muhabbetini kimse yemez, sevgilinize saklayın.

bir de ağır sarhoşluk hali vardır ki, iyiyle kötüyü ayırma gibi muhakeme yeteneği ciddi anlamda zayıflar. bu duruma dışarıda veya yalnız yakalanmamanız tavsiye edilir.