saat 4 yoksun

    5.
  1. mükemmel nazım hikmet şiiri .

    Saat dört yoksun
    Saat beş, yok
    Altı, yedi, ertesi gün
    Daha ertesi
    Ve belki kimbilir...

    Kitap okurum
    içinde sen varsın
    Şarkı dinlerim
    içinde sen
    Oturdum ekmeğimi yerim
    Karşımda sen oturursun
    Çalışırım,
    Karşımda sen

    En güzel deniz,
    Henüz gidilmemiş olandır
    En güzel çocuk
    Henüz büyümedi
    En güzel günlerimiz
    Henüz yaşamadıklarımız
    Ve sana söylemek istediğim
    En güzel söz
    Henüz söylememiş olduğum sözdür
    O şimdi ne yapıyor?
    Şu anda şimdi, şimdi, şimdi
    Evde mi, sokakta mı?
    Çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı?
    Kolunu kaldırmış olabilir mi, hey gülüm
    Beyaz kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi
    O şimdi ne yapıyor
    Şu anda şimdi, şimdi, şimdi
    Belki dizinde bir kedi yavrusu var, okşuyor

    Belki de yürüyordur, adımını atmak üzeredir
    Her kara günümde onu bana
    Tıpış tıpış getiren sevgili
    Canımın içi ayaklar
    Ve ne düşünüyor, beni mi?
    Yoksa ne bileyim
    Fasulyenin neden
    Bir türlü pişmediğini mi?
    Yahut insanların çoğunun neden böyle
    Bedbaht olduğunu mu?
    O şimdi ne düşünüyor
    Şu anda şimdi, şimdi

    Saat dört yoksun
    Saat beş, yok
    Altı, yedi, ertesi gün
    Daha ertesi
    Ve belki kimbilir...
    11 ...
  2. 23.
  3. Kimsesizliği sen bildiğim saatlerdeyim yine.. Vücut bulmuş insanlar etrafımda, yine sessiz ve kimsesiz kalmış ruhum.. Kim bilir hangi şehir hangi ülkenin sokağında, seni görüp fark etmeyen insanlar arasından geçiyorsun...

    Korkum; sensizliğe, varlığından daha çok alışmak...
    11 ...
  4. 11.
  5. yaz başıydı gittiğinde. bir aşkın ilk günleriydi daha. aşk mıydı,
    değil miydi? bunu o günler kim bilebilirdi? "eylül'de aynı yerde ve
    aynı insan olmamı isteyen" notunu buldum kapımda. altına saat: 16.00
    diye yazmıştın, ve saat 16.04'tü onu bulduğumda.
    daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını
    takvim tutmazlığını
    aramızda bir düşman gibi duran
    zaman'ı
    daha o gün anlamalıydım
    benim sana erken
    senin bana geç kaldığını...
    3 ...
  6. 1.
  7. her zamanki gibi çok güzel bir zülfü livaneli şarkısı.
    2 ...
  8. 9.
  9. saat tıklamasını andıran melodi ile başlayan zülfü livaneli şarkısı. sonra başlar o büyüleyici sesle zülfü livaneli:

    "Saat dört yoksun
    Saat beş, yok
    Altı, yedi, ertesi gün
    ..."
    2 ...
  10. 21.
  11. üç tane çalar saat olurdu kafamın ucunda.
    annem koyardı bu çalar saatleri.
    kurmalıydı hem de.
    sabah zarrrr diye öterdi.

    ev buz gibi soğuk,
    yatak daha buz gibi.

    elektrikli battaniye,
    elektrikli battaniyenin cehenneminden kurtulan yorganın kıvrım yeri.

    tüm gece boyunca tık tık tık tık diye ritm tutan saatler.

    ve dünyada beni bir tek seven annem.

    ve ben bunu hatırlarım bu parçada.
    o çalar saatlerin tık tıkığında.

    3 sene oldu hala inanmıyorum.
    senin yerin bende boşalalı ben,
    ben değilim...
    1 ...
  12. 10.
  13. "saat dort yoksun saat bes yok, saat alti gelmedin hala saat yedi..." diye giden bir şarkıydı ve bu yapısı itibariyle hep "bir mumdur iki mumdur üç mumdur da dört mumdur" şarkısına benzetirdim.
    1 ...
  14. 8.
  15. "tam on dört saat oldu telefonum hiç çalmadı" vakası.
    nedir bu dört rakamının hayatımızdaki hasret kaynaklı infiali ya rabb?

    bir de şey var belki alakalıdır;

    (bkz: ya rab kalbimin sahibi nerde)
    1 ...
  16. 5.
  17. bu gece söylenirse bir saat geç söylenmesi gereken şarkı. (bkz: 26 ekim 2008 de saatlerin geri alinmasi)
    1 ...
  18. 19.
  19. Saat 4'te olmayan saat 5'te, 6'da, 7'de ve hatta ertesi günde, daha da ertesi günde de olmayan sevgiliye yazılmış şiirdir...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük