bugün

Adnan oktarın birinci göbek kuzenidir.kedileri konuşturduğu rivayet edilir.
şarlatanın tekidir- üstelik vatikan´a gömüldüğü de rivayet edilir.
sobayla konuşmaahahahaa..
Fuck the said fuck the nursi.
dirseğini yalayabiliyormuş.
penisi o kadar uzunmuş ki, cinsellik ihtiyacını kendisine sokarak gideriyormuş. bu yüzden hiç bir kadınla birlikte olmamış. ne mübarek adam. ne kadar iffetli.
koyunları istediği gibi etkilemesi.
Bu şizofrenin mucizesi de mi varmış?
ibn-i haldun'a göre ,
limon kullanarak limonata yaptığı rivayet edilir.

sıcak havada gölgeden yürüdüğü ,
böylelikle güneşin ona değmediği de
bir başka mucizesidir.
hazret bir gün bir kupon yaptı, 3 maç yazıp 1000 lira basarak kasa katlama düşüncesindeydi. ilk 2 maç tuttu ancak 3. maça 1 vermiş olmasına rağmen 90+ lara eşitlikle girilmişti.

işte o anda rivayet olunur ki hazret "oooff ulan yine mi tek maçtan aq" der, hazretin oooff derken çıkardığı o nefes hakemin düdüğüne ulaşır, anlamsız bir pozisyonda ev sahibi lehine penaltı çalınır ve maç 1 biter.

o esnada hazretin gözleri dolar, hakem şaşkınlıktan, taraftar ve ev sahibi oyunculari sevinçten, deplasman oyuncuları ise üzüntüden ağlar.

işte öyle bir adamdır hazret, bir nefesiyle binlerce kişiyi ağlatır.
Beduzzaman hazretlerinin 1 sezonda 4 buyuk takimda da futbol oynadigi rivayet edilir.
Hazret bir gün sobayı diriltti

Bir de hazrete bir gün 5 litre zehir verdiler(sanki pontus kralı mithradites pezevenk) ama ölmedi.
hazret yerdeki taşların ön yüzlerini bile görürdü, bu sebeptendir ki kimse hazretle 101 oynamaya cesaret edemezdi.

bir diger rivayete göre de taşlar hazretle konuşur, otomatik olarak el kendiliğinden dizilirdi. şüphesiz ki bu hazretin en büyük alametlerinden biridir.
hazreti aslında idam etmediler. onun yerine, ona benzeyen birini idam ettiler. hazret ise gök yüzünden bu olanları seyrediyordu. hala aramızdadır, siz göremezsiniz o ayrı.
lan kimse de yazmamış. sobayla konuşması. ahahahahahah.
bir rivayete göre 6 Cemâziyelevvel 1328 (hicri) tarihinde hazretin müritleri molla ahmet efendi'nin müritleri ile bir halı saha maçı ayarlarlar.

müritlerinden kimse kaleye geçmek istemez, bunun üzerine hazret mestlerini ayağına geçirir, ardından elinden hiç düşürmediği tesbihini sirf yere koymamak için havaya atar ve eldivenlerini giyer. tesbih hazrete olan saygısından o isteyene kadar yere düşmemiş, sir isaac newton bu olay karşısında şaşkınlığını gizleyememistir. bediuzzaman hazretlerinin eldivenlerindeki g. buffon imzası o zamanlar müritleri tarafından anlaşılamasa da bugünkü nesil için onun zamanin otesinde biri olduğunun en büyük ispatıdır.

velhasıl hazret kaleye geçer, molla ahmet efendi'nin müritleri ona olan saygısından kaleye şut atamaz, hazretin müritleri ise rakibin bu hareketine aynı şekilde cevap verirler, bir süre yan pas yapan müritler sıkılır ve oyunu bırakırlar. Ardından iki mürit grubu santra noktasında toplanır ve zikir çekmeye başlarlar.

bu esnada olayları izleyen hazret duygulanir ve ağlamaklı bir şekilde "oynayacağıniz topu sikeyim, kasayi üste bastık bir de aq" der. müritleri zikirde oldukları için bunu duymaz ancak tabela bunu duyar ve kendiliğinden skor 2-2 ye gelir.

bu mucizeye bir tek şahit olan kişi halı saha sahibidir. o da ağlamaya başlamıştır.

hali saha sahibi bundan yıllar sonra bu mucizeyi koyu Fenerbahçeli olan torununa anlatır, o torun gün gelir Fenerbahçe kulübünün anonscusu olur, 2 Cemâziyelâhir 1431, yani olayin 100.yildonumunde içindeki coşkuyu bastıramaz ve bu mucizeyi yaşatmak için skor 2-2 anonsu yapar.

O esnada trabzon kalesinde gol arayan fenerbahçe takiminin taraftarı ise bu mucizeden habersiz olduğu icin bu skoru bursa-besiktas maçının skoru zanneder ve şampiyonluk kutlaması yapmaya baslar, olayın ne olduğu çok sonra anlaşılır, 50 bin Fenerbahçe taraftari ağlar, anonsu yapan torun da ağlar, bediuzzaman bu sahneyi daha once görmüş olmasina ragmen yine duygulanir ve o da ağlar. Tabi bunda fener trabzon maçına 0 vermiş olmasının etkisi var mıdır bilinmez.

işte böyle zamaninin otesinde bir adamdir bediuzzaman.
Kutsal saydıklarına lâf gelsin istemeyenler, başkalarının kutsallarına edeple yaklaşmalıdır.
inancı, fikri ne olursa olsun.
(bkz: sait i kürdi miraca çıkıp allah ile görüşmüştür)
Said Nursi'yi put edinen tiplerin inandığı uçuk kaçık hikayelerdir efendim. Güya Eskişehir hapishanesinde iken lisede raks eden adile Naşit'in geleceğini görmüştür. Güya ona verilen zehri talebesi manevi olarak almış ve hayatı kurtulmuştur. Güya hem hapiste hem camide aynı anda bulunmuştur. Bunları inanıp yiyen tipler var maalesef.