(u)f arkadaş nasıl bir yağmur o öyle
(l)ambaları göremez olduk
(u)çarcasına esen rüzgarlardan
(d)evrim adına soyunur olduk
(a)şıkgibi devranlardan
(g)örmek kadar kolay olamazsın sen..
işim çok zor benim
Yüreğimin işi yalnızlık caddesi
Elim yüzüm kir pas değil ki
Sevdanla kirli
işim çok zor benim
Her sabah erkenden kalkıp
Seni seviyorum
Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
Önce bir yumruk hissediyorum hafiften
Ardından tekmeler geliyor kafama
Uçuyorum havalarda
Uzaklarda, çok uzaklarda
Annemin hiç durmayan çığlıkları
Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
Bu dönem sınıfı geçeceğim derken
Geliyor sürü sürü kırıklar
Ahlar çekiyorum odamda
Gözümün önüne geliyor müdürün bakışları
Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
Seri eller dolaşıyor suratımda
Cıvıl cıvıl kardeşlerim odada
Hepsi almış takdiri teşekkürü
Sırıtıyorum acı acı
Babamı dinliyorum gözlerim kapalı...
Biliyorum diyordum dönecek diyordum bir gün
Seviyordu biliyordum oda biliyordu sevdiğimi
Bensiz yaşayamazsın diyordum ben zaten yaşamıyordum
Ölüyorum diyordum içinde ben varım kıyamazsın diyordu
Yüreğimi delip geçen bakışlarını bile saklıyordu benden
Acıtmasın diyordu kılına zarar gelmesin istiyordu
Söz veriyordu hayatımın son güneşi , son bakışı sen olacaksın diyordu
Söylediklerine bazen kendisi bile inanamıyordu
Birini sevmek birine aşık olmak
O na anne , yar , ata bunlardan öte içinde can olmak diyordu aşk
Aşk cehennem ateşine bile bile kabul gelmektir diyordu
Her gecesi gündüzü beni bırakma demekle geçiyordu
Geceleri sessiz soluksuz ağlardı
Kimbilir neyi için üzülürdü o
O yar derdi bana , bense yardan öte hayatsın derdım
O aşkı yasa derdi , bense aşk ne ki seni yaşıyorum derdim
Dışarı bakıyordum;
Penceremden
Kar yağıyordu
Sana yağıyordu, biliyorum.
Çünkü ancak meleklere yağardı bu bembeyaz kar taneleri;
Yalnızca senin saçlarına yakışırdı,
O durmaksızın düşen inciler.
Biliyorum sevmiyorsun beni;
Üzülme,
Kimse sevmedi zaten,
Yalnızca izin ver,
izin ver bakayım,
Kar tanelerinin süslediği saçlarına.
Razıyım,
Sen bana bakma ama;
Ben senin gözlerine bakayım,
Bir kez daha izleyeyim kar tanelerinin düşüşünü;
Gözlerinden.
Yalnızca bir kez daha izleyeyim,
Bir kez daha...
yanacağım...
bin kez yanmış olsamda başkaları için;
bu bu kez başka türlü yanacağım senin için!
dokununca ellerim, bakınca gözlerim sana...
yanacağım her defasında...
sende öyle sev, öyle tutkuyla sar ki bedenimi;
kül olayım bedeninde...
ve her dokunuşunda yeniden doğayım küllerimden...
senin için seninle!
Gölgelenir ve örselenir tüm açık renkler,
Sokaklara koyu bir yalnızlık çöker...
Bir açkı keskinliğinde
Günler gelir ve doğar kimsesizliğine...
Zaman ve diğer kavramlar anlamsızlaşır.
Bir keşmekeş içinde;
isyan eden uzuvların gözaltına alınır,
Sorgulanır tüm duyguların
Ama kimse bir şey anlamaz
Çünkü anlamın anlamı kalmamıştır...
Çatlak dudakların kanamaya başlar,
Miden ağrır.
Bütün hazırlıklarına rağmen,
Hazırlıksız yakalanmışsındır
Hayatın fırtınasına...
işte bu kadar basittir
Biri gelir,
Vurur karnının boşluğuna...
Nefes almanın en zor olduğu yerdeyim
Her konuşmanın sebebi sen
Her gözyaşının sebebi sen
Susmalımıyım bilmiyorum?
Ama hergün
Biraz daha çoğalan bir özlemle haykırıyorum seni
Gidişinden sonra çokca zamanlar geçti...
Çiçekler kurudu,hatta tekrardan yeşerdi...
Mevsimler geçti...
Ben seni asla unutmadım bebeğim...
Artık yeter aramam seni dediğimden beri aramadım.
Hatıralarından kurtulmadım...
Her şarkıda seni anıyorum...
Her sokak da , her otobüsde, her kahverengi bir çift gözde seni arıyorum.
Ya göz renkleri benzemiyor,
Ya da bakışları...
Eğer buysa aşk acısı
Eğer buysa gecelerce yaşamam gereken
Senin için ben buna bile razıyım..
Ne kadar zaman geçti hesaplamıyorum artık.
Geleceğin birgün yokki sayılı günler çabuk geçsin...
Bugün doğum günün
Senden sonra ilk kez birşey için bu kadar mutlu oluyorum
iyiki doğdun diye...
Ben seni asla unutmuyorum bebeğim...
Her ne kadar giderken en acı sözleri söylemiş olsanda..
Ne kadar nefretini haykırmış olsanda ben başaramadım...
Ya ben çok güçsüzüm ya sen çok unutulmazsın...
Başkalarının gözlerinde senin aşkını arıyorum
Bulamayacağımı anladığım da ise
Başımı omuzlarımın içine daha da gömüp uzaklaşıyorum...
Ben seni asla unutmuyorum bebeğim...
Birgün sormuştun ''Neden Ben'' diye
Hiç cevap veremedim ''neden sen''din
Belki de hiçkimse gibi olmadığındadır...
Belki de gözlerindeki o masumiyettendir...
Belki belki de bir umutdur benim ki...
Ve şimdi senin gözlerine bakarak söylemek istediklerimi söylüyorum.
Son kalan resmine bakarak..
Seni herkesden daha çok seviyorum doğum günün kutlu olsun bebeğim...
Merak etme;
Ben seni asla unutmuyorum bebeğim...
gurursuz yaşayıp ateşsiz seviştin zeyda
direnmeden öldün avuçların kanayarak
bir zeytin dalını taşıyan güvercinden kalan sana
savaşı reddedişin oldu sonbaharda
sigaranın dumanını,
senin gibi,
havaya üflerken ve
yeniden kendime doğru çekmeye
çalışırken
ve tekrar verirken
sen yoktun.
bir tv, bir ben vardım
birde kaptan arka kapı...
havadaki titreşimden
haleler şeklinde yayılan enerjiden
anlardım geldiğini vandal mimar
çift kollu tasarladığın merdivene kafamı çarptığımda
koluma girip taşırdın sarı odama
duygusal kaoslarımda sonsuz döngülere kapılmışken
dilsiz ressamın konuşan resmi duruyor karşımda
evrensel çekim sabitinin sarkan imleci
araftan gelip arafa sürüklenirken 101 numaralı otobüsün kapısından şöfere seslenen
kaptan arka kapı
bedbaht hayat hissinin diğer adı
romantizmin yazılı kurallarına sıkışmış
küçük peline gider
ışıkları görüyor musun
onlar etrafında parlıyor
müziği duyuyor musun
biri yıldızlardan serenat yapıyor
kalk ve çevrene bak
BiR GECEYDi SANKi DEVRAN DÖNDÜ
AŞK YERiNDE BiRDEN HÜZÜNLER ESTi
SEVDA DEĞiLDi BAŞA GELEN AYRILIK RÜZGARIYDI
ZATEN OLMASI GEREKEN DE OYDU
BiTMELiMiYDi DiYE SORDUN KENDiNE
BiTiREN SENDiN OYSA Ki SORUNA CEVAP ARAYANDIN
SON SÖZLERi SÖYLEMEK YERiNE AGLAMAYA KOYULDUN
ERKEKTiN ERKEKLER AGLAMAZDI DERDiN
BENDEN SONRA NE YAPARDIN ORASINI BiLEMEZDIM
EVLENiR Mi YOKSA ÇÖKÜŞÜNÜ MÜ BEKLERDiN
YOKSA YOLLARA KOYULUP
KAYBETTiĞiN AŞKINI MI ARARDIN YA DA DOĞRULARINI MI
SADECE SEVMEK YETMEZDI BiLiRDiN
KÖHNE ŞEHRiN KARMAŞASI iÇiNDE VARLIĞINI KAYBEDERDiN
ANLAMSIZ SORULARIN BEYNINDE RUHUNA HÜKM EDERKEN
SEN AYRILIKLAR iÇiNDE YANAN KÜLE DÖNENDiN
YARAYDI iÇiNDE SÖNMEK BiLMEYEN
SEVDA ATEŞiYDi AYRILIKLA iÇiNi KAVURAN
NE OLUR GiTME DERCESiNE BAKAN GÖZLERiN
ASLINDA YAPMACIK BiR ALDATMACAYDI iÇiNDEN GELMEDEN
VARLIGINI YOKLUGUNDA BULAN
GÜNDÜZÜ GECEYE ÇEViREN
YAŞAMLAR iÇiNDE ÖLÜMÜ SEÇEN
MUTSUZLUĞU iÇiNDE GÖMÜLEN
YiNE BENDiM SENi SEVEN...
önce iki ayrı şehir de iki yabancıydık
sonra arkadaş olduk
sonra sana göre kanka olduk
sonra ben seven oldum
aşık olan oldum
sen sevilen oldun
sen seven olmadın
ben göt gibi kaldım.
Bir telefon şakasıyla başlayan bir ilişkiydi bizimkisi
Her zaman komik olmuştu bunu anlatışımız
Her anlatışımızda gülmekten yerlere yatar
Asıl olacakların farkında olmadan yaşardık aşkı
Aşk mı ? gülüp geçerdik hafifdi yaşadıklarımızdan
Sevgi mi ? hiç değil dünyada yoktu böylesi
Kader mi ? inanmazdım inanamıyorumda
Neydi acaba ? cevabını bulamadım
Bulunmazların , bilinmezlerin arasında
Yaşanılanın anlamını bilmeden yaşamak
Sonrasında da elinin tersiyle itmekti.
Degilmidir insanoglunun dogası
Doymayışı en iyiye bile
Farkında olmadan elindekini kaybetmeye
Alışmamış mıydı ? sanki kaçıp gidenin ardından bakmaya
Nedir ki bu ? kader değildi pel tabii
Adı ; imkansızları yaşamaktı bilirdim de sesimi çıkarmazdım
Hep susardım beklediğim gün gelinceye kadar
Gelince de eli mahkum ayrılığa boyun bükerdim
Anlayacağınız onu bile layıkıyla yapamazdım
Dünya gibi her an olduğum noktadan güneşi görünce şımaran
Sonrasında da yasa boğulan
Güneşle her defasında karşılaşan
O na anlatmak istediklerini anlatamadan
Tekrardan karanlığa bogulan
O nu görünce tekrardan dili tutulan
içindekilerle birlikte tekrardan yalnız kalan
Geçtiği her yerden bir daha geçen
Ama asla istediği zamanı yakalayamayan
Ya da zamanında orada olamayan
işte bizimki de öyleydi
Ya ben geç kalmıştım aşkı yaşamaya
Ya da sen çoktan geçmiştin aşktan
Aynı kapıya çıkan sohbetlerden
Açmayan güneşten , zamansız yağan yagmurdan
Sus pus oturan iki sevgiliden vs... vs....
Her neydi bizi ayıran hala çözemedim ...