Yanlış hatırlamıyorsam divanın bir beyitinde yarin yüzündeki bir benine semerkand'ı, buhara'yı veririm der. Bu beyit timur'a kadar ulaşır. Sarayıma tez bu adamı bulunan getirin der timur.
Neyse bulurlar, getirirler ve çıkartırlar timur'un karşısına bizim şirazi'yi. Timur şirazi'ye der ki:
"ben bu şehirlere sahip olmak için ne bedeller ödedim bilmiyor musun? imar etmek için ne servetler harcadım. Sen nasıl yarinin yüzündeki bir bene benim şehirlerimi bedelsiz verebilirsin!"
Bizim Şirazi'nın üstü pejmürdedir. Pek bir sefil haldedir. üstünü başını timur'a göstererek der ki:
şirazda meftun olan şrazlı şair yazar gülistan kitabı bir şah eserdir herkesin okuması gereken ibretlik hikayelerle dolu bir şah eser aynı zamanda gezgin bir derviştir kendisi afrika hindistan bir çok ülkeyi dolaşmıştır.
Lokman Hekim'e : "Hikmeti kimden öğrendiniz?" diye sormuşlar."Körlerden" demiş ve şöyle açıklamış."Onlar basacakları yeri iyice belirlemedikçe adım atmazlar."
"Akıl sahipleri nazarında ağaçlardaki her bir yaprak mârifetulâhı anlatan bir dîvandır.Gâfiller için ise bütün ağaçlar, bir tek yaprak bile değildir."
Sâdî Şîrâzî
SA'Di-i ŞiRAZÎ: (Hicrî: 587-691) Şiraz'da doğdu. 30 yıl ilme, 30 yıl seyahate, 30 yıl da inzivada ibadetle çalıştı. En meşhur eserleri Bostan ve Gülistan adındaki ahlâkî ve imanî kitaplarıdır.
