eşkiya dünyaya hükümdar olmaz isimli türkünün eşkiyası. 1843 -1909 yılları arasında yaşamış, mahpus olduğu sinop cezaevi' nden arkadaşlarıyla birlikte kaçıp dağa çıkan rizeli insan.
Sene 1341 mevsime uydum
Sebep oldu şeytan bir cana kıydım
Katil defterine adını koydum
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz
Sen üzülme anam benim dertlerim çoktur
Çektiğim çilenin hesabı yoktur
Yiğitlik yolunda üstüme yoktur
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz
Çok zamandır çektim kahrı zindanı
Bize de mesken oldu sinop un hani
Firar etmeyilen buldum amanı
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz
Sinop kalesinden uçtum denize
Tam üç gün üç gece göründü rize
Karşı ki dağlardan gel oldu bize
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz
Bir yanımı sardı müfreze kolu
Bir yanımı sardı varilcioğlu
Beş yüz atlıylan kestiler yolu
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz
Kale yokuşunda sipere yattım
Hükümete şehre çok fişek attım
Tatlı yemeğime zehiri kattım
Ancak kendimden kestim gümanı
Sene 1320' de geldi emirler
Asker silahıyla dolu gemiler
Trabzon Valisi kellemi diler
Baktım ki Varilci durur bir yana
Arkamı çevirdim inandım ona
Ne bilirdim puştluk edecek bana
Dünyada puşt olan namdar olmaz
Kalk Sandıkçıoğlu yürü meydana
Duymadın yıkıldı o kayıkhane
imansız gidersin tez gel imana
Karada gezenin imanı olmaz
Mağmura vardır ikiyüz hane
Osman Süleyman Ekref in yane
Dağılacaktır bütün cihane
Yürü Reis yürü yok mu bi çare
Yürekten yanana olmaz mı çare
Hükümetin önü döndü mahşere
iğneyi bıraksan düşmezdi yere
Koca Sandıkçı nın gövdesi yerde
Puştluktan vuruldum ona yanarım
Hava birden esti yelken dolaştı
Reis birader dümeni koyverdi kaçtı
Yürü Reis yürü yok mu bi çare
Yürekten yanana olmaz mı çare
Urusba ya vardım sabah üzeri
Dumandır gözlerim görmez bir yeri
Koca Sandıkçı nın soldu gözleri
Puştluktan vuruldum ona yanarım.