günün en zor anıdır. yatak ısınmış, sıcacık ve kolunu yorganın altından çıkardığında evin buz gibi olduğunu hissediyorsun. bir de o soğuğa kalkıp, soyunup da giyineceksin, hazırlanacaksın sonra yollara düşeceksin. olur iş mi? çekilir mi bu eziyet? mecburen çekmek zorunda kalıyoruz işte...
günün işkence anı gerçekten de bu. bir de yataktan kalkmayı becerdikten sonra giyinirken dönüp yatağa bakınca insanın içi acır oraya dönmek için dayanılmaz bir istek duyar ya en çok da odur işkencesi...
çalışan insanlar için olağan bir durum. zorluk kısmının yazı kışı yoktur. kalkmak her zaman zordur erken saatte yataktan. 16 yıldır sike sike yapıyorum!
Miskin miskin yatmaktan ve uyuşmaktan iyidir. Erken kalkmak, erken güne başlamak bir avantajdır. Başarılar erken kalkanındır. Nasipler ve kısmetler sabahın erken saatlerinde dağılır. Günün en bereketli saatleri erken saatlerdir. Kısaca, erken kalkmak sağlık, neş'e ve hayattır. Fazla uyku ölümdür. Evet ölüm.
haftaiçidir ve sabırla haftasonu beklenir*. genellikle yastık kafanın şeklini alarak biraz oyuk gibi olur, yorganın da duruşu pek cazibelidir*. o an yatak o kadar sıcak, o kadar yumuşak gelir ki, sanki pamuktan yapılmış... *
sıcak şehirler için yazın sıcak yatak tabiri hakaret dahi olabilir. buz gibi odanı bırakıp yola koyulmak nispeten daha uygun kaçacaktır ki, zor bir durumdur. bünye uyku ister.
