Misafir olarak gittiğim zengin evinde birden beni karşılayınca elit ev sahipleri, hoş geldiniz dedim. Allahım yerin dibine geçtim napayım kardeşim evin içinde de takım elbise mi giyilir.
Bugün evden aceleyle çıkarken mutfaktaki çöpü alacağıma kediyi kucakladım dışarı çıktım. Üç beş basamak inince aklım başıma geldi! Şaka maka kedi çöpe gidiyordu.
Birkac arkadas, yabancı arkadaşlarla toplanacagizdir. Vakit gecirecegimiz eve gitmeden evvel, tanimadigim bir kizin da bize katılacagini ve isminin elif olduğunu öğrenirim. Aklimda "elif elif" derken, kiz gelir ve hepimizle tokalasirken sira bana gelince kendi adimi unutup kiza, merhaba ben elif, dememle yakin arkadaşım yarilir.
- xxxx yere gidiyor mu? Diye sordum
+ hayır artık bu güzergahtan giden hiçbir otobüs oraya gitmiyor, toplanma merkezine gidiyoruz, orada inip metroya aktarma yapabilirsiniz dedi.
- peki o zaman ben xxxx yere giden otobüsü bekleyeyim dedim ve otobüsten indim.
3 saniye sonra lan hicbir otobüs gitmiyorsa ben hangi otobüsü bekliyorum diye kafama dank etti.
Telefonun şarjını %100 yapıp evden çıktım. Sonra daha önce aldığım ekran görüntüsünde bir belgeyi incelerken şarjın birden %14 olduğunu gördüm. Telefonun kapanmaması lazım hemen aceleyle şarja taktım. Bir türlü şarj almıyor hep sabit %14’te. Sonra anladım ki o şarj yüzdesi ekran görüntüsü aldığım zamandan kalma. Telefonun normal olmasına mı sevinsem Mallığıma mı üzülsem bilemedim.
bugün bankada ufak bir işim vardı. bankanın olduğu cadde oldukça kalabalık, trafiği bol. bir türlü park yeri bulamıyorum. en sonunda ufacık bir yer bulup park ettim. ama bekleyemezdim. zira biliyorum trafik polisleri 10 dakikada bir ceza yazıyorlar. hızla işimi halledip aceleyle çıktım bankadan. arabanın yanına geldim. kendimden emin bir şekilde ön kapıyı açtım tam binicem aha o da ne. şoför mahallinde bir adam oturuyor. hem de benim arabamda! çok ama çok uzun bakıştık. birader galiba arabaları karıştırdın dedi. dedim olabilir, evet! renk ve model aynı fakat başka araba.
Komşuyla aramızda gecen konuşmada yaptım yine bi salaklık
+ kırmayla vurmuşlar iç organları çok zarar görmüş
- Ay inşallah iyi olur ya
+inşallah kızım
- Allah rahmet eğlesin o zaman hadi ben cıktım
+!?!?!
Evet hastanede yoğum bakımda yatan birine allah rahmet eğlesin dedim allah şifa versin yerine, kadının yüz ifadesini unutamıyorum. Allahım bu nasıl bi utanç nasıl aşağlık bi dramdır?
Şu an bile aklıma geldikçe hem kendime küfür ediyorum hem gülüyorum.
Arz edelim efem:
3-4 yıl falan olmuştur.
- ben.
+ Arkadaş.
- hayırdır, o paket ne?
+ Süt sağma makinesi.
- ne o, inek mi aldın, mandıra mı açıyorsun eheeheehe?
+ Yok ya, bebek için.
Şirket çıkışı ayak üstü Arkadaş ile 4 saniyelik aramızda sohbet.
Arkadaşın eşi de çalışıyor ve bebekleri olmuştu. Eşi için internet üzerinden almıştı.
Bir an salaklık unutkanlık dangalaklık işte.
Arkadaştan özür diledim, kötü bir niyetimin olmadığını söyledim.
Hâlâ bunu nasıl dedim diye aklıma geldikçe arkadaşı gördükçe kendime kızıyorum.
Aynı renk aynı modelde olan başka bir arabaya binmeye çalışıp kapı açılmayınca anahtar bozuldu(!) herhalde diye düşünmek... hayır bi alarm çalsaydı millet hırsız filan zannetcekti beni.
bugün başıma geldi, hala aklıma geldikçe gözümden pıt bir damla yaş süzülüyor dostlarım. avm kapısının önünde sıra vardı yavaşça ilerliyorken ben sensörlü kapının önünde iken kapı çat kapanmasın mı? (boyum biraz kısa, sanırsam kapı beni görmedi) ben arasında sıkışmayayım mı? güvenlik görevlisi koşuşturmasın mı? neyse daha fazla devam edemiciim..
Bugün ilk defa gideceğim bir yer için telefondan navigasyonu açtım, arabanın orta kısmına telefonu koydum. Daha sonra benzin almak için durdum ve tekrar yola çıktığımda telefonumun cebimde olmadığı fark ettim. Hem araba kullanıp hem de cepleri falan yokluyorum, kafada binbir düşünce “acaba nerede düşürdüm” diye. Bir taraftan da navigasyona bakıyorum gideceğim yer için! Durumu kavramam bir on dakikayı buldu. Bunlar hep aşırı sıcaktan.
fizik dersinde hoca beni kaldırıp "evet, sen bize vektörlerden bahsediyorsun, şimdi, hemen"
tarzında bir cümle kurmuştu. ben de o panikle "pezevenk vektörlerin bileşkesi sıfıra eşittir." demiştim. halbuki o "paralel vektörler" olacaktı. herkes gülmekten çok korkmuştu sanki benden o anda. öyle hissetmiştim.