ankarada bir sahne . bar gibi gözüksede aslında sadece özel organizasyonlar için çalışmaktadır. duman ankarada nerdeyse sadece orda bikaç ayda bir izlenebilmektedir. içerisi istanbuldan gelenler için oldukça küçük görünsede bir duman konserinde nekadar çok insan aldıgını görünce hoşunuza giden "samimi" bir salondan oluşmaktadır. ses sistemini daha seven görmedim. çook yüksek açılmış akustik olarak pek hesaplanmamış bol bol kolonun oldugu salonda şarkı sözlerini bilmiyorsanız anlama şansınız yok. yinede ankarada severler kendilerini.
bursada eskiden adam akıllı rakçıların gittiği şimdilerde ise liseden kaçanların oturup akşam olmasını bekledikleri mekan.Şu sıralar işletmesini alan okan tabak ise vatani görevi için saklı'yı düzeltme görevini yarıda bırakmak zorunda kalmıştır.
ankara akay caddesinde insanların sigara dumanında boğulmak için gittiği ve küçük, gürültülü ortamcı barınağı.Nedense organizasyonlar hep orda olur, ankaraya daha büyük bir mekan gerektiğinin canlı kanıtı.
sankim beyaz sarayı koruyormuş gibi davranan mafya adamı kılıklı güvenlik elemanlarına sahip,ankara"da rock&metal konserlerinin verildiği yer.ses düzeni berbat ve alan olarakta dar bir yerdir.
bursa da ki dostlarımla tanısmama vesile olan mekan eski tayfası olsa dediim bonus u emresiyle (her nekadar artık bursada olmasamda yollarımı ayıramayacagım mekan not bide mutfagın duvarlarında mantar yetisebiliyor haberiniz olsun
"saklı bahçe"nin kankası "saklı kent" in çift yumurta ikizi "gizli bahçe" nin kayınçosu. her şehirde vardır, yaratıcılık cortladığında devreye girer. cafe ismi olur, bar ismi olur, restoran ismi olur...
-* açtık restoranı adını ne koyak?
-* ne koyak?
-ağaç var yoldan belli olmuyo... saklıkent olsun.
-gizli bahçe olsun?!?
-olsun.
buz gibi, bu anlatım tatmin edici degil, soyle deneyelim. hani kısın kartopu oynarken oyuna kendimizi kaptırıp, bir muddet sonra eldivenlerimizi cıkartırız, sonra soguktan ellerimiz donar ya. uyusur, kıpkırmızı olur, titrer. iste bu kadar soguk bir su.
saklıkent kanyonunu gezmek icin bu soguk sudan gecmek gerekiyor malesef. donuyorsunuz. ustelik su gittikce derinlesiyor ve dizlerinizi geciyor, dipte tas dolu. cok rahatsız. gecmeden satılan lastik ayakkabılardan almak isi kolaylastırıyor. ayrıca cok hızlı akıyor. bir taraftan donuyor bir taraftan da dengede kalmaya calısıp karsıya gecmeye odaklanıyorsunuz. soguga dayanıp karsı tarafa gecmeyi basarırsanız uzun bir yuruyus yolu bekliyor sizi. iste burası saklıkent kanyonu.
her tarafta kocaman kayalar var. kayaların dibindeki camurun sifalı olduguna inanılıyor. sizin gibi yuruyen onca insanın eli yuzu camurlu. cok komik. asıl ilginci entry'nin basında belirttigim o sudan, o buz gibi, delicesine hızlı akan sudan nasıl becerdilerse satıcılar gecmeyi basarmıs. kayaların yanında, dibinde, yolda kocaman tezgahlarıyla mısırcılar, dondurmacılar var. sasırtıcı. ne derler, ekmek kavgası.
ankara'nın adamakıllı tek sahnesi diyebiliriz.. zira içki satışı olması nedeniyle 18 yaşından küçük yeni yetme çocuklar girip konserinizi piç edemezler. balkon olayı ise müthiştir tam anlamıyla, kız arkadaşla konser izlemek için en uygun alanlardan biridir..
bursa'nın eski ve popülerliğini yitirmiş mekanı. 2000 yılbaşında yaşanan tatsız bıçaklama olayı ile müşterilerinin çoğunu kaybetmiş, o dönemlerde canlı müzik yaptığımız, girişi insana örgüt evine girdiğini hissettiren ama üst katında güzel müziklerle keyifli muhabbet yapıp tavla, satranç oynayabileceğiniz cafe.
beyz bir şahinle çıkmaya kalkınca giderek üşüdüğünüz, şahinin ise en sonunda hararet yaptığı kayak merkezi. kızaklar var ayrıca saati 10 ytl. biz poşet tercih ediyoruz ama.
kocaman gözlü , kırık bakışlı , ellerinde misisipi'nin kıvrımlarını taşıyan , sustu mu tüm şehri ürküten , camların arkasında ürkek camların arkasında kırılgan bir yalnızlığı taşıyan mavinin yaşadığı yerdir . hala gidilip görülür , hala gidilip kapının hemen karşısındaki o camın önünde bir çay içilir ve hala gidilip sızısına ağıtlar yakılır ...