''serencam''
Bir umut diye sarıldım eteklerine
Kurtaracak beni yalnızlıktan
Hayaliyle dolu ümitlerle
Sende pişman ettin sevdiğime
Değer verdiğime
Ne de çabuk aldanıyor gönül
Ne de çabuk kanıyor
Sözlerdeki değil ama gözlerdeki serencama
Sen bir yana dünya bir yana
Ama yalnızlık kalmış ortada
Her yön değiştirdiğimde
Uğramak zorunda kaldığım
Çıkmaz bir sokak
Söylenmesi gereken söz
Patlaması gereken bomba gibi
Her patlayışında yalnızca
Yüreğimi parçalayan bir bomba..
Geceler boyu seni düşünerek bile
Mutlu olabilen beni
Sen neden mutlu edemiyorsun
Dokunduğunu mutlu eden sihirli deynek
Sen neden mutsuzsun?
Yoksa insanlarla
Benim hakkım olan bir şeyi mi paylaşıyorum
Kendime dokunamayacak mıyım?
Mutlu olmak benim de değil midir?
Hakkım!
Allah'ım duy sesimi
Bir yol göster
Kes artık yalnızlığımın sesini..
hepsinin gerçekten duygularını en iyi şekilde anlattıklarına yürekten inanmama rağmen hiçbirinin henüz şairlik mertebesine erişemediklerini gördüğüm, özellikle kimilerinin daha çoooooooook yazması gerektiğine inanmama sebep uuserların şiirleri.
bak gözüm seyiriyor yine..
bir tartım hatası var bu işte..
usuL usuL geLmemiş miydin bana?
yoksa suLar mı yandı ne?
-kan gene kırmızı-
siyah gömLekLi bir soytarı.
keLoğLan'nın bu işLe hiçbir aLakası yoktu.
mesneviLer ağır ağır geLiyor,
ankara havası oyna ki akşam olmakta..
-tartım hatası yok-
Bahara bakıyorum gözlerinde yeşil bir derinlikle
Elllerinde ise beyaz bir saflığa
Saçlarında kumral bir tutkuya hapsediyorum kendimi bilerek
Gülüşünde hissediyorum seni
Saçmasapan konuşuyorum kendi kendime
Gecelerim ışıksız,kısa,uzun,belki merhametsiz
Umutlu bir uyanışla başlayan günler sona eriyor sensiz
ümitsiz...
Çekmekten bıkamadığım bir sancı gibisin kimi zaman
Belki de bir ilaçsın kıvrandıran,canlandıran ama daima muhtaç bırakan
Ezberlediğim yolların sonu gelmez dönemeçlerinde yitiyorum senle birlikte
Avuntularla yaşamaya alışmaya alışıyorum sana dokunamadıkça belki de
Belki attığın her adımda senleyim
Belki de sen uyurken burada yaşatıyorum ruhunu
Bir hatıra gibi saklıyorum tebessümlerini kimi zaman
Çocuksu bir aşkla anı defterine yazılmış maniler gibi
Kalbimde yetiştiriyorum seni
Beynimde büyütüyorum
Yüreğimde besliyorum sevginin acıya dönüştüğü yere kadar
Kim bilir belki ordan da uzağa dek
Yıldızsız gecelerde yürüyorum yalnız
Sokaklar kalabalık,sokaklar tenha
Sokaklar geç vakit
ve sensiz...
Bulutlar nasıl örterse dolunayı
Dertlerimi de öyle örtüyor sesin
Her kelimesinde bir nota buluyorum sözlerinin
Hiçbir şarkıda kullanılmamış
Arıyor gözlerim seni çoğu vakit
Yavrusunu okuldan almaya gelen bir anneninki gibi
Delirir gibi oluyorum bulamadığımda
Sırtımı dayadağım bir şey arıyorum o zaman
Bulamıyorum...
Dünya yalan söylüyor bana
Dostlar yalan
O an ne varsa senden aldığım
Üzerine titriyorum bir miras gibi bana kalan
Süsleniyorum baloya giden küçük adamlar heyecanıyla
Çıkıyorum evden pervasız
Aynalarla sohbet ediyorum seni görene kadar
Onlar söylüyor senin beğenip beğenmeyeceğini
Bilmeden yaptığım hataları tekrarlıyorum bilerek,saflaşıyorum karşında
Temize çekiyorum bitirilmemiş tüm ödevleri sana bakınca
Bu ilk şiiri yazıyorum yüreğimin dayanamadığı bu günlerde
Çünkü yazmayı hiçbir zaman denemedim dünlerde
Sıkışınca vuracağım artık kendimi kelimelere
Çünkü onlar en az benim kadar aşina sana
Kifayetsiz kalsalar da yanında
Herkesten iyi tanıyorlar seni
Dinlediğim şarkılarda akıyor pünhan gözyaşlarım
Senin için akan ama asla senin göremeyeceğin zamanlarda
Çünkü ben saklıyorum onları
Onlar sana bakınca keşfettiğim bir hazinenin hırpalanmış parçaları
Olursa seni mutlu eden bir adam,gözlerinin ışıltısını dünyaya yansıtan
O vakit buruk bir sevinç kaplar sensiz içimi
Hani malum oldu derler ya
Belki bana da olur bakarsın,o vakit yakarım sigaramı zifiri karanlıkta
Basmam üzerine,bitmeye yakın söner gözümden aşağıya süzülenlerle
Yabancısı olduğum bir şehrin,öğrendiğim sokaklarında yolumu şaşırıyorum
Düşününce seni
Kayboluyorum geçtiğim sokaklarda
Yazıyorum yaşadıklarımı kaldırımlara
Yıllar geçer de gelirsem eğer oralara
Beni gözlerinde yaşlarla değil gülüşündeki sıcaklıkla karşıla
Belki o zaman rahat ederim bitse de herşey
Her ne kadar lanet etmişsem de seni götürdüğüm ilk durağa
Gözlerimin meraktan bakakaldığı o yere...
Hergün gözümün önüne gelen afyonlu bir hayal gibisin
Kötülüğü unutturan,rüyalarıma giren,uykularımı aydınlatan
Sabah kalktığımda hasretten ağlatan
beni en baştan yaratan
sensin...
Hata yapmaktan korkmak en büyük hatadır
Ama ben seni buldum ya canım artık susup ağlayarak gitmek de bana farzdır...
Siradan bir gündü sevgilim...
Demlik çaya,
Bir kuş kalbime annelik yapiyordu.
ilk sigarami henüz yataktayken;
ikincisini aklima sen geldiginde yaktim.
Sonra it gibi kalktim yataktan,
Ayagım yine haliya takildi,
Banyo kapisi yine kapanmadi!
Eger yalniz yasiyorsan, banyo kapisi bir türlü kapanmiyor!
Gece düslerden yorulmus bedenime ilk su damlasi degdiginde,
Sinmiş bir yalnizlik akiyor heryerimden,
insan yalnız yasiyorsa daha çabuk kirleniyor!
seytana papucunu çikarttirip düzgün giydiren bir gündü..
Ecnebi marka sigaramin yanarken çikardigi çitirti
Daha sonra katildi bana
Gazeteler senden bahsediyor bugün de,
Makarna yerken ölen bir genç haberinin yanında...
Onun altında, sair olduğunu zanneden bir doktorun
Dün aksam hastanede çıkardigi rezalet var.
insan yalniz yasiyorsa her an rezalet çıkarabilir!
Dün akşam kanini vermeyen bir hastayı ısırdım!
it gibi yasiyorum bugünlerde, it gibi
Ne zaman sizin evin önünden geçsem havliyorum
Beni terk ettigin pastanenin önünde ulu' yorum
Siyah beyaz kadinlar kapliyor aniden heryeri
sokaklarda sevisiyorum...
siradan bir gündü sevgilim
sakallarimi tersten aldim çektigim acilar kanasin diye
topraga düsen yagmur damlasi
kavruk bedene degen ter
sabahleyin sütümü içen hamile kediler
giderken bende unuttugun çiplakligin
bi çirpida okudugum çapari kullanma sanati;
hepsi siradandi
sanki küçük bir çocuk babasinin elini bırakmış,
cennete öyle girmis gibi
insan yalnizken elleri de yalniz sanki....
artik büyük beden ceketler giyiyorum
belki geri gelirsin birlikte yagmurdan kaçariz diye
insan yalniz yasarken sürekli kaçmak istiyor biliyor musun?
Bütün kuslar denize dogru uçuyor
Bütün denizler kuslardan kaçiyor
Bütün baliklar denizden kaçiyor
Sen benden kaçiyorsun
Kaçan balik büyük bela oluyor
Ve bu çapari kullanma sanati;
Bir ise yaramiyor!
seçilmis acilar düsüyor payima yoklugunda
namludan çikan kursun sesinde kuruluyor cümleler
kimse üstüne alinmiyor yaralayan sözcükleri
kimse önemsemiyor kimsesizligini
ve kimse kendi çocuklugunu evlat edinmiyor
insan yalniz yasarken öksüz buluyor kendini...
ölü sözcükler saplaniyor ansizin geceye
bende kalan çiplakligin düsüyor heceye
sana dokunan her dizede bir siir yaniyor önce
gecenin agirligi ondan sonra kiriyor kanatlarimi
insan terkedilince her an bir yeri kırılacakmış gibi..
Siradan bir hayat bu sevgilim
hersey için çok geç oluyor bunu anladiginda
ve insan yalniz kalinca it gibi ortada kaliyor....
Nasıl zifiri karanlıkta bi ışık bulursa insan öyle buldum seni
Önce gözlerim kamaştı,bakamadım sana
Baktığım anda ise vazgeçemedim bir Güneş gibi
Gözlerindeki yeşil ışıltı eritti yüreğimi
Gıcırdayan metro raylarının gürültüsüyle baktığım anda dışardaki hayata
Sönük ışıkları görüyorum lambası hala yanan evlerle beraber
Biz de sanki öyleyiz ikimiz...
Birimiz kör karanlıkta mumlarla avunmaya çalışırken
Diğerimiz sadece etrafa baksa bile ışık saçacak kadar güzel
Gülen gözlerinle yakınlaşıyorum bir anda
Kendimi kaybettiğim zamanlarda
Bir dokunuş kadar sevecen geliyor sesin
Bin duygu düşürüyor ruhuma yüzün
''Burada duracağım''diyorum kendi kendime sen gelene kadar
Bin türlü bahane buluyorum yüzünü görebilmek için bir dakika daha
Aylardır aradığım şarkılarda düşünüyorum seni
Ödünç verdiğim duygularımı alıyorum alıcaklılarımdan seninle birlikte
Yolumu değiştirmeye çalışıyorum attığın her adımı paylaşabilmek adına
Varabilmek için gülüşünün tadına
Sapmadığım yollara sapıyorum geç vakitlerde
Gördüğüm her çocuğu seviyorum sen olsaydın severdin düşüncesiyle
Arkaya bakınca bomboş geçen bir hayatın dolu bir zerresini görüyorum seni sevince
Çocuk gibi seviniyorum bakışlarının sevecenliğiyle
Seviyorum arkadaşlarını da genelde
Sırf seni seviyorlar diye
Rengarenk elbiselerini kıskanıyorum görünce
Seni benden önce sardıkları için
Ellerinden birşey almak kadar huzur vermiyor hiçbirşey
Anlıyorum onların değerlerini dokununca bile
Yokluğunda yoruluyor bedenim beynimdeki kuruntularla
Nereye ait olduğumu,nereye koştuğumu sorar oluyorum bir anda
Sonra sen çıkınca karşıma
Bir dakikalığına da olsa gidiyor aklımdan onlar polisten kaçan bir hırsız telaşıyla
Sadece tek tük yıldızlar var bu gece gökyüzünde
Birlikte paylaştığımız en büyük varlık olan o göklerde
Aya bakınca seni hatırlıyorum birden
Sahi sen de doğmuştun ya hayatıma böyle umutsuz bir akşamda
Ben ruhumu başkalarına peşkeş çektirirken
Çıkarken girdiğimiz yerlerden
Nezaketten çok,geçişini izlemek için
Kapıyı açıyorum önden
Sadık bir sakinine kapıyı açmaktan şeref duyan basit bir otel görevlisi gibi
Sigara bile içmiyorum yanındayken
Çünkü nefesin işliyor o an ciğerlerime
inanmadığım fallar baktırıyorum yanında
Kim için baktırdığımı bilmesen de
Bu basit şiir hiç bitmesin istiyorum bu gece
Çünkü kurtulmak istiyorum
Beynimi kemiren farelerden seni düşünürken
Seni anarken...
