antalya altın portakal film festivali açılış töreninde "sanatta sosyal sorumluluk ödülü" alan rutkay aziz yaptığı şu konuşmadan sonra dahada fazla sevilesi sanatçılar arasına girmiş bulunmaktadır.
"gerçek sanatçılar, ülkesinin ve dünyanın gerçeklerine tanık olmakla yükümlüdür. benim türkiye'min gerçeklerinde tanık olduğum olay, hukukun üstünlüğünün yittiği, adaletsiz bir kalkınma girişiminin hızla yol aldığı, parasız eğitim diye pankart açan genç arkadaşımın 16 ay tutuklu kalması ama şili'de o çocukların devrim yapmasıdır burada festival kadını tema alıyor, dünyanın hiçbir yerinde kadın, çocuk bu kadar cinayete, tacize mahrum kalmıyor. goethe'nin dediği gibi dünyanın en tehlikeli hali, cehaletin örgütlü eyleme geçme halidir. bu da benim ülkemin bir gerçeğidir. dünyanın gerçeğine dönüyorsunuz, savaş çığlıkları, açlık, işgal, sömürü. işte gerçek sanatçılar bunlara tanık olmakla yükümlüdürler" dedi.
kemalist elit tarafından iki gündür hayli alkış alan şarapçı. alkış almasının sebebi hükümeti ters köşeye (!) yatırmasıymış. ulan yıllardır askeri vesayet, kemalizm ve juristokrasinin kıçını öpmüyor muydunuz? hani anadolu da çocuklara derler ya ''git de bokunla oyna'' ha işte o cinsten.
eleştirmek için içki içmesinden,banka reklamında oynamasına alakasız konularla karşısına gelen sıvı sabunla 31 çeken terli bıyıklı şakirtlerin bulunduğu güzel insan.
ama beni en çok kızdıran olay şu;
beynini kullanmayı çok çok uzun yıllar önce bırakmış şakirtlerden bitanesi bile çıkıp diyemiyor.rutkay aziz'in konuşmasına katılmıyorum çünkü kadınların işkence görmesini destekliyorum."paralı eğitime hayır" yazdığı için 2 yıldır sorgusuz sualsiz tutuklu bulunan gençlerin başına gelenler hakettikleri şey vs.
"askeri vesayet, kemalizm, juristokrasi ühüühüeaah" nidaları ile söyledikleri sulandırılmaya çalışılandır. konuyla ilgili söyleyecek sözü olmayanların yine ezberledikleri söz öbeklerini kullanmasını ibretle izliyoruz.
hakkında kafa karışıklığı oluşmasına neden olan sanatçı.
iki rutkay aziz var. biri kapitalizmin ''bakın ben paramla bana karşı olanları bile kullanıyorum'' demek için reklamlarında oynattığı kolpa rutkay aziz , diğeri altın portakal film festivali'ndeki cesur konuşmanın sahibi ''adaletsiz kalkınıyoruz'' diyen, muhalif rutkay aziz.
hala insanların fikirlerini değil geçmişi tartıştığı kişi.
ben de aynı şekilde cevap vereyim; ulan kaç defadır söylüyorum aynı şeyi sen embesilsen ben ne yapayim! "Akıllı insanlar yeni fikirleri tartışırlar. Normal insanlar sonuçları tartışırlar. Küçük insanlarsa başka insanları tartışırlar." diye bir söz var. bundan feyz alın bari.
kendi çerçevesinden türkiye'yi, yaşadığı ortamı ve bugünü yorumlamış kimsedir. haklı veya haksız olmasından daha önemli olan hadise bu yorumunu açıkladığı ortamdır. kendi tercihidir, katılır ya da katılmazsınız mevzu bundan ibarettir.
her türk aydınının yaptığını yapmıştır. herkesin bildiği sorunları bağıra bağıra söylemiş( ne gerek varsa) ve hiçbir çözüm önermeden kürsüden inmiştir. biz de farkındayız amk bunların da ne yapalım hadi onu söyle. herkes bu ülkede şunlar yanlış diyor, kimse bunun için şunları yapmalıyız demiyor.
2-3 gün içerisinde hiç konuşulmayacak olan konuşma. hükümetin yaptığı en iyi iş çünkü bir şeyleri halka unutturma , vazgeçirme eylemi.
bütün medya patronları akp nin götünü yalar olduğu şu dönemde ana haber bültenlerinde bile yer verilmeyecek aslında. böylelikle türk halkı birde bakmışsın bırakın konuşmayı rutkay aziz kim diye sorar olacak. bu bir kısır döngüdür bu hükümet varken ne ilk olacak nede son.
unutmayın ki seçim günlerine az bir süre kala hopa olaylarını protesto eden bir grup tutuklandı ankara'da ve halen tutuklu yargılananlar var. kaç kişi biliyor acaba.... bir elin parmaklarını geçmez çünkü bir beyin yıkama projesinin kobaylarıyız biz. bu kadar büyük bir medya gücü hükümetin elinde iken vay bizim halimize...
altın portakal festivali ödül töreninde yaptığı konuşma ile sözlük gündemlerinin tepesine oturan kişidir. yaptığı konuşma cesur bir çıkıştı ve hakkını vermek gerekiyor. konuşma içeriğine katılırsınız veya katılmazsınız, ancak en azından düşündüğünü açıkça ifade edebilme cesaretine sahip olduğunu göstermiş oldu.
bu konuşmadan sonra kendine yöneltilen eleştirilerin dayanağı; söylemleriyle yaşam biçiminin tutarlılık göstermediği düşüncesi ve banka reklamlarında oynamış olmasıydı. rutkay aziz'in solcu eğilimli olduğu bilinir. bu açıdan türkiye'de faaliyet gösteren avrupa sermayeli bir bankanın reklamında oynamış olması tutarsızlık olarak isimlendirilebilir, evet. fakat sadece bu konuşmayı baz alarak bu yorumu yapmak biraz haksızlık olacaktır. yaptığı belki muhalif bir çıkıştır ancak konuşmayı sosyalizm/kapitalizm merkezli yapmamıştır. toplumsal açıdan problemli gördüğü bazı konular hakkında düşüncelerini söylemiştir.
kendisine karşı bir sempatim veya antipatim yok. siyasi görüşleriyle belki taban tabana zıtımdır. ancak yaptığı bu konuşma cesurcaydı, hakkını vermek gerekiyor. sanatçı diye ortalıkta gezinen ve dünyadan haberi olmayan pek çok insana kıyasla kendine has bir düşünce yapısı ve fikirleri olduğunu göstermiş oldu.
insanları sosyalist kölelik düzeninde yaşatmak isteyen, buna da muhtemelen ilericilik diyen, hangi kritere göre aydın sayıldığını merak ettiğim, kafası bulanık çerkez komünist.
vasat filmlerde rol alan yaşını başını almış oyuncu. kimse bir tane iyi rolüne örnek veremez, bu ülkede böylelerine prim verdikçe sanat geriye gidiyor.
antalya altın portakal'daki aldığı ödül üzerine yaptığı konuşmasıyla gündeme oturmuştur. oysa ki bu bakış açısına, bu cümlelere yıllardır sahip. yıllardır belirli yerlerle dikkat çekmeye çalışıyor ama nedense sesinin yankısı yeni yeni ortalığa düştü. ayrