intihar; yeryüzündeki en kompleks barınak
Korkaklık ve cesaretin iç içe olduğu yegane yer
Çözümün tam karşıtı; aczin çırılçıplak resmi
Çevremde bir duvar, arşa uzanıyor; göremiyorum
Kimseyi yaklaştırmıyor yanıma, çapraz ateşin mermileri dışında
Herşey taş olup duvara ekleniyor, önleyemiyorum
Bitmeyen bir karanlık, belki de derin bir boşluk
Hapsetti beni, teslim aldı düşüncelerimi hareketimi
Yetmedi ona beni istiyor, içine çekiyor; direnemiyorum
Nedir mutluluk, en son ne zaman sahiptim ona
Sahip olduklarım kıymetli, kaybetsem onları üzülürüm
Mutluluktan arınmışlara sahibim; mutlum olamıyorum
Sonsuz bir ayna karşımda; neler seçebiliyorum
Bezgin gözler, içimdeki atşten arta kalan, kusmak istediğim küller
Hayır, sadece giysiler görüyorum, bir de kocaman '"ben"in aczi'
bugün de bitti yine sensiz,
ben ise yatağimda yine çaresiz,
ağrır deli başım,avucumda yorgun sessiz,
gece; heran bıkkın, ümitsiz...
bir an bile düşünmedin belkide,
yarınlar haram yüreğime,
daha az önce dokundum son resmine,
bir parça yıkık, kırgınım işte...
haydi anlat bana, nasıl terk ettin acımadan,
anlat hadi vurup gittin korkmadan,
anlamsız bir dolu söz var dilinde bağışlanmaz,
yine de ben ayaktayım herşeye rağmen...
camdaki buğularla konuşurum
sanki gidenler varmış gibi
o kadar kalabalığım
kendimi bulurum
kayıp sadece ben değilim ki
sessiz misin kilitli sanki
uzak mısın gitmedin
kovalamak belki gideni
koşu bandı sandım evreni
yorulmak da ölmek demek
tutarken ellerini
kayıp gitmek alışmadan terketmek
herşey şarkı sözü gibi. ® *~
sigaramin dumaninda suretin
uykularimda hayaletin
neselendim mi kederim
ben seni hic unutamadim
allah beni kahretsin !
sana ragmen yasamaya calisiyorum
ama artik komedi bitti
ve her gecen gun seni tanidigima
lanet ediyorum
ne gecem kaldi ne gunduzum
allah beni kahretsin !
akşama varınca ağlamak geliyor hep içimden
bir şeyler anımsıyorum yine geçmişimden
duvarlarla konuşuyorum içimdeki bu dertten
ve ağlıyorum utanırcasına herkesten
bitiremiyorum sayarak bir türlü ayları
hiç sevmezdim zaten ben vedaları
şimdi ise,
vedalarla açıyor, vedalarla kapatıyorum
tüm kapıları...
iki mum..
Düzene inat..
Yaşanan tüm zırvalar bir kenarda
Ve dik kenar değil bu seferki
90 derece bir 'acı'yla yaşananlar
bütün bu acılar.. sana dair..
dudaklarım kanıyor ısırdıkça
ellerimi ne zaman dokundursam ruhuma
ruhum acıyor usulca
ağlayan bu ses..
bu hıçkırıklar benim!
Ve benim karanlıklardaki yalnız çocuk!
Büyütemediğim..
Gitmeni istememiştim oysaki
Gitmeni hiç istememiştim
Susmam;gitmene ses çıkarmadığımdan değildi
Sesim çıkmadı çünkü..
Çıkaramadım..
Boğazımda düğümlendi tüm 'gitme'ler
Oysaki ben;gitmeni hiç istememiştim..
Yokluğun soğuktu ve soğuk yakıyordu canımı
Yokluğun gerçekti ve gerçek olmayan kurduğum hayallerdi..
Ve bir kördüğüm düğümlenmişti boğazımda
Nefes almaya çalıştıkça boğuluyordum
Ve ben her nefesimde yokluğunu çekiyordum içime
Yokluğunla doluyor yokluğunla taşıyordum
Ve taşıyordu göz yaşlarım..
Ben sana hiç 'gitme' demedim
Oysaki gitmeni hiç istememiştim..
Şimdi içimden milyonlarca kez geçen adın;
'Gitme'lerle süsleniyor
Gitme ne olur..
Burası benim çilehanem,
Herkesin farklı olduğunu bir tokat gibi anladığım
Nankörlüğün iliklere işlendiği
ve farklılığımın yüzüme vurulduğu bir yer burası
Burası benim çilehanem
Hayatıma koca bir kara lekenin sürüldüğü
Nefretimin damarlarımı zorladığı
ve ilahi adaletin palavra olduğunu öğreten bir yer burası
Burası benim çilehanem,
Olgunluğun,taşıman gerekenden fazlasını taşımak olduğu
Senin tadamayacağın güzelliklere sahip
ve rüzgarıyla seninle alay eden bir yer burası
Burası benim çilehanem
Aşkın peşimden geldiğini kanıtlayan
Ruhumu,her koşulda sis perdelerinde boğan
ve imkansızlığın elinde mahkum olunan bir yer burası
Burası benim çilehanem
Türlü sefillikleriyle bana işkence yapan
Toplumdan izole edildiğim,cezalandırıldığım
ve tüm suçların bende toplandığı bir yer burası
hatmi kokulu bir güz alacasında
dar dehlizlere sıkı$mı$ bir
kırılgan efsundur
çocukkarıncanın kalp atı$larına dur ve
bileklere sus ve
ak$amlara pus
diyen hüzün!
vurdum dibe,
daha ötesi var mı bilmiyorum...
tabakta kalan son makarna tanesi gibiyim,
demiştin ya sen de...
inandım artık ben de...
yoksun!
yabancı her şey...
tanımlar yabancı,
anlamlar tutmuyor birbirini...
kandırmıyorum kendimi!
hiç olmadığım kadar gerçekçiyim ve
yalnızım!
cümle içinde kullanınca
karın ağrıları başlatan cinsten bir yalnızlık,
kurcalamaya gelmiyor...
yoksun!
adın dilimde,
dilim boğazımda!
susuyorum halimi...
zaten söyleyecek çok şey yok,
birkaç cümleden başka...
onları da;
gururuma yedirip,
ben söyleyemiyorum...
yoksun!
ve olmayacaksın...
silmedin mi kokumu teninden!
silmedin mi parmak izlerimi bedeninden!
hangi oluş?
hangi var oluş?
sen bakma bana,
yokluğunla uyuştururum ağrılarımı,
yalnızlığımla basarım tuzumu...
sen bakma bana,
ben bakarım başımın çaresizliğine...
yanlızlığım uçurum kenarında bir rüzgar..
serin ama ürkütücü..
uçurumun kenarındayım, sen geliyorsun aklıma.
anasını satim yeminliyim ama yak bir cigara diyorum kendime
kahpe rüzgar mani olurken çakan kibrite
okkalı bir küfür savuruyorum namert rüzgara
zaten yıllar yılı söverdim ben bu yalnızlığa!
korkmuş bir yüzyılda gibi
mabed mabed dolanan bir sır gibi
tutsak ettiğim sevgilimin öpüşleri gibi
spielberg patlamalarında bir münih dalgınlığı
alaycı balkan fakirliğinde tutunmuş kırma replikler
marla singer düşlerinde uyuyan yersiz şehirde
hiç bilmeden requem'lere, bilmeden uzak'lara
gidiyor geliyor gidiyor geliyor
renklerin daha gerçek olduğu set set dünya
düş verir haz verir acı verir ölüm verir
susan kadınlar hepsi de
aynalara hüzün verir
sise bulanmış bir kelime geçiyor içinden hayatın
yırtılan gülüşlerimi çanak manak uydularda asmıştım
geçmişiyle övünmeleriyle aciz sinirli insanlar arasında
balkonlar boyunca yenildi bir kedi
mevsimlere sarılmış bir yeşil vadi
başka, ayrı (sair) uuserlerden şiirler manasına gelir ki doğrudur. Ortamın adı sözlük olunca tanımlara takılmak gerek, kazara da olsa , sabretmek, çentiğin gelip "öteki"nin kuyruğuna kendiliğinden takılmasını beklemek güzel'i döker bilincimden.
her bakış bir acıydı içimde
her kelime yüreğime batan hançer
her duruşun kanatırdı yüreğimi
ta ki ben, ben sensiz kalıncaya kadar..
her telefon çalışı inceden bir sızı
her yağmur damlası hafiften iniltiydi gecelerime
her sabah uyanışlarım çığlıktı hayata karşı attığım
ta ki ben, ben sensiz kalıncaya kadar..
ne yapıyorum ne olur anlat bana
ya da ne yapmaya çalışıyorum
belirisizliğim çok fazla
çok ağır bu bana
lütfen tut elimden
ama çok sıkma
yüreğim öyle ağır geliyor ki
binlerce ton sanki
ta içimde ağrısı
ama hala taze
şimdi gittim ben
bunu biliyorum
ama her şey senin için
senin yeni baştan yaşaman için
yine yağmur yağacak
silecek grinin tüm tonlarını
üzerineden
sonra güneş çıkacak elbette
o zaman parlayacaksın sende
kalbin ısınacak
yine sen,
sen olacaksın
yalanların her daim içimi çürüten
inançlar ve arzular, korkma nedenlerin
kendinden başka herkes için...
bana gölgelerinle çizdiğin, dinlenebilecek bir hikaye anlat
huzuru bulmama -sahte de olsa- tatmin olmama yardımcı ol
sensiz
daha da iyi
daha da özgür görüyorum
acı
yaşamdır
yaşamın ta kendisidir
beni kazdığın vakit
sadece sana ait olanları göreceksin
denedim saf olanı aramaya
ve sadece inandım
manevi doygunluğa
beni kazdığın vakit
tüttüğümü göreceksin
anlayacaksın o zaman
aslında bir enkaz olduğumu
enkazın olduğumu
üzerimden nefretini geçirdiğini
öyleyse bu bir hikaye olsun
kötü sonla biten
sözlerin her daim içimi eriten
sevgi ve fazlası varolma nedenlerin
kendinden başka herkes için...
bana gölgelerinle çizdiğin, dinlenebilecek bir hikaye anlat
huzuru bulmama -sahte de olsa- tatmin olmama yardımcı ol
sensiz
daha da iyi
daha da özgür görüyorum
acı
yaşamdır
yaşamın ta kendisidir
beni kazdığın vakit
sadece sana ait olanları göreceksin
denedim saf olanı aramaya
ve sadece inandım
manevi doygunluğa
beni kazdığın vakit
tüttüğümü göreceksin
anlayacaksın o zaman
aslında bir enkaz olduğumu
enkazın olduğumu
üzerimden nefretini geçirdiğini
öyleyse bu bir hikaye olsun
kötü sonla biten...
bir şehirde yalnız olmak
koyar adama, koyar..
etrafında insanlar vardır aslında
kalabalıktır, birileri vardır hep, ama
'birisi' yoktur..
seni dinleyecek
seni bilecek, ayrı kalırsanız özleyecek kimsen yoktur
elini tutacak, omzuna başını yaslayacak kimse yoktur
seni sevecek, rüyasında seni görecek kimsen yoktur
işte o zaman anlarsın ki,
bu hayat, yalnız yürünemeyecek kadar uzun ve sıkıcı bir yoldur...
gotur beni bu diyarlardan
al, yuregine sakla..
yeter!
bu kalabaligin icinden
beni ucsuz bucaksiz ayiran
yalnizligima son ver
ve tum yitirilmisligiyle sana gelen
bu cansiz bedeni
kucuk bir opucukle de olsa yok et
kurtar beni bu hiclikten
seni sevdigimi hatirla
ve bin defa oldur beni.