Galiba uzattım geceyarısı hoşbeşini yine
Mesai her zamanki gibi ancak sabah bitecek
Uykumda bile aklımdasın çünkü
Hatta sabah içtiğim ilk kahvede bile
Görüşeceğiz bir süre daha
belki üç belki daha az bir sene daha
Ama ben senle bu beyaz sayfalarda buluşmaya hasrettim
Buraya yazacak birşey kalmayınca dökülecek iki karamsar sözcük kurumuş dudaklarımdan:
''Ben...bittim...''
icinde kalan bir utkun oldu mu
amacların yarım kaldı
duyguların somuruldu mu?
ideallerini unutup akıntıya takıldın mı?
birgun ısık yandı da...
gozlerını mı yumdun
inanan kalmadı da ısıgı geri mi sondurdun...
yola cıkıp aradın mı kırılan kureklerini
iste o umudun utkun umidindi..........
Deli gönül feryat eder
Tutulmuş sana
Sensiz bırakma ellerimi
Kalmasın bu gönül yalnızlığıyla
Sevda denen budur
Yaşanmıştır iliklerde
Ben mecnun oldum aşkınla da
Ey Leyla';m nerdesin
Bekliyorum çöllerimde
Özlem dolu yıllarımın
Belki de son sonbaharı
Bir güzel söz söyle sende
Açsın sevda goncaları
Yıllardır zikrettiğim
Aşkı buldum gözlerinde
Baktıkça yok oluyorum
Derin dipsiz yerlerinde
Ay parçası güzel tenin
Alır bendeki beni
Bir bakarsan gözlerime
Unuturum dertlerimi
Ellerini tuttuğumda
Kalbim durmaz olur bende
Ben seni çok seviyorum
Durma haydi sende söyle..
Uzun yıllar beklediğim
Kalbimin tek sahibisin
Bir ömür seni seveceğim
Dünya alem böyle bilsin
Gözlerine bakmak için
Bir ömür beklediğimsin
Avuçlarımdaki nurla
Allah'tan tek dileğimsin
Sensiz düşmem ben yollara
Durduğum her durak sensin
Bu kalp almaz başka yolcu
Aldığım tek yolcu sensin
Koparmadan dalından
Yenilmeyen tadından
En değerli meyvemsin
Parlayan yıldızlarım
Hem güneşim hem ayım
Gece sessizce açan sen sevda çiçeğimsin.
ayrılığımızdan sebep hisli bi adam oldum görsen;
ağlarken gülümsüyorum çiyli penceremde bazen
seslensen garipsemem
öyle yakın yani ...
yaslayıp başımı gittiğin yokuşa ,
burdasın sanarak laf diziyorum senli benli
okulda böyle oldu, otobüste şöyle oldu...
sokaklarda yürüdüm
havuzlu parka gittim
ağaçlarla konuştum
sır mır vermedim
anlattım sadece
ne geliyorsa içimden onu anlattım
senden seçtim ne dedimse
laflar yaktım, şarkı dizdim
türkü dinledim
adını düşündüm, silüetini sonra,
şiirlerini okudum,
küçük notlarını;
" akşam erken gelcem, ona göre "
" sezer aradı, rem vercekmişsin, rem ne demekse!"
" evsahibi geldi, ona göre "
" akşam aliyeyi izlicem, gelince sakın kumanda nerde diye sorma"
" havuzlu parka gidelim mi?"
" başıma gelen en güzel şeysin sennnnnnn"
" beni seviyorsan bu notun altına S.S. yaz, ben anlarım "
" 12 nisan yaklaşıyo, daha da birşey demiyorum ona göre"
" çok seviyorum diye şımarma sakın"
" pleysteyşın bozulmadı, içine su döktüm, yine dökerim"
" aynı yerde, ona göre, öptüm"
uçurtmaları seyrettim sonra balkondan
yürüdüm gittim yanlarına, geri döndüm
olmadığın hiçbiryerde hiçbirşey olmuyormuş ..
güller açtı sen gittikten hemen sonra, onları kokladım,
erkenden ekmek aldım yemedim ama ,aldım yine de
sen seviyorsun diye zeytinleri limonladım ...
elimden başka birşey gelmeyince ağladım
çünkü elimden başka birşey gelmiyordu...
