samarcande

entry46 galeri0
    1.
  1. Amin Maalouf'un etkileyici eseri. Okurken kendinizi çok rahat karakterleriyle özdeşleştirebildiğiniz kitap. bir anda ömer hayyam olup daha sonra kendinizi hasan sabbah olarak bulabiliyorsunuz.
    8 ...
  2. 2.
  3. ömer hayyam ve hasan sabbahı anlattığı bölümler güzel ve okunası olan ancak daha sonra yakın geçmişe geldiği zaman sıkıcı olmaya başlayan güzel kitap. denemeye değer.
    5 ...
  4. 3.
  5. bir kitabı kolay kolay iki kere okumam; ama amin maaloufun kaleminden ömer hayyamı okumak gerçekten de çok keyifli. şaraba olan ilgimi artıran kitap.
    5 ...
  6. 4.
  7. ömer hayyam a hayranlık duymama neden olan ve okur okumaz pişmanlığın derin kuytularında çırpınmama neden olan eserdir. neden mi pişman oldum?
    yandım kitapsız geçen günlerime. ve, öncesini yok saydım hayatımın. bu kitabın bende bıraktığı en derin etki budur. kitap okuma vesile olmuştur.

    (bkz: yıldızların altında)
    6 ...
  8. 5.
  9. son derece etkileyici olan amin maalouf kitabı. bi gün o gizemli şehre gidersem sebebi bu kitaptır.

    bence daha da güzeli için (bkz: doğunun limanları)
    5 ...
  10. 6.
  11. okuduktan sonra Ömer Hayyam,Nizamülmülk ve Hasan Sabbah hakkında araştırma yapmaya başladığım feci etkileyici kitap..afrikalı leo da bir okadar enfestir..
    3 ...
  12. 7.
  13. okuduğum kitaplar arasında mükemmellik açısından birinci sıraya koyduğum, ömer hayyam ı sevdiren kitap..
    4 ...
  14. 8.
  15. tarih ve edebiyatın mükemmel bir sentezi. büyülü bir kitap. ömer hayyam ı az bilenlerin öğrenmek arzusu için bir tetikleyici.
    2 ...
  16. 9.
  17. o kadar keyif alarak okudum ki bitmesin diye en heyecanli yerinde birakiyordum.

    kitap bitti ve su an isfahan da tebriz de semerkentta olmak istiyorum,

    ve haykirarak ve gururla "ben bir $arkliyim" diyorum.

    sira dogunun limanlarinda.
    6 ...
  18. 10.
  19. şu ana kadar okuduğum en iyi romanlardan biri. amin maalouf kendini bir kez daha kanıtlamış gerçekten.
    2 ...
  20. 11.
  21. AMIN MAALOUF kitabı. Ömer Hayyam' ın Semerkant' a gelişi, burada yaşadıkları ve tarihe damgasını vuran eserinin oluşması. Roman 11. yüzyılda yaşamış olan iranlı bilge ozan ömer Hayyam' ın hayatı ve Rubaiyat'ının öyküsünü anlatmaktadır. Tüm zorluklara rağmen insanlar hayallerini gerçekleştirmelilerdir. kitap olaylarla dersler vermekte. Tarihin bizler tarafından fazla bilinnmeyen yönlerine ışık tutmaktadır.
    2 ...
  22. 12.
  23. iran' da baskerville benjamin' e
    " bu ülkeye geldiğim zaman koca koca sakallıların bin iki yüzyıl önce işlenmiş bir cinayete ağlayıp sızlamalarını anlamıyordum. şimdi ise anlıyorum. iranlılar geçmişte yaşıyorlarsa bu geçmiş vatanları olduğu içindir. bugün buraları yabancı bir diyar olduğu ve bu diyarda onlara ait hiçbir şey bulunmadığı içindir. bizler için çağdaş yaşam, özgürlük simgesi olan herşeydir, onlar içinse yabancı egemenlik anlamına geliyor. yol: rusya' dır. ray, telgraf, banka: ingiltere' dir. posta: avusturya - macaristan'dır." demiştir.
    böyle bir paragrafı barındıran, okudukça hayran kaldığım, doğu' yu anlatan bir amin maalouf kitabı.
    3 ...
  24. 13.
  25. dinsiz, sapkin filozof olarak bildigim, daha dogrusu hakkinda hicbir sey bilmedigim ömer hayyama karsi icimde büyük bir hayranlik uyandiran, hatta hatta onu sevdiren amin maalouf kitabi. aslinda cok güzel bir kitap yalniz, selcuklular, cagri bey, tugrul bey ve sultan alparslan hakkinda yazilan iftiralari hazmetmek zor. ayni sekilde hasan sabbah hakkinda da.
    bunun disinda her bölümü cok heyecanli, cok etkileyici. benjaminin semerkant'a gittigi bölümde semerkant eski ve yeni haliyle canlaniyor gözümde, bu sahne o kadar acitiyorki icimi hüngür hüngür aglamaktan kendini alamiyorum.
    6 ...
  26. 14.
  27. amin maalou'un güzel romanlarından biri. Ömer hayyam cercevesinde yazmıstır okunası bir romandır.
    2 ...
  28. 15.
  29. ömer hayyam başrolde olmak üzere hasan sabbah ve nizamülmülk gibi önemli tarihi kişileri anlatan kitap. hayyam'ı tanımazdım fakat kitapta tanıdığım diğer bütün karakterler, olaylar yanlış anlatılmış, baştan sona iftira...
    hasan sabbah'ın yüceltilmesini, nizamülmülk gibi çok önemli ve değerli bir devlet adamının aşağılanmasını, türkleri sürekli komik göstermesini falan okudum geçtim de lübnanli bi herifin kalkıp bütün dünyaya sultan alparslan'ı böyle tanıtmasını, en iğrenç iftiraları atıp karalar çalmasını hazmedemedim bir türlü.

    ***

    sultan alparslan'ın savaş sırasında selçuklu ordusunun düşürdüğü bir kalenin yenik kumandanı, hem türk hem müslüman harezmli yusuf ile karşılaşması kitapta şöyle anlatılıyor:

    başına bela olan bu adamı yakından tanımak isteyen sultanın huzuruna çıkardılar onu. karşısında duran kara kuru, ufak tefek , yabanıl, üstü başı kir toz içinde bir adamdı. kollarına sıkı sıkıya yapışmış çam yarması gibi iki muhafızın ortasında, başı dimdik, ayakta duruyordu. alparslan ise üzeri minderlerle kaplı, ahşap bir sekinin üzerinde, bağdaş kurmuş oturuyordu. iki adam karşılıklı meydan okuyarak uzun uzun bakıştılar, sonra galip emretti:

    -yere dört kazık çakın, bunu kollarından bacaklarından bağlayın, sonra da bedenini dört parçaya ayırın!

    yusuf karşısındakini tepeden tırnağa süzdü aşağılayarak ve haykırdı:

    -erkek gibi savaşmış birine böyle muamele reva görülür mü?

    alparslan cevap bile vermedi, başını çevirdi. tutsak onu azarlar gibi seslendi:

    -hey karı kılıklı sana söylüyorum!

    sultan bir anda sanki akrep sokmuş gibi yerinden sıçradı. yanında duran yayını kaptı, bir ok çekip taktı ve fırlatmadan önce muhafızlara tutsağı bırakmalarını emretti. yoksa onları da yaralayabilirdi. zaten korkusu da yoktu, o güne dek hedefini asla ıskalamamıştı.

    aşırı sinirlendiği için mi, aceleden mi, çok kısa mesafeye ok atmanın zorluğundan mı, nedendir bilinmez, yusufu vuramadı ve sultan daha ikinci bir ok atmaya fırsat bulamadan, tutsak üzerine atıldı. sekinin üzerinde tünemiş vaziyette savunmasız kalan alparslan oradan kurtulmaya çalışırken ayağı bir mindere takılıp sendeledi ve yere devrildi. yusuf üzerine çökmüştü bile, elinde de giysilerinin içine sakladığı bir hançer vardı. kafasına bir gürz inmeden önce sultanın böğrünü deşecek zaman buldu yine de. askerler cansız bedeni üzerine üşüşüp lime lime ettiler. ama ölümün dudaklarında dondurduğu o alaycı gülümseyişi silemediler. öcünü almıştı, sultanın da günleri sayılıydı artık.

    ***

    malazgirt zaferi...

    galip sultan alparslan ve esir düşmüş bizans imparatoru romen diyojen.

    imparator, sultan alparslan'ın huzuruna getirildi. muzaffer padişah esir imparatorun ellerini çözdürdü ve yanına oturttu. esir imparatora misafiriymiş gibi davranıyordu. sohbet esnasında imparator'a sordu:

    "ey rum kayzeri, ben senin eline esir düşmüş olsaydım, bana nasıl muamele ederdin?"

    "kamçılattırırdım" diye cevap verdi.

    "şimdi, benim size nasıl bir muamelede bulunacağım tahmin ediyorsunuz?"

    "ya öldüreceksiniz, yahut da bir harp esiri sıfatıyla bütün selçuk ülkesini dolaştıracaksınız. çok zayıf bir ihtimale göre de, benden bir kurtuluş akçesi ve rehineler aldıktan sonra serbest bırakacaksınız."

    alparslan bu cevab karşısında tebessüm etmiş ve diyojen'e:

    "bilemediniz. düşündüğünüzün hiçbirisini yapmayacağım. sizi karşılık beklemeden serbest bırakacağım" demiştir.

    alparslan, diyojen'e bol miktarda altın para verdi ve yanına muhafızlar katarak istanbul'a kadar emniyetle gitmesini temin etti.

    ***
    4 ...
  30. 16.
  31. kurgu da olsa tarihi bu kadar saptırmaması gereken eserdir. herhalde amin maalouf denen adamın Türklükle bir sorunu vardır çünkü

    Alparslan'ın şehit edilişini maksatlı olarak tamamen yanlış anlatmıştır.

    gerçek olay şu şekildedir.

    alparslan orta asya seferine çıktığında kendisine tabii olan ancak isyan edip yakalandıktan sonra ölüme mahkum edilen yusuf adında bir beyin düello teklifini kabul eder.tarihi kaynaklara göre düelloda ayağı takılıp düşer ve şehit olur.ayağı takılmadan şehit olsa da pek bir önemi yoktur aslında.sonuçta onu yenen yine bir türk beğidir.önemli olan alparslanın bu beğin kellesini vurdurabilecekken mert bir şekilde düelloyu kabul etmesidir.

    1072

    böyle bir kahramanlığı yüz karası bir ölüme çevirebilecek kendi tarihlerinde, kendi çevrelerinde böyle kahraman ve ahlaklı olmayan milletlerin aşağılık duygusuna sahip insanları olsa gerek.
    12 ...
  32. 17.
  33. tarih, bilim, felsefe ve insanlıkla kalmamış aşkı da mükemmel anlatmış kitap.

    sevgilinin yanında yapayalnızdın hayyam!
    şimdi sığınabilirsin ona, artık gitti madem.
    ömer hayyam
    5 ...
  34. 18.
  35. biri siyasette, biri terörde, biri sanat ve bilimde kuşaklara önder olmuş nizamülmülk, hasan sabbah, ve ömer hayyam' ı bir noktada buluşturan amin maalouf kitabı.

    --spoiler--
    yolum yüzünden adımı, adım yüzünden yolumu değiştirecek değilim.
    --spoiler--
    4 ...
  36. 19.
  37. ömer hayyam'ın en güzel anlatıldığı kitap. Tarih, bilim, felsefe ve edebiyatın harmanlandığı o dönemin bilinen Tarihi şahsiyetlerinin de romanın birer kahramanı olmasıyla insanı daha da kendisine çeken okurken müthiş bir haz veren müthiş bir amin maalouf eseri.
    (bkz: ömer hayyam)
    (bkz: amin maalouf)
    (bkz: şaheser)
    2 ...
  38. 20.
  39. edebi açıdanda çok üst seviyede bir kitaptır. anlattığı hikaye açısından alternatif tarih meraklılarına birebirdir. meb'in kitaplarından tarih öğrenileceğini zannetmeyin yoksa...
    2 ...
  40. 21.
  41. fr. semerkant. "la samarcande" olarak da geçer. amin maalouf eseri. (bkz: semerkant)
    1 ...
  42. 22.
  43. iran kültürüne ve tarihine dair çok şey barındıran roman. acem coğrafyasının sosyolojik yapısını anlamada yardımcı olabilecek bir yapıt.
    2 ...
  44. 23.
  45. iran kültüründen ziyade selçuklu hakimiyetindeki iranda usta ömer hayyam 'ı en güzel anlatan roman. amin maalouf bu eserinde hayyam'ı görmüş ve ahbabıymış gibi çok güzel anlatmış. okurken onu tanıyorsunuz sanki. rubailerini de bildiğiniz için tamamlıyorsunuz onu kafanızda. özellikle kitabın başlangıcında hamile bir kadının genç hayyamla sokakda tesadüfen karşılaşırken, oranın yaygın bir inancına göre; güzel birine bakınca doğacak olan çocuğun da onun güzelliğinden bir parça alacak olması düşüncesiyle ona hayranlıkla bakması ilk hatırladığım güzel bir enstantenedir.
    5 ...
  46. 24.
  47. Amin maalouf'un belki de en iyi kitaplarından biridir...Ömer hayyam'ın ve Hasan sabbah'ın hayatları anlatılmaktadır...
    3 ...
  48. 25.
  49. bir amin maalouf kitabı.

    garip günler geçirirken, bazı şeyleri tekrar tekrar kafamda sorgularken; daha en başta "bir dostu tanımayı bilir misin sen?" sorusuyla beni kendine çeken hatta deli gibi okumama sebep olan kitap. hani kafanız karışıkken sorularınıza cevaplar ararsınız ya, benimki de öyle oldu. bir cevabı karşıma serdi, gözlerimin önünde duran ve bakmaya korktuğum.

    velhasıl kelam, etkileyici ve sürükleyici kitap. bitince daha geniş tanımını da yaparım.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük