tıpkı şiilik ve diğer dinler gibi islam la alakası olmayan kur'an'la alakası olmayan ama olduğunu iddia eden ve zanneden şirk dinleridirler. Mezhepler apayrı dinlerdirler. Hepsi birbirini yalanlar ve birbirlerini dışlarlar. Kur'an yerine kendi şeyhlerinin hurafelerini, uydurma hadisleri benimserler. Kur'an'a düşmandırlar. (her ne kadar öyle olmadıklarını iddia etseler de) aynı zamanda kur'an'a ihanet edenlerin dinidir. ''Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.'' enam/159, ''De ki: 'Rabbim beni dosdoğru olan yola iletmiş bulunuyor: monoteist olan ibrahim'in mükemmel dinine... O, ortak koşanlardan olmadı.'' enam/161 , Hep birlikte Allahın ipine sarılın, fırkalara bölünüp ayrılmayın.
Bagdat'taki halifeyi en buyuk dini lider sayan Islam'in Arap yorumu sayilan koludur. Kendi icinde Hanefi, Safi, Hbeli ve Maliki adiyla dort mezhepe ayrilir.
ali'nin aleviliği ya da şiiliği kurmayışı gibi peygamber'de sünniliği kurmamıştır.
mezhepler yorum ekolleridir ve sünnilikte şiilik gibi hicri 1. asrın sonlarına doğru olan tartışmalardan doğmuştur. işin garip tarafı sünnilik ve ya şiilikte arapların hiçbir katkısı ve dahli olmamıştır. arapların daha çok mevali dedikleri unsurlar farklı fikirleri ve belli oranda islam'dan önceki inançlarının etkisi ile çeşitli sorular sormaya başlamışlardır. mesela dinde aklın yeri; allah'ın ontolojik varlığı vs...
ehli sünnet akidesinin temel taşları olan imam-ı azam hasan el basri, serahsi, imam maturidi ve birden fazla fakihin eserleri ve fikirleri incelendiğinde bu ekolün kur'an'ın kozmolojik diline ve anlayışına paralel bir teolojik islami anlayışı olduğu görülür. sünni algıdaki sapma buhari gibi kişilerin eserlerini kullanıyor olmalarıdır. çünkü ehli sünnet'in en mühim alimlerine baktığınızda (ayrıca çoğu tabiindendir mesela ebu hanife, hasan el basri gibi) hiçbirinin hadis konusuna sıcak bakmadıkları hatta hiç kullanmadıkları görülür. buna rağmen hicri 5. yüzyıldan itibaren hadis ve sonrasında imam gazali ile tasavvufun ehli sünnet ekolüne monte edilmeye çalışılmasıyla ciddi bir tahrifat gerçekleşmiştir ehli sünnet'de. özünde ise mutezile'de maturüdiliğe değin sürüp giden ve islam'ın en akılcı ekolü olan ehli sünnet akidesi, anadolu'ya geldiğimizde iyice yozlaştırılmıştır.
ehli sünnet'in genelde devlet dini olmasının sebebi, iran'ın neden şii olduğu ya da şii akaidi neden genelde iranlı düşünürlerin geliştirdiği ile alakalıdır. yani siyasi bir konu. ayrıca ehli sünnet'in çoğu alimi türk'tür. ebu hanife iranlı olarak bilinir, büyük ihtimal doğrudur ancak sasanilerin hegemonyası altında türkler ve araplar da vardı. iranlılar ise o topraklarda yaşayan herkesi ''farsi'' ilan ettikleri için serahsi ve maturidi'yi bile iranlı yapmışlardır. halbuki onların ikisi de türk'tür.
islam tarihinin tümünde olduğu gibi biz türkler ehli sünnet'in inşa edilmesinde de aktif rol oynamışızdır, bu sebepten dünya üzerindeki türklerin çoğu serahsi'nin de etkisi ile sünnidir. malumdur ki şah ismail'den önce iran'daki türkler de sünni idi. hatta sıkı birer şafii idiler.
genel olarak türkler'in islam ile olan ilişkisini heterodoks islam'a bağlamaya çalışan erdoğan aydın gibi kendine tarihçi diyebilen insanların varlığına rağmen, türkler hiçbir zaman çoğunluk olarak heterodoks bir anlayışa sahip olmamışlardır.
bunun haricinde bizler gibi zeydi olan türkler de vardır. bu ise osmanlı'nın yemen'e atadığı askerlerin torunları olmamızdan ileri gelse de, zeydiyye ile ehli sünnet arasında belirgin farklar yoktur. her ne kadar zeydiyye şii bir fırka olmasına rağmen, bilindik şiilerden değildirler.
sünnilik, şiilik, alevilik (en zoru da bu emin olun) etraflıca incelenmesi gereken konulardır. ezbere konuşmak inanın doğru değildir.
bunun haricinde ülkemizdeki seküler ve alevi avukatı olan kesimler ile tanımlanayan islam düşmanı kesimlerin islamiyeti sünnilik üzerinden eleştiriyor olmaları kendilerine acımak için yeterli bir sebep olmakla birlikte, sünni islam'ın 1200 yıldır ''muktedir'' güç olması kendisinden sınırlı bir kesimin nefret etmesinin sebebidir. tam tersi şiilik olsaydı yine aynısı olacaktı, bu toplumsal bir reaksiyon.
şimdilik ve kısa bir tanım olarak teolojik açıdan ele alacak olursak, sünni islam'ın kur'an'i temel algısı ve islamiyet yorumu, kur'an'daki temel tanrı algısına, islam'ın umdelerine en yakın görüş olduğu gerçeği ise ilmi ve insafı olan herkesçe bilinen bir gerçektir.
siyasallaştırılmış sünnilik siyasallaştırışmış şiiliğin karşısına nasıl geçti sorusunun cevabı ise iki kutbun birbirini etkilemesi olarak algılanabilir. bu sünniliğin oldukça dışında bir şeydir. bu, şah ismail'in bugün anadolu aleviliğini tesis etmesi gibi bir şey esasında.
dedim ya mezhep olgusunun 1300 yıllık geçmişi var ve siyasi, sosyolojik teolojik boyutlarını bir arada görüp değerlendirmek gerekir. o sebepten gelip sünnilik ve alevilik başlığında cahil nefretinizi kusmayın diyorum.
--spoiler--
muaviye ve onun oğlu yezid tarafından sistematikleştirilmiş bir mezheb. yüksek derecede arapçılık içerir ve yoruma kapalıdır. sünni itikad içtihad üretmektense katlettiği alimlerin içtihadlarını kullanmayı tercih eder.
--spoiler--
--spoiler--
çok ilginç mezheptir. hz. muhammed ile aynı soydan gelen hz. ali'ye inanmayıp ebu süfyan soyunu takip eden kişilerin peşinden gitmişlerdir. ebu süfyan kim mi; islamiyet'e ve hz. muhammed'e açıkça cephe alan, uhud savaşında ve hendek savaşında kâfirlerin komutanlığını yapan bir kişi.
--spoiler--
diyen bu tip gerizekalı safevi artıklarının cehaletine vererek muaviye ve ya yezid ile alakası olmayan, kufe'de ali dahil tüm evlatlarını sırtından vurmuş, hatta kendi eli ile katletmiş olan kendine şiatu ali diyen sahtekarların sürekli bok atmaya çalıştığı yorum ekolüdür. şimdi gelecez bu hz. ali'nin peşinden gittiklerini iddia eden kisra evlatlarına merak buyurmayın, önce onlara bir soralım, hangi ali? sasani bir bedevi formunda çizilmiş o resimdeki ali mi? bir cevap verin kendinize. biraz da adam olunda cehaletinize rağmen bu insanlara bok atmayın, mum söndü hikayesi hoşunuza gitmez değil mi? çok iğrenç değil mi lan? iğrenç tabi. be it yavruları ne diye cahili olduğunuz konuda sünnilik çatısı altındaki insanları muaviye ile özdeşleştirirsiniz?
yaşar nuri var bildiniz mi? hah işte, onun yazdığı bir apoloji vardır imamı azam ebu hanife hakkında, açın bakalım okuyun bir; ebu hanife kimmiş, kime karşı neyin savaşını vermiş öğrenin gelin, sonra o sahtekar dedelerinizden pirlerinizden duyduğunuz yalanlarla bok atın bu insanlara. e kolay değil eziklik psikolojisi tabi. eziğin sesi çok çıkar, bu tarihten bu yana hep böyle olmuştur.
yüksek derecede fars şovenizmi ile örülmüş bir dinin mensubu olan bu rafızi takımı sünniler ile muaviyeyi özdeşleştirmeden önce bir kendi boklu geçmişlerine baksınlar, atalarının kufe'de sırtından vurduğu ali'yi hasan'ı, huseyn'i görecekler. bir de ali evlatları için emeviler döneminde hapse atılan, abbasiler döneminde ise öldürülen iftiralara hakaretlere maruz kalan bir ebu hanife görecekler. dedim ya kuyruk acıları dertleri o. zaten bu mezhep denen olgular ise tamamıyla siyasetin ürünü şeylerdir. içtihad başkadır. bir diğer konuda hiçbir imam ''gelin lan mezhep kurdum'' dememiştir. bu insanlar dönemin ileri gelen alimleridir. e tabi ilimleri halk nazarında takdir görmüş insanlar ve ardlarından gidenler olmuş haliyle. tabi imam hanefi, şafii, hambeli, maliki dahil ''heyt ulan biz sünniyiz!'' dememiştir. sünni yakıştırmasını yapan yine sasani çöplüğünden arta kalanlardır olay bu. bir de şöyle bir saçmalık doğuyor bazı zaman, karşına bir rafızi gelir ya da alevi, ''hz ali bizim için değerlidir'' dediğinde sanır ki ona yaranmaya çalışıyorlar, lan sizin ciğerinizin ederi ne ki size yaranacaklar?
doğru muaviye'nin ardından giden itler olmuş, ancak bunlar ehli sünnet grubundan olamazlar, 100 çeşit gulatı olan bir fırka kalkıp bu insanlara bok atmadan, kendi pisliklerini temizlesinler en evvela.
burası önemnmlidir: ya da bir ali şeriati okuyunda bir şii'nin ağzından ne mal olduğunuzu anlayın be. ama ebu hanife'nin dediği gibi, ''alın şu rafıziyi başımdan'' deyip sukut etmek gerek. akıllı olun.
muaviye ve onun oğlu yezid tarafından sistematikleştirilmiş bir mezheb. yüksek derecede arapçılık içerir ve yoruma kapalıdır. sünni itikad içtihad üretmektense katlettiği alimlerin içtihadlarını kullanmayı tercih eder.
ebu hanife tarafından kurulmamış anlayıştır. sunnilikte 4 mezhep vardır ve bu mezhepler hak mezheplerdir. hanefi, şafii, hanbeli ve maliki bu mezheplerdir. ebu hanife hanefi mezhebinin kurucusudur.
islam değerlerini ve kendilerince olmayan "islam ahlakını" ayaklar altına alan ve neydüğü belirsiz bir noktaya getiren dahası hadisleri, ayetleri ordan burdan aparma düşüncelerle destekleyerek kafalarına göre bir din ve dünya yaratan insanların mezhebidir. geneli pek de zeki değildir.
çok ilginç mezheptir. hz. muhammed ile aynı soydan gelen hz. ali'ye inanmayıp ebu süfyan soyunu takip eden kişilerin peşinden gitmişlerdir. Ebu süfyan kim mi; islamiyet'e ve hz. Muhammed'e açıkça cephe alan, Uhud Savaşında ve Hendek Savaşında kâfirlerin komutanlığını yapan bir kişi.
ehli sünnet ve'l cemaat fırkasının kısa ismi. sünnilikte esas olan islam dinini hz. kur'an, sünnet, hadisler ve islam alimlerinin ictihadları ışığında yaşayabilmektir. en çok islam alimi yetiştiren fırkadır. sünnilik, imam'ı azam ebu hanife'nin açtığı bir yoldur. sünnilikte hz. kur'ana ve sünnete aykırılık kesinlikle kabul edilemez. bu özelliğiyle şia, vahhabilik, haricilik, nusayrilik gibi fırkalardan kesin bir çizgiyle ayrılır.
sünnilikte dört büyük halifeye, bütün sahabilere ve özellikle de hz. peygamber efendimizin ailesine dil uzatılmaz, saygısızlık edilmez, aksine peygamber efendimizin hürmetine büyük bir saygı esastır. şia ve aleviler yeri geldiğinde 3 büyük halifeye, sahabenin bir kısmına ve hz peygamber efendimizin eşi hz. aişe validemize saygı göstermezler, hatta bazı şia ve alevi kollarında bunlara çirkin sözler söylenir. sünnilik de öyle değildir, hz peygamber efendimizin ashabı, ailesi ve kullanım eşyaları dahil olmak üzere geride bıraktığı herşey sünnilikte çok değerlidir.
ehli sünnet vel cemaat yolunda sadece 4 mezhep vardır: hanifilik, şafiilik, malikilik ve hanbelilik. bunun dışındaki tüm mezhepler hz. kur'an ve sünnete aykırılık gösterir. bu sebeple bu 4 mezhep dışında yol tutan müslümanların gidişatı tehlikededir. hele hele kur'anın geçerliliğini,namazın, orucun, haccın, zekatın farziyetini inkar edenlerin müslümanım demesi hem tehlikelidir hem de büyük bir aptallıktır.
sünni alimlerince yazılmış çok önemli islami eserler vardır. ebu hanefi, tırmizi, ebu davut hadis kitapları, imam'ı gazali'nin ihya'u ulumiddin eseri, imam'ı rabbani hazretlerinin mektubat-ı şerife eseri sünnilik yolunun en önemli eserleridir. bu eserlerin hiç birinde hz. kur'an ve sünnete aykırı tek bir düşünce bulunmaz. o sebeple çok muteber eserlerdir. şia başta olmak üzere diğer fırkalara mensup alimlerin hiç biri bu değerde eser ortaya koyamamıştır.
an itibariyle 11 sayfa karalamayla ve savunmayla dolu alevilik maddesinin tersine, dokuz entry sahibi olan ve bu yüzden kendini sorgulatan mezhep, mezhebim.
hak mezheb olduğu için dindeki bozulmalara, sapkınlıklara elinden geldiğince tepki verebilen mü'minleri barındırır. afet i azam endam ı arz edene kadar sünnetten dışarı çıkmayacak mezhebtir.
başkaları bazen patlıcan yesin, bazen de yemesin... ama yedirmeye de kalkmasın.
sünnete uymayı, halifeleri sırasıyla tanımayı amaçladığı için, girdiği kültürlerin hiçbirinde bozulmaya uğramadığı için kimsenin alıp veremediğinin olmadığı hak mezhebtir.
alevilik, alevi ve diger alevilerle alakali basliklarda oldugu gibi bir saldiriya ugramayan, surekli yerilmeye calisilmayan bir mezheptir. ne sunni basligi altinda ne de bu baslik altinda alevilerle alakali basliklarin altinda yazilanlar gibi hosgorusuruz dusunceler goremezsiniz. zira herkesin inanisi kendinedir.
islâm mezheplerinden biri. Kur'an'daki doğmalara ve Peygamberlerin sünnetlerine göre amel etmeyi en doğru ve tek yol olarak gören bir mezheptir. Ebu Hanife tarafından kurulmuştur.
önemli not: harici tüm mezhep, yol, din ve inanışlar islami otoritelere göre boştur.. herkesin kendi otorite, düşünce hakkı ve inanç özgürlüğü vardır ve herkesin inancı kendinedir..
geleneksel islami algılayışta hak mezhepler denen dört mezhebin ortak adıdır. bu mezhepler de hanefi (türklerin şii azerbaycan türkleri, şii ırak türkmenleri ve aleviler hariç geri kalanı), şafi (kürtlerin çoğu), maliki ve hanbeli mezhepleridir. hepsi de sünni mezheplerdir.