çiyli penceremden gidince gülüşün
ezberimden çektim de,
güldürdüm hayalini
bana merhamet edecek kadar ne suç işledin
bırakıp gidecek kadar büyük bir günah
şimdi alaca vakitler alacaklı durur benden
kaçacak sığınacak her yeri de mi
götürdün giderken ?
nereye sığmıyorum , hiç kalıyorum, az ölüyorum
sağım solum demir perde kollarımı kırsam yok
şehri yaksam, lanet okusam, eşkıya olsam yok
bağırsam küfretsem, imana gelsem
yolu yok
bu ayrılığın sevgilim, izahatı yok
birazdan kalkıp okula gidecem
şehrin uykusunu almış kalabalığına karışacam
kantinde bir çay,
sigara ,
bütün bunlar olurken hep seni düşünüyor olacam
dün öyleydi, bugün de yarın da,
çünkü ben seni severken
herşeyi de sevmişim...
o gün sadece gülümseyip yazmamıştım notunun altına
şimdi kızgın demirlerle dövülen her hücreme ezberlettim
keşke diyorum , ne işe yarayacaksa, belki görürsün diye
Şairin de dediği gibi
Hüzünbaz sevişiyoruz biz aslında
Karşılıklı dururken seni özlemem gibi
Hüzün verici geliyor sevişmeler bile...
Yine yol var bugün bana
Yollar,insanlar,yine yollar...Alıştım hepsine artık
Hepsi sensizliği hatırlatıyor bana
Yabancılaştığım vatanıma gittiğim anda
Sigaram bile uyuşturmuyor zihnimi eskisi kadar
Herşey gibi o da sıradanlaştı şu ömr-ü hayatımda
Bir tek sesin farklı
Günün her acımasız saatinde bile hep tatlı
Ayaklarım götürmüyor beni ''sözde'' sılama
Sen yoksun ya heryer bana gurbet
Ama herşeye rağmen mutluyum yine de
Çünkü gurbetin bile sıla olabileceğini sende öğrendim hep...
Her aşk kendi masalını yaratır mı?
Bilmiyorum ama biraz hüzün verecek bizimkisi
Masallar mutlu sonla biter genelde fakat
Sonu dipsiz bir kuyuda bitecek galiba benimkisi
Terminallerin kalabalık boşluğunda gelince sen aklıma
Etrafıma bakıp üşüyorum seni yanımda bulamayınca
O an kaplıyor ruhumu yalnızlığın soğukluğu
Şimdi hissediyorum da tıpkı 'ölüm'ünki kadar dondurucu bu
Daha beş saat olmadı seni görmeyeli
Ama içimi dolduruyor hasret,sanki yıllardır özlemişim seni
Bu zamanlarda iyimser oluyorum bazen hiç olmadığım kadar
Ayağı taşa her takıldığında yeniden koşan bir çocuk gibi
Bilmiyorum bu koca hafta nasıl geçer sensiz?
Elini tutmadan,gözlerine bakmadan...
Dokunursam incinmesinden korktuğum omzuna değmeden elim
Yine edilmesi tereddüt dolu yavan telefonlar bekliyor beni...
Bugün en sevdiğim halinle sevdim seni
Beyaz bir mont,ipeksi bir şapka,yeşil gözler...
Hepsi birer dünya harikasıydı gözümde
Sırf seni tamamlıyorlar diye
Küçücük bir tebessümün için bin takla atıp heba olsam da karşında
Gelen gülüşünle ferahlıyorum en sonunda
Galiba tutturdum bu yöntemi biraz
Çünkü en güzel bayram hediyesini aldım senden
Hissiz yanaklarım buluştu pamuk yanaklarınla bugün...
En güzel mevsimin ismiydi adın
Artık yaşanması bile mucize olan
Bu şiirden bana kalan tek bir anı
Dudaklarıma değen yanaklarındaki o unutulmaz busenin tadı...
Hangi tarafa geçersem geçeyim,
Her zaman karşı tarafım;
Hangi yolu seçersem seçeyim,
Hep uzaklardayım;
Ne zaman söz versem kendime,
Hep yalancıyım;
Öyle bir hayat düşündüm ki,
Her tarafta sen,
Her yolun sonunda sen,
Her sözümde yine sen;
Ben;
Tarafım, uzaklardayım, yalancıyım;
sigaramdan bir nefes daha çektim,
yine senin resmini çizdi dumanlar.
şimdi çok uzaklardasın bana,
ulaşamayacağım kadar çok.
o en uzaktaki parlayan yıldıza,
senin ismini koydum.
her gece dertleşiyorum seninle.
kim bilir sevgilim!!
belki bir gün dönersin bana
aradığın mutluluğu aşkı bulamaz
ve karşıma çıkıp bir gün
seni seviyorum dersin.
bir gün ulaşacağım sana,
o en uzaktaki parlayan yıldıza...