"...Kulaklarımız alışmıştı tıpırtısına yağmurun..." Yağmurn sesinin sayesinde uyanmak ne kadar zor olsada uyandığımızda camdaki tıpırtıları duymak melankolik bi güne uyandığının haberini verir sanki insana.
eğer o gün yapacak işiniz yok ise; okula veya işe gitmek gibi, tadından yenmez. bir battaniye refakatinde kanepeye uzanıp fight club'ın keyfi çıkarılmalıdır.
balkondaki çamaşırlar gelir akla ve bir hışımla kalkıp balkona gidilir, o yağmurda çamaşırlar toplanır.
ıslandığınıza mı yanarsınız? çamaşırların kurumamış olmasına mı? uykunuzun kaçtığına mı?
en güzel uyanma şeklidir. annemin tepemde türkü söylemesine tercih edeceğim kesindir. 'murat gilin damından atlayamadım' ile uyandığım bir sabah nasıl devam edebilir ki sonuçta?
Çatı katındaki küçük evinizde, pofuduk koltuğunuzda, battaniyenin altında uyumuşsunuz. balkonunuzun kapısı açık.Yağmurun kokusu ve sesiNin ahengi uyandırıyor sizi kibarca. Kalkıp üzerinize bir şal alıyorsunuz ve balkona çıkıyorsunuz kara bulutların arasından güneş ışıkları sızıyor ve bu güzellik bütün şehri alıkoymuş.sokaklar boş rüzgar yok bir kadın işe yetişmeye çalışıyor topuklu ayakkabılarıyla çıt çıt koşuyor.kafanızı gökyüzüne kaldırıyorsunuz gözlerinizi kapatıp derin bir nefes alıyorsunuz ve kendinizi çatı katından aşağı atıyorsunuz.