gerçekten öldürmeyen komaya sokan özentilerdir.
edit bre: gülmekten canım gülmekten. gazete dediğin sabah okunur ki haberin olsun gün başlamadan bir takım şeylerden.
ikincil edit: lan hala eksiliyorlar. tamam lan okumam bi daha sabahları gazete filan. seni mi kırcam?
sabah sabah gazete okuyan özentidir, düvülmesi gerekmelidir. *
zavallılardır kendileri, gazete sabah okunur mu? kimse görmesin entellektüel sanmısın diye git seni kimsenin görmeyeceği yerde oku terbiyesiz. tuvalette oku, gece herkez yattıktan sonra oku, allah korusun bir gören olur özenti damgasını vurur kurtulamazsın utanırsın kimsenin suratına bakamazsın asarlar adamı bu yüzden.
illaki özentimi olmak istiyorsun? o zaman aç leptopunu starbucks tarzı kafelerde bağlan wireless ile özenti değil tikky olursun. yok onu zaten herkez yapıyor diyorsan iett otobüsünde yap bu eylemi herkezin ağzı açık kalsın.
09:18 arası çalışanlarının tüm gün haber toplaması, gazetenin ve dolayısıyla çalışanının kazanabilmesi için reklamcılarının reklam toplaması,,,
diğer taraftan muhabirlerinin bir haber için kuzey ırak'lara gidip kıçına kurşun yeme pahasına fotoğraf kovalaması, gececi muhabirlerinin arka sokaklarda bir sürü tehlikeyle burun buruna haber kovalaması,,,
gazete binasındaki temizlikçisinin bile, haber yapmak için sabaha kadar uğraşan insanların dağıttığı ortalığı toplaması, çaycısının o masa başı elemanlara çay taşıması,,,
gün içinde belirlenmiş haberlerin masa başında saatlerce baş, bel ve boyun ağrıları eşliğinde 9 sutun*lara yerleştirilmesi, ofiste çalışanlarının basım saati gelene kadar son dakika haberi çıkar mı diye uykusuz beklemeleri, ve matbaadaki çalışanlarının da kendilerine gecenin bir vakti gönderilmiş örnek sayıyı büyük bir titizlikle binlerce basması, sonrasında da kargalar kahvaltıya oturmadan dağıtımının yapılması,,,
bu bahsettiklerim kabacası ve en iyimser aşamaları. yani günlük olarak önümüze gelen gazetenin önümüze gelene kadar geçen süreçte yüzlerce insanın alın teri, emeği mevcut. ve bunun sadece tek bir nedeni var. o da; oku, oku da baban gibi, eşek olma! (virgülün yerini, kendini nerede görüyorsan, oraya da koyabilirsin.) oku da böyle abuk ve salak saçma önermelerle çıkma insanların karşısına...
e normal tabii, kurtlar vadisiyle buraya kadar. anlıyorum seni canım kardeşim.
eğer adı özentiyse keşke herkesin bu tür özentileri olsa dedirten insandır. aynı zamanda haber izleme gibi bir özentisi de olsa da dünyadan bihaber olmasa.
allahın cezasıdır.nasıl olur da sabah sabah gazete okur.hiç mi utanmaz, arlanmaz bir insandır bu.nasıl bir özentilik nasıl bir cahilliktir. halbuki sabahları açsın sedayı izlesin.sabahları,sabah sabah seda sayan **izlenir kardeşim!
(bkz: gönlü olsun)
tanım 1: sabahları gazete okuyan insan özenti değildir, kendi çapında bilgilenmektedir, en azından sabahları gündemi öğrenmek için mesut yar ve metin uca ilen ömür törpülemez gereksiz esprilerle zehirlenmez. bakar alex böyle döktürdü, yeni topçumuz hayırlı olsun, nihat ispanyayı bombaladı gibi haberleri okuyor olması çok mu garipsenecek bir durumdur.*
tanım 2: başlık açan sözlük kişisine seslenmek caizdir.toplum illa ki eleştirilmeliyse okuma konusunda eleştirilmelidir. kabul etmeli ki okuyan toplum değiliz. ey sözlük kişisi değerli kardeşim sen de oku sabah oku, öğle oku, akşam oku, yatsıda oku ama ne okursan oku yeter ki oku.takvim yapraklarındaki günün yemekleri, kız ve erkek isimleri bölümünü oku, içtiğin antienflamatuarın prospektüsünü oku, magazin dergisi oku*,sigara paketinin üstünü oku, sigara paketinin altını oku, kafede gelen menüyü oku, adisyonunu oku*, roman oku, şiir oku, şunu oku bunu oku yeter ki oku kardeşim. umulur ki bir gün sen de okudukların arasında seçme yapma yetisine kavuşur, sabahları gazeteni okurken kahveni yudumlarsın.
zaten sabahları gazete okuyan denyoların hepsi fotomaç veya fanatik okudukları için fotomaç'ın 3 milyon fanatik'in ise 2.5 milyon tirajı var. hey allahın ya. sanırım bazılarımızın işi gücü yok böyle kıçından sallama entry girme sanatı çalışıyorlar. bunun kursu falan da vardır ankara belediyesi'nin açtığı. belmek hesaabı.
bu ülkede millet okumuyor diye kıçını yırtan, eğitim seferberliğine soyunupta bir nebze olsun insanlarımızın kitap, dergi, gazete okumasına vesile olmuş insanlarımız varken, bir kısım aklı evveller de gazete, dergi, kitapların entel düntel işler olduğunu, sabah programları izleyip anne ben manyak oldum demek varken, kim takar bilet alıp tiyatroda haluk bilginer, taner birsel gibi muaazzam yetenekleri izlemeyi. ya da yaz okulların da masa tenisi, basketbol, futbol, yüzme gibi evrensel spor dallarını. evde oturup dizileri seyretmek varken, haber kanallarında tarihten, ülkenin sosyol durumlarının tartışıldığı programlardan kimene ki.
özenti değil normal insandır. eskiden gelmiş alışkanlıktır. tv'lerin internet'in olmadığı yıllarda bir gün önce olan olayları halk gazete okuyarak öğreniyordu. ülkede ne olmuş ne bitmiş dünya ne alemde sorularına cevap gazetelerde aranıyordu( ki hala öyledir)
gazete okumak özentilik değil kültürel bir faaliyettir. merakn eden insan okur. okuyan insan da öğrenir.