sınıf bilinci olmayan insanın kendisini yoksul bırakan sermaye düzeni yerine kendisinden bir nebze daha fazla hak sahibi olan bir işçi kesimine saldırısıdır.Düşene bir tekme de sen vur hesabıdır.
kesinlikle katıldığım önermedir. bu memlekette tonla işsiz kovulmuş insan varken medyanın yoğun çabaları neticesinde aşırı bir ilgi çekmeleri söz konusu olmuştur. direnişleri haksız değildir lakin konunun gündeme bu denli oturup mesgul etmesi abartıdır.
tek çile çeken tabii ki tekel işçisi değildir. türkiyede ki hemen hemen tüm işçiler hatta neredeyse tüm çalışanlar tekel işçilerinin çektiklerini hatta daha fazlasını çekmektedirler ancak tekel işçileri seslerini çıkartabildikleri ve anayasal haklarını savunabildikleri için yine de yaptıkları eylem takdire değerdir.
tekel işçileri artık bir sembol olmuştur. tüm işçileri, hakkını alamayan çalışanları temsil etmektedirler. oradaki insanlar özlük haklarıyla başka kamu kuruluşlarında çalışmak istiyorlar. boş depo fabrikalarda kim durmak ister. bunu da sağlayacak hükumettir. üzülüyoruz ve destekliyoruz.
tedaşta çalışan elektrik elektronik mühendisleriyle aynı parayı alıp da hala bunlar yapılıyorsa sorulması gereken sorudur %100 haklıdır. Gönül ister ki onlar da istediklerine kavuşsun ama bu ülkede bu gayri safi milli hasılayla imkansızdır grevler vsler gereksizdir.
ülkenin genel sorununun yansımasıdır.
sayelerinde çoğu kişi peşkeş çekilen tekel gerçeğini öğrendi, 4c denen akp'nin işçi düşmanı yasasını öğrendi, muhalif sese tahammülü olmayan faşizan yüzleri ortaya serdi.
ve yine duyarsız olmayan, hala hakkın yanında olan şerefli insanların nefes aldığını gösterdiler.
aslında bakarsak tamamen türkiye gerçeğidir.
akp'nin yarattığı korku imparatorluğunda; akp korkusundan, ergenekonu olmaktan, adım cuntaya çıkacak diye ses çıkarmaktan korkan zihniyetin sesi olmuşlardır.
hiçbirisi "sadece biz sıkıntı çekiyoruz" dememiştir tekel işçilerinin, haklarını aramışlardır, sesi duyan da toplanmıştır. bunun karşısında "sanki bir tek bunlar var" diyerek dikkati dağıtmaya çalışmak ard niyetlidir. "bakın bu sorunalrımız da var" diyerek aynı tekel işçilerinin yaptığı gibi bir eylem yapılırsa aynı yankı oluşur zaten.
açıklık getirmek getirilmesi gereken durumdur. hatta "az daha okuyup tekel işçisi olsaydın." dedirten durumdur okuyanlara. öğretmen maaşı ek derslerle maksimum 1.500 lira. bir pratisyen hekim maaşı maksimum 3000 lira. yani özellikleri ne? neden daha fazla maaşı hakediyorlar? üstüne üstlük günlerdir eylemdeler. yani çalışmıyorlar ve hala senin benim cebimden maaş alıyorlar. öğretmenler çocuğunuzun okuduğu okulda görevi bıraksa hemen okulu basarsınız. doktorlar grev yapsa o hastaneyi yıkarsınız. ama iş buna gelince herkes komünist olmuş nedense. evet komünist diyorum çünkü siz ki geçmişte yine sizin işçinizin hakkını savunmuş insanları bu yaftayla ipte sallandırdınız. madem o kadar üzülüyorsunuz tekel işçisi için, kendi maaşınızı onlarla paylaşın birader.
haklılık payı son derece fazla olan bir değerlendirme. ancak hemen, bir yurttaşın daha tekel işçilerine karşı olduğu sanılmasın. değerlendirmenin haklılığı tek sıkıntı çekenin tekel işçisi olmadığı gerçeğidir. ülkemizde tüm kamu, özel sektör işçileri, düşük seviye memurlar, küçük üreticiler, öğrenciler ve yoksul köylüler de benzer sıkıntılar çekmektedir. dahası tekel işçisinin yaşadığı 4-c lanetinin bir benzerini şeker, enerji ve ptt işçileri de yakında yaşayacaklardır. o nedenle tekel işçilerinin olası bir 4-c kazanımı- ki bunun anlamı 4-c'nin tamamen kaldırılması ve herkese kadrolu iş güvencesidir- diğer 4-c mağdurlarının da kazanımı olacaktır. dahası, 4-c benzeri yasalarla başı dertte olan üniversite asistanları, atanamayan öğretmenler, iş yeri özelleştirme tehditi ile karşı karşıya olan itfaiye, sağlık ve demiryolu işçileri de kazanacaktır. mücadelenin kazanımla sonlanması, diğer işçiler ve emekçiler için de emsal teşkil edecektir. o nedenle tekel işçisi kazanırsa, tüm halk kazanacaktır. bu noktada kendi sıkıntısını daha fazla görenlerin yapacağı tek şey; tıpkı tekel işçileri gibi güçlerini birleştirmek ve kararlı bir biçimde durmaktır. bunun dışında hem halinden sıkıntı edip, hem de ses çıkarmayanlar ne yazık ki yaşadıklarını kabullenmek zorundadır. seçim kendilerinin.