-Sabahları kahve içmeden yapamıyorum.
+Niye?
-Kendime gelemiyorum.
+Siktir, ozenti.
-ay niye öyle diyorsun?
+20 sene öncesine kadar bu ülkede nescafe diye bir kavram yoktu ve herkes sabahları kendine geliyordu.
-Starbucks da mi yoktu?
+Ananin a.i vardi.
tam olarak beni anlatan cümle. sabahları uyandığımda yalnız olsam bile bu cümleyi kendime belirtir ardından hırkamın kollarını parmaklarıma kadar çekip üzerinden küçük kalpler olan kulplu bardağıma doldurmak üzere sıcak bir kahve hazırlarım.
Yorgun uyandığıMDA Türk Kahvesi içip evden çıkmak güzel oluyor. aslında her gün yapsam her gün güzel olur ama bir müddet sonra sıkılmak istemiyorum veya bağımlı oldugumdan değil keyif aldığımdan içmek istiyorum.
Biz sizin çay tiryakiliğinize bir şey diyor muyuz olm? Yemekten sonra eroinman gibi çay arayanlar laf etmesin. Başımız ağrıyor kahve içmeyince, kafein bağımlısıyız belki napalım.
frenchpress'i oldurup kendime gelmem lazım guatemala çekirdeğinden iri kıyım hafif swiss çikolatası aromalı yoğun kahve hazzı yaşamak isteyenlere öneririm.
Bu entry beni anlatır. Sabahları ise gittiğimde bedenim uyansa da ruhumun uyanmasi için sabahları sade kahvemi mutlaka içerim. Öğle arasında da bir türk kahvesi tercihimdir.