hani bazen televizyonda bir filme denk gelirsiniz, izleyip izlememek arasında kalırsınız. dışarıdan bakınca, üçüncü sınıf aksiyon filmi havası vardır. seslendirme berbattır, görüntü fludur, esas kadının memeleri küçüktür. o an uzaktan kumandanın ch+ tuşuna gider eliniz ve bir an ekranda öyle bir oyuncu belirir ki, film hakkında kapıldığınız tüm olumsuz ön yargıları tuzla buz eder. odanın ışığı kapatılır ve filme odaklanılır. işte samuel, o adamlardan biridir.
ses tonu, aksanı, oyunculuğu, mimikleri ve geri kalan her şeyiyle yer yüzünün görüp görebileceği en sağlam oyunculardan birisidir. film izleme sebebidir.
asıl adı "samuel leroy jackson" dur.."ezekiel 25 17" monoloğu ile aklımızda kaldı yıllarca; bir de arabada, "vincent" in kazara ateş etmesi sonucu kafatası parçalarının kıvırcık saçına yapışmasıyla...
(bkz: pulp fiction)