Öldürüldür gozleri insani
Gamzesi, kaşlari, saclari
Hele ki gülümsemesi
Öldürür insani...
Gözlerinden akan yaşları
Gülerken belli olan gamzesi
Öldürür insani..
Tatli tatli hareketleri
Hep yakisan kıyafetleri
Öldürür insani..
Yay gibi kaslari
Sarma gibi dudakları
Öldürür insani..
Sırma gibi saçları
Öldürür insani...
Bir kere seni seviyorum demesi
inattır o, şimdi çizimler yapıyor yada başka şeyler bilmiyorum razıyım cezama, kızgın hala bana, düşüncesizliklerime biliyorum eziliyorum ona olan sevgimin ağırlığında, nasıl anlatırım onu deliler gibi sevdiğimi bilmiyorum mesele şu ki; o da beni çok seviyor biliyorum
Şimdi gidiyorsun git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim onlar da gitsin
içimde bir şarkı
Gözünde bir ışık kalmıştı her şeye inat
Kapat gözlerimi sevdiğim anlarda gitsin
Yıldızları da alsana yanına gökyüzünden
Sevdiğimiz şarkıları da
Pencereme konan yusufcuklarıda
Bana karanlığı bırak
Beni bırak beni böyle bırak
Böyle ansızın, böyle yakışıksız
Böyle anlamsız, böyle dağınık
Öyle kapıda susuşum
Öyle sarsak, öyle serkeş, öyle çerkes duruşum
Koy beni sensizliğe
Ve otursun içime kül gibi kor yangını
Şimdi gidiyorsun git
Hadi git
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi al da git
Hadi kanatma
Hadi yıkma
Hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim
Şimdi gidiyorsun git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
içinde bir şarkı
Gözünde bir ışık kalmıştı her şeye inat
Kapat gözlerimi sevdiğim anlarda gitsin
Şimdi gidiyorsun git
Hadi git
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi al da git
Hadi kanatma
Hadi yıkma
Hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim
Oysa daha ne cümleler yazılmalıydı hatrına
Hangi kelime sığardı çekilen acıları anlatmaya
Karanlığında boğulurken ben yavaşça
Haykırdım defalarca
Özledim zannımca
Sevmiştim bir uykuya dalınca
uyandırmayın diye yalvarmıştım oysa
sigaralarım tatsız oldu senden sonra
kokunda sarhoş olmayı istedim yalnızca...
yüzümde nefesini hissetmediğim saatler bunlar, kısaltırsak,
vakitsiz geçirdiğim günlerim..
bu günlerde geçecek, ölürsek..
dinle o zaman, ölmediğimiz her günün bizde bıraktığı anlam ve önemidir bu...
kurduğum-
bu küçük-
tuzaklara kalbim takıldıkça...
fesleğenler geliyor aklıma
sözlerin ne taş
sektirmeye benziyor sularda
ne de gözlerin
o kar fırtınasında
ışıkların yanmasına
yüzün de benzemiyor
gece yarısında tutuşan bayraklara
neden başka bir çiçek değil de
fesleğenler geliyor aklıma
bir sırrım daha al senin olsun
koy bunu da ötekilerin yanına
geçen yaz aldıklarım-
kaskatı kesilmiş toprakları
bu yazsa güzel sözlerle övgülerle
çürüten benmişim onları
fesleğenlerbaşka bir çiçek değil de
elbette fesleğenler
her an düşünceli
her an tefekkürdeki
bir başı okşar gibiseven var mıdır
uykuma giren
ra
yi
ha
ları.
oysa ne iki ırmak
karışırmış birbirine dünyada
ne de göz yaşları aşkta
dostum, demiştim dostum
otuzumda bir gün
öğrendim ki bu günaşktan farkı yokmuş
dostluğun
öyle deme, öyle deme
ayrı ayrı düşüyor yaşlar
iki gözden bile