sana dün bir başka açıdan baktım dünya

entry9 galeri0
    1.
  1. Herkes her şeyi aynı açıdan görüp, benzer tepkiler verseydi, yaşam da siyaset de çok rahat olurdu.
    Ama bu bir ailede bile mümkün değil. Doğadaki inanılmaz çeşitliliği olağan kabul edip, insan aklının ve algılamasının tek tip olmasını nasıl bekleyebilirsiniz? Selim ileri'nin istanbul Hatıralar Kolonyası kitabını okurken, hep gözümün önünde duran, ama farkına varmadığım bir gerçeği daha görüverdim.
    Düşünün ki, milyonlarca insanımızın yaşadığı gözbebeğimiz istanbul'a bile nasıl farklı açıdan yaklaşıyoruz.
    Belki hepimiz seviyoruz bu eşsiz kenti. Ama bazılarımız kızıyor, bazılarımız nostaljik takılıp Nerede o eski istanbul diyor, bazılarımız istanbul'u Kahpe Bizans olarak görüyor, bazılarımız da Türkiye'nin nabzı burada atar şeklinde bakıyor istanbul'a.

    HANGi iSTANBUL?
    Selim ileri bence okunması şart olan kitabında Tevfik Fikret ile Yahya Kemal'in istanbul'a bakışlarını da şöyle irdelemiş:
    - Tevfik Fikret Siste, istanbul'u Bizans'tan Abdülhamid dönemine çürüyen bir şehir olarak görüyordu. ilenç (Beddua) yağdırıyordu bu şehre. Sis şüphesiz çok etkileyici bir şiir. Sesiyle dile getirdiğiyle.
    Bugün okunduğunda da etkisini sürdürüyor. Ama Sise Yahya Kemal'in yanıtı da düşündürücü bir eserdir.
    Yahya Kemal Beyatlı, istanbul'u bütün tarihiyle birlikte yüceltiyordu. Hangi istanbul? ilençlere uğrayacak kadar günahkar istanbul mu, Yahya Kemal'in başka şiirlerinde de görkemle andığı istanbul mu?
    Selim ileri edebiyatımızı bir imbikten geçirip içinden istanbul'u süzdüğü Hatıralar Kolonyasında, Peyami Safa'nın Fatih-Harbiyesini de ele almış ve Bir tramvayın gidiş-geliş levhasından esinlenerek istanbul'daki Doğu'yla Batı'yı simgelendirir demiş.
    Aynı olaya farklı bakışları yakalayan yazarlarımızdan biri de Elif Şafak.

    BABA VE PiÇ
    Elif Şafak'ın Ermeni Tehciri'nin bir yanda diyasporadaki Ermeniler diğer yanda biz Türkler tarafından nasıl farklı değerlendirildiğini etkileyici biçimde anlattığı Baba ve Piç romanının kahramanlarından Baron Baghdassarian'ın şu yorumunu herhalde sizler de çarpıcı bulursunuz:
    - Diyasporadaki Ermeniler arasında Türklerin soykırımı kabul etmesini asla istemeyecek olanlar var. Çünkü Türkler bunu kabul edecek olurlarsa, ayağımızın altındaki halıyı çekip, bizi bir arada tutan en güçlü ve belki de tek bağı ortadan kaldıracaklardır... Tıpkı Türklerin yapılan haksızlığı inkar etme alışkanlığı olması gibi, Ermenilerin de yapılan haksızlığın hatırasına dört elle yapışıp 'mazlum' kimliğinin keyfini sürme alışkanlığı var.
    Okuduğunuz her gerçekten değerli kitapta, dinlediğiniz gerçekten bilgiyi ve gözlem gücünü yansıtan her konuşmada, o ana kadar farkına varmadığınız böyle nice gerçekle karşılaşırsınız.
    Ve bilirsiniz ki bunlar da aslında o yazarın veya o konuşmacının açısından yakalanan gerçeklerdir. O açının dışında başkalarının da kendi gerçekleri mutlaka vardır.
    Bu durumda sizden farklı düşünenlere kızmak yerine onları anlamaya çalışmak ve kendi gerçeğinizi de anlatmak, insana yakışan en uygun davranıştır.

    HARFLERiN MUCiZESi
    Tevfik Fikret istanbul'u Yahya Kemal gibi düşünmediği için, istanbul değişmez ki.
    Veya bir muhbir vatandaş Elif Şafak'ın romanı hakkında suç duyurusunda bulununca, Ermeni Sorunu buhar olup uçmaz ki.
    Herkes AK Partili olup, bu partiye oy verseydi, bu bazılarının bu partiye karşı olmasından daha mı iyi olurdu? Çok seslilik ve çok partilik iyi de, farklı düşünmek mi yanlış yani?
    Romanlarını ingilizce yazan ve yazılarında Osmanlıca da kullanan Elif Şafak, bunu eleştirenlere BBC'deki bir söyleşisinde, hatırladığım kadarıyla şu cevabı vermişti:
    - Ben galiba hurufiyim. Sayıları 30'u geçmeyen harflerin çeşitli birleşimlerde ve sayısız dilde milyonlarca kelime üretmeleri mucizesi ortada dururken, böyle eleştiriler bana anlamsız geliyor.
    Ne dersiniz?.. Harflerin kelime olmalarını ve kelimelerin sizin hoşunuza gitmeyen cümleler kurmalarını önlemek için, acaba harfleri yasaklasak mı?
    Peki bu harflerle başka dillerde de kelime üretilmesine karşı ne yapacağız?

    mehmet barlas
    3 ...
  2. 2.
  3. ...ve hiçbir şeyin değişmediğini görmek üzdü beni.
    3 ...
  4. 3.
  5. ..megerse seni cok abartmisim.
    2 ...
  6. 4.
  7. kusbakisi baktim sana dünya..pisliklerini gizlemistin.
    0 ...
  8. 5.
  9. 6.
  10. annemin beni anladığını sanmıştım dün.
    bugünse hiç anlamadığını gördüm.
    şaşırmadım.
    1 ...
  11. 7.
  12. önceki gün hamuda kalkan insanın söyleyeceği sözdür.
    1 ...
  13. 8.
  14. dünyayı sorgulayan yazarın söylediği.
    0 ...
  15. 9.
  16. Sana dun bir baska acidan baktim dunya ama yine ayni tas , ayni hamam senden bi bok olmaz .
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük