şimdiki filmlere göre kat kat güzel,anlamlı,ders verici ve bir o kadarda güldüğüm,güldüğümüz filmlerinin neden sabaha karşı saatlerde yayınlandığını merak ettiğim işinin ehli.
halkımızın ve çocuklarımızın, cumartesi günleri bir kanser nedeni olarak selenanın yeni bölümleri yerine, sadri alışık ın eski filmlerinin tekrarlarını izlemekten zevk duyacağına eminim.
küçükken izlediğim siyah beyaz bir filminde ağzından hiç düşürmediği sigarası ve şapkasıyla beni kendine bağlayan ince bıyıklı hayal kahramanım. o nasıl karizmadır, kadrajda ahenkle dans eden görüntüsü hep aklımdadır. türk sinemasının en güzel ağlayan aktörlerinden sadri alışık.
hem komediyi, hem de dramı başarılı şekilde oynayabilen türk sinema tarihinin en önemli, en yetenekli ve en başarılı oyuncularından biri. hatta yetenek olarak dünya çapında bir oyuncuydu diyebilirim rahatlıkla.
ben seni unutmak için sevmedim şarkısını bir filmde söyler ki aaaah ah! "göz yaş dolu..." kısmını söylerken gerçekten ağlama sesi gelir kulağınıza; gah mizah, gah hüzün. tıpkı kendi hayatı gibi.
her yıl onuruna sinema ve tiyatro ödüllerinin dapıtıldığı, yeşilçam' ın en usta oyuncularından birisidir. hem komediyi hem dramı mükemmel bir performansla oynardı. hem çok güldürür, hem de çok ağlatırdı.
efkarın en çok yakıştığı insanlardandır.aynı zamanda neşesi çok şık durur üstünde.sadri alışık klarnet gibi bir adamdır.neşesi de kederi de ayrı bir güzeldir.
türk sinemasının büyük ustası. tek zaafiyeti, özal yalakalığıdır. sorarım sadri abi sana, turist ömer özal'a yalakalık mı yapardı, yoksa taşak mı geçerdi?
aynı rakı sofrasını paylaşmayı en çok istediğim iki adamdan biri ve ne yazık ki bu adamların ikiside yaşamıyor. belki onlardan biriyle içme şansım olsa idi rakıyı sevebilirdim.
ah müjgan ah filminin sonunda 'allah allahhh!' dedirtmiş usta. öyle samimi, öyle korkunç oynar ki ağlatır, güldürür, 'vay ulan benim gibi konuştu' dedirdir.
tılsımı nedir bilmiyorum. ama keşke bugün şartlarıyla bir filme rol alsaydı. bugün 55 değil 1555 entry olurdu burada.
öyle iki satır yazı ile anlatılabilecek bir adam değildir onu peşinen söylemek lazım.
1925 yılında istanbul paşabahçe'de hayata merhaba demiştir mehmet sadrettin alışık.
ailesinin sadrettin'i kısaltarak devamlı sadri demesi sonucu sadri ismini benimseyip hayatı boyunca kullandı, ailesinin karşı çıkmasına rağmen içindeki ateşi söndüremeyen sadri alışık okul piyesleri,cağaloğlu halk evi'ndeki tiyatro denemeleri ve şimdiki adı sadri alışık tiyatrosu olan küçük sahne'deki tiyatro oyunlarından sonra iyice bu işe yüreğini koymuştur sadri alışığın gidişatını gören anne babası engel olmak yerine destek olmuşlar, hatta babası bir konuşmada "sana bir nasihatım,aynı zamanda da vasiyetim olsun.artık yeni bir hayata atılıyorsun.bundan sonra ki yaşamında, işini elinle değil, canınla yap'' demiş ve sadri alışık'da babasının bu nasihatini hiçbir zaman unutmamıştır.
ilk rol aldığı film olan günahsızlar'ı 1946 yılında çevirmiştir ilk başlarda kendine kötü adam rolleri biçilse de yeteneği hemen anlaşılmış ve şöhret basamaklarını hızla tırmanmaya başlamıştır.
yavuz sultan selim ağlıyor , halici kiz, düsman yollari kesti filmleri ile iyice sivrilen sadri alışık babasının gibi bir kaptanı canlandırdığı yalnızlar rıhtımı filminde ki rol arkadaşı çolpan ilhan'a aşık oldu ve 1 sene içinde de evlendiler, 1-2 sene içinde de oğulları kerem alışık dünyaya geldi bundan sonra işine dört elle sarılan sadri alışık bir fabrika gibi film üretmeye başladı 1961 yılında oynadığı küçük hanimefendi film'i ile hem ayhan ışık ile olan sıkı dost oldular hem de küçük hanım serileri ile seyirci tarafından daha da çok sevilmeye başladı,
ancak sadri alışık'ı türk halkına sevdiren hatta kendinden biri yerine koyduran turist ömer tiplemesi ilk defa 1963 yılında ayhan ışık ile birlikte oynadığı helal olsun ali abi filmi ile ortaya çıktı bu tipleme o kadar sevildi ki bir sürü turist ömer film'i çekildi,
bunun yanında sadri alışık'ın filmlerde sık sık canlandırdığı fakir ama gururlu, insanları seven, iyi niyetli karakterler arasında turist ömerden sonra türk halkı tarafından tutulan karakter ofsayt osman olmuştur hatta "bu da mı gol değil hakim bey" diyoloğu nerdeyse halk arasında bir deyim olmuştur.
1966 yılında çevrilen ve atıf yılmaz'ın yönettiği ah güzel istanbul filmi de sadri alışık'ın en önemli filmlerinden biridir.. içki yüzünden herşeyini yitirmiş eski bir istanbul efendisi ile artist olmak için evini, terk edip fuhuşa sürüklenen ayşe'nin hikayesini anlatan bu film sanremo ''bodrig hera'' güldürü filmleri şenliğinde,gümüş ağaç plakasi özel ödülü'nü almıştır...
avare film'inden sonra sesinin güzelliğide fark edilen sadri alışık bir çok 45'lik yapmıştır.
çok sevdiği kadim dostu ayhan işık ölünce kendini iyice içkiye vermiş çok sevdiği içki sağlığına zarar vermeye başlamıştır.
yeşilçam'da başlayan seks film'i furyasına hiç bir şekilde bulaşmamış ve gazinoda stand up yaparak ve şarkı söyleyerek program yapmış uzun seneler gazino programları ful çekmiştir.
1984 yılında trt kanalında kartallar yüksek uçar isimli efsane dizide oynamış yine türkiye'nin beğenisi kazanmıştır.
65 yaşındayken senelerin yorgunluğu ve alkol'un etkisiyle karaciğeri iflas etmiş o dönemin cumhurbaşkanı turgut özal'ın yardımıyla amerikaya gitmiş ve karaciğer nakli olmuştur.
son film'i 1994 yılında oynadığı yengeç sepeti'dir
18 mart 1995 yılında hayata gözlerini yummuştur büyük usta....
gerçek bir sanatçıdır sadri alışık... sanat yaşamı boyunca aile yaşantısından ve karakterinden asla taviz vermemiş bir çınardır...
aktörlüğünün yanında,
güzel sanatlar akademisi resim bölümünde de okuyan sadri alışık çok güzel yağlı boya ve kara kalem tablolara da imza atmıştır,
bir ömürlük istanbul adı altında şiirlerini topladığı bir kitabı da vardır.
ne zamandır hakkında yazmak istiyordum usta, bugüne kısmetmiş çocukluğum senin filmlerinle turist ömer selamı verip, her türlü bezginliğimde "bu da mı gol değil" demekle geçti toprağın bol, mekanın cennet, ruhun şad olsun...
belki bu dünyada karşılaşamadık ama, öbür tarafta mutlaka bulucam seni sen kadehleri hazırla ben rakıyı yanımda getiririm....
nasılda sevmiştim yıllarca ben seni, her akşamüstü bekledim yollarını, elbet bir gün yuva kurarız derken duydum evlenmişsinsen zengin bir gençle... zengin olsaydım sensiz kalmazdım her an düşünüp seni hiç ağlamazdım. param olsaydı aşkım kalırdı seve seve yanımda benimle yaşardı...
(bkz: ah müjgan ah)
