ben, yaşlı bir insanım ama az çok görüyorum etrafı.
bir kere asla ahkam kesmemeliyiz. olur ya da olmaz diye. anlamaya çalışıyorum sadece. bakın bir portre çizeyim naçizane dilim döndüğünce.
çoğunuz üniversitedesiniz. kiminiz çalışıyor.
nelerin eksikliğini çekebilirsiniz mesela?
bir erkek olarak,
1) kiminiz girişken değildir. bir kızla cafede, barda kesişip onunla tanışabilme imkanına ne kadarınız sahip?
2) kiminiz fiziksel olarak kendini yeterli görmez. "ben, onu nasıl tavlayabilirim ki?" der.
3) kiminizin sosyalleşecek gücü kalmaz ya da ne bileyim tabiatı buna uygun değildir. allah aşkına kaçınızın 10 kişilik, düzenli görüşüp dışarı çıktığı bir dost grubu var? ee evdeysen pencereden bakarak mı bir ilişki kuracaksınız?
bakın bir de alternatif var. kendini yakışıklı bulmayana, konuşurken utanıp sıkılana, parası olmayana, özgüveni olmayan, aslında çok zeki olmasına rağmen fark edilmeyene, kendini özgür hissetmek isteyene sunulmaktan öte bu şartlar altında dayatılan bir alternatif. nedir;
internet.
kolay değil mi? haklı şekilde yoksunluk hisseden erkekler için bir nimet bana kalırsa.
kadınlarımıza da bakalım mı?
devamlı ölçülü olmak zorunda hisseden, ayıplanma, etiketlenme endişesiyle sosyal hayatına yön veren, bu kadar vahşilik içinde karşı cinsten doğal olarak korkan kadınlar.
şimdi bu iki cins, internette rastlaşıyor. söz gelimi sözlük'te.
mağrur gencin, çok komik bir entrysine rastlıyor hanım kızımız. kahkaha atıyor.
o enteresan nam-ı müstear istemsizce aklının bir köşesine not ediliyor.
bir gün canı sıkılıyor. mesela memleketine gitmek istiyor. ama izin alamıyor. ama parası olmuyor. ama vakti olmuyor.
paaat aynı adam, o zeka dolu entrysiyle kahkaha attıran adam bu kez aynı dertten muzdarip vaziyette, çok da dokunaklı bir şeyler yazıyor.
affınıza sığınarak söylüyorum, "sözlük kaşarlarının" dışında duygularla kalem çoğu zaman örtüşür.
burada çoğu arkadaşım bu sınıfta değil. işte bu adamların en büyük yalanı genelde, "çapkınım, çıkarmadan 5 atarım, daha yeni 80000 tl'lik arabayı makas atarken pert ettim" yaratıcılığıyla sınırlıdır.
benim dönemimin aksine, her şey robotikleşiyor. üzgünüm. her şey daha kolay, daha erişilebilir.
ama doğru insanlara yaklaşın, bu yüzden de gözlemleyin.
ben, mesela 62 yaşındayım. ne kadar inandırıcı? gerçekten öyleyim ama sizin yerinizde olsam böyle bir profilden uzak dururum. çünkü sıra dışı ve arkadaşlar üzelerek söylüyorum biz toplum olarak kendimizi ne kadar başka yerlere koysak da çoğumuz aslında oldukça sıradan insanlarız.
sıradandan şaşmayın çünkü en büyük aşkı, en büyük sevgiyi, en büyük şefkati sıradan insanlar besler. tabiatımıza en uygun olan, bozulmadan kalabilen onlardır çünkü.
ilk defa bu kadar samimi yazdım sanırım. hepiniz mutlu olun iyi mi? bugünkü dilek hakkım sizin.
"üstümde siyah dantelli çamaşırlarım var bebeğim (göz kırpma göz kırpma)" derken gri, dizi çıkmış eşofmanla pineklediğin ilişkidir.
zordur, gerçek bile değildir. özlediğinde yüzüne dokunamaz, elini tutamazsın. "ben buyum" dediği kişi bile aslında o olmayabilir, birilerinin dalgasına kapılabilirsin. alışırsın, özlersin yine de. sonra bir gün "siktir git" der, tüm zamanın boşa gitmiş olur. gidip yüzüne bile tüküremezsin.
ayrılınca yüzüne tükürmek için ilişkiler yapın kendinize. daha gerçekçi olur. hayat böyle.
vardı böyle birisi zamanında hayatımda.
daha sonra bir sonumuzun olmayacağını düşündüğümden ayrılmak istedim kendisinden ama kendisi beni onu bırakmak istediğim için takıntı haline getirmişti. bir türlü kurtulamamıştım yaklaşık 3 yıl boyunca her telefon numaramı bulmuş her gittiğim yerde bir şekilde beni bulmuştu hatta gittiğim yerde yanımdaki arkadaşlarımın üstündeki kıyafetlere kadar tarif ediyodu o derece bi manyaktı.
en sonunda şikayet ettim kendisini korkutmak amaçlı zor da olsa vazgeçirdim kendimden.
yani kısacası, bazen tehlikeli de olabilen bir ilişki türü.
insan ilişkiye başlayacağı insanın hareketlerini, halini tavrını, çevresindeki insanlara olan tutumunu ve en önemlisi kendisine olan davranış biçimini görmeli ondan sonra karar verip bir ilişkiye başlamalı. sırf mesajları güzel ses tonu etkileyici diye ilişkiye başlanmaz.
Gerçek düzleme taşınınca gayet de efsane olabilir. Sanal derken sözlükleri kastederek söylüyorum; bu tür ortamlar bana göre kütüphaneler ile eşdeğerdir. Adeta kütüphanelerin sanal karşılığı gibidir. kafa yapısının zevklerinin uyuştuğu birini bulmak reelde zor. Ama buralar o ihtiyacı en güzel şekilde karşılıyor.