ekşi sözlük yazarlarıyla da kaynaşacağımız zirvedir.
sansür için üç beş kişinin gelip sesini duyurmaya çalışması da pek manidardır. bir zahmet kıçımızı kaldırıp meydanlara inersek yarınlar için en azından kendimize küfür etmemiş oluruz.
Öncelikle yürüyüşün facebook etkinliğine an itibarıyla 2640 kişi katılacağım demiştir. Fena sayılmaz gerçekçi mi hayır, göreceğiz. Yer tarifi;
Bursaray ile gelecekler için; 2 numaralı metroya binilir, Fatih sultan mehmet istasyonunda inilir, ordan fsm bulvarına yürünür acıbadem hastanesini geçince ilk ışıklardan sonra sol tarafta kırmızı merdivenler Nilüfer Kent Konseyine çıkar.
Araba ile gelecekler için; izmir yolu tarafından FSM bulvarına girilir, ilk ışıklardan sola dönülür, ilk sağa girilir 130 metre * gidilir, sağ taraftaki ahşap bina nilüfer kent konseyi.
Aklıma bu alternatifler geldi daha spesifik adres veya ulaşım bilgisi isteyen olursa itina ile yardımcı olabilirim. Görüşmek üzere...
Bırakın da bisikletle gelin ya. Sonrasında Nilüfer Bisiklet Turu var ona da katılır, gezeriz !
haftasonu bursa'da olursam kesinlikle katılacağım zirve. bursa'da olmazsam istanbul'da olana katılırım. hamile bi hatun görürseniz ben olma ihtimali fazla *
yaklaştıkça heyecanlandıran zirvedir. Herkese dokuncaktır bu filtre olayı kıyısından da olsa o yüzdendir ki katılımın çok yüksek olacağı ve yeri yerinden oynatacak zirvedir. *
onca insan arasında(hani binlerce kişi katılacak ya) sözlük yazarlarının birbirini nasıl bulacağı merak konusu olan zirvedir. aklıma üzerinde "ulu seovi" yazan bi t-shirt giyerek mıknatıs etkisi yaratma fikri geliyor ama sağlığım açısından tehlikeli bir durum.
evet arkadaşlar internetimize uygulanan faşist saldırıya karşı, koyun gibi kabullenip oturmak ve başımıza gelene razı olmak istemeyenlerin meydanlara çıkıp, demokratik haklarını kullanarak eylem yapılmasına bursa'lı yazarların ne oranda destek verip vermediğini anlayacağız. en ön saflarda bu sansürü, bu antidemokratik hareketi ki kendileri buna ileri demokrasi diyor, sesim kısılıncaya kadar protesto edeceğim. çağdaş, ülkesinin geleceğini düşünen her türkiye cumhuriyeti vatandaşının da orada bu eyleme destek vermesi gerekir. siyaseti bir kenara atın arkadaşlar, bu sansür temel hak ve özgürlüklere karşı başlatılan linç politikasının ilk adımıdır.
güneşli bir gün, fazla nem yok, zemin protesto yürüyüşü için çok müsait... artık yürüyüşe dakikalar kala son kez gelme kararı vermemiş yazarlara sesleniyorum:
"ulan 2 dk yürümekten arka adeleniz atmayacak ya!"
sozluk adına utanc duydugum zirvedir...
inci sözlük yazarlarını maskeleriyle birlikte organize olmuş halde görünce, üstüne üstlük, yürüyüş esnasında bile entry girdiklerine şahit olunca, içim çok burkuldu be sözlük. nerde bizim gençlik dedim... nerde bu devlet, nerde bu millet dedim sessizce. bir gözüm t bag'i aradı... evvelden tanıdığım tek yazar oydu çünkü. günahını almayayım, ama göremedim. dikkat çeken görünümüyle narsil'e yanaştım (bkz: vuvuzela) (bkz: bisiklet), o da kimseyi henüz görmediğini söyledi.
sonra bi ara incicilerin yanına yanaştım, "ulan" dedim, "bizim sözlük çok fena yalan oldu bea" ... "hangi sözlük, ekşi mi?" diye sordu eleman. "yok, uludag" dedigim anda yanımda büyük bir pankartın bir ucundan tutan genç, "aaaa uludag mı, ben de uludaglıyım" dedü. kendisinden özür diliyorum, zira nickini söylediğinde gürültüden duyamadım.
bir yandan kızdım, bir yandan da "amaaaan be, siktiret aq" dedim içimden. yaktım bir sigara, bağırmaya devam ettim.
havanın mükemmel olduğu günde, anlamlı bir amaç için dışarıya çıkamayıp katılamadığım zirvedir.
daha doğrusu sabah 7'de eve gelmek zorunda kalıp, biraz uyuyayım giderim dedikten sonra gözleri açtığımda saat 1 olmuştu. bulunduğum yer de göz önüne alınırsa, hazırlanıp gelmem ancak yürüyüş sonuna denk gelecekti. özürlerimi borç bilirim.
biraz geç de olsa katıldığım zirve ya da yürüyüş. son günlerde sözlükle pek haşır neşir olmadığım için zirve düzenlendiğini farketmemişim. katılımın çok az olması beni üzmüştür. yoksa ben mi geciktim ?
