cemaate ne ettiyse artık olayları takip edemedim stv den ver yansın yaptılar buna dün akşam hatta yayını falan bıraktı adamlar o derece. ha bir de demezler mi cemaatin ileri gelenlerinin başına bişey gelirse bu adamdan bilicez gibi şeyler orda gülmekten koptum. lan türkiyede cemaatin başına kim ne getirebilir. gelecekse birinin başına bi iş anca bu cemaatin kudretindedir.
**
25 Ocak 1962 Hopa doğumlu. Galatasaray Lisesi'ni bitirdi. 1985 yılında Nokta Dergisi'nde gazeteciliğe başladı. Sırasıyla Tempo, Cumhuriyet, Milliyet, CNN Türk ve NTV'de çalıştı. TESEV'de Demokrasi, Sivil Toplum ve islam Dünyası Programını yönetti. Aralık 2004 tarihinden itibaren Vatan Gazetesi Washington temsilcisi olarak görev yapıyor.
Fransızca ve ingilizce bilen Çakır, yurtiçi ve dışında çok sayıda konferansa katıldı. Marmara Üniversitesi Fransızca Kamu Yönetimi Bölümünde "Çağdaş islami Siyasi Düşünce ve Türkiye", Buffalo New York Devlet Üniversitesi'nde "islam, Demokrasi ve Sivil Toplum" dersleri verdi.
Kitapları:
Ayet ve Slogan, Türkiye'de islami Oluşumlar, 1990.
Vatan Millet Pragmatizm, Türk Sağında ideoloji ve Politika (Hıdır Göktaş ile birlikte), 1991.
Resmi Tarih Sivil Arayış, Sosyal Demokratlarda ideoloji ve Politika (Hıdır Göktaş ile birlikte), 1991.
Sol Kemalizme Bakıyor (Levent Cinemre ile birlikte), 1992.
Ne Şeriat Ne Demokrasi, RP'yi Anlamak, 1994
Hatemi'nin iranı (Sami Oğuz ile birlikte), 2000.
Direniş ve itaat, iki iktidar Arasında islamcı Kadın, 2000.
Derin Hizbullah, islamcı Şiddetin Geleceği, 2001.
Recep Tayyip Erdoğan, Bir Dönüşüm D6yküsü, (Fehmi Çalmuk ile birlikte), 2001.
Nereye Gitti Bu Ülkücüler, 2003.
Türkiye'nin Kürt Sorunu, 2004.
imam-Hatip Liseleri, Efsaneler ve Gerçekler (irfan Bozan ve Balkan Talu ile birlikte), 2004.
Sivil, Şeffaf, Demokratik Bir Diyanet işleri Başkanlığı Mümkün mü? (irfan Bozan ile birlikte), 2005
dünkü yazısı için kendisine sorulan soruya ve yapıcı eleştiriye bloklayarak cevap varmiştir.
tekpiye bakarmısınız? bu tepkiyi ancak sıradan bir türk liselisi verir. gazeteciye soru sorulmazda ne yapılır?
gelinen noktada şu kanıya vardım; gerçekten kürtçü olmuştur. gerçekten soldan çok uzaklaşmıştır.
en önemlisi ise ünlüler gerçekten eleştiriye gelemiyorlar.
eklenti; yazılanlar şu şekilde ;
90larda yenilikçilerin çıkışını analiz eden birisinden (abdullah gül tayyip erdoğanın refah partisi içindeki konumuna değiniliyor) pkk-kandil-hdp tandemine eleştiri gelmiyor olması önümüzdeki 20 yılda türkiyenin geleceğinin kürtler olduğunu ve bu sebeple ruşen beyinde bu ata oynadığı şeklinde yorumlayabiliriz.
pkk-kandil-hdpnin hatalarını yazamıyor olmak barış sürecinde alınan pozisyonunuzu açığa çıkarmakta. bu sefer olmadı sayın ruşen çakır.
ayrıca solun enternasyonel değeleri ile bağdaşmamakta. ama gerçek analizler geleceğine dair hala umudumuz var.
verilen cevap ise;
solculuğu sizden mi öğreneceğim?(bu twitini silmiştir.)
Gazeteci. 1990 yılında, Metis Yayınevi tarafından basılan kitabı Ayet ve Slogan'da, Türkiye'deki cemaat ve tarikat yapılanmalarını özveri ile irdelemiş, Fetullah Gülen'in örgütünü yapılandırırken neleri amaçlıyor olabileceğini sayıp dökmüş ve Gülen örgütünün ileride ne denli büyük problemler teşkil edebileceğini anlatmıştır. Söz konusu kitap, hâlen faaliyet gösteren diğer cemaatlere dair de aynı yaklaşımda bulunmuş, her birinin barındırdığı potansiyel tehlikeyi açıklamıştır. Fakat dönemi sağından epey tepki çeken bu kitabı, yine döneminde, ezici bir kitle tarafından hor görülmüştür. Zira şimdinin teröristi, bir zamanların avanak Türkiyesi için Hocaefendidir.
bugün oğuz haksever'in ntv'de yürüttüğü başyalayıcı görevini - üstelik de canıgönülden - başlarda kendisi yapıyordu...
pozisyonu iyi süzemediği bir durumda götüne tekmeyi yiyince şimdi muhalifçilik oynuyor, onu da karnından konuşarak, etrafı süzüp öyle yapıyor. bir çeşme açıp, hortumunu bağlarlarsa gene akp bülbülü olur eminim...
gözümde şamil tayyar yada abdurrahman dilipak gibilerinden farkı olmayan zorunlu emekli yandaş...
ön üst dişlerinin arası ayrık, saçları dağınık, gazeteciden çok ankara hal inde kabzımallık yapan patron benzeyen, ama kafası iyi çalışan, iyi bir gazeteci.
misyonu daha tam şekillenmemiştir. gelecekte görülecektir.
programın bitiş anında mantığı ile yüreği arasında kalıp yüreğinin sözünü dinleyen gazeteci. eminim rte'ye o soruyu sormasa vicdan azabından kıvranacaktı. mesleki geleceğini düşünmeden, mantığını bir kenara itip sordu sorusunu...
ayrıca o anda söylenmesi gerekeni söylemiş olan adamdır, neyse ki burada bikbikleyen bir takım ergenler gibi klavye delikanlısı değildir.
ama öldü efendim sözü hakkında ise çok şey yazmak isterdim ama ruşen çakır'ın o anki bakışı gözümün önüne geldiğinde fazla söze gerek kalmadığını düşünüyorum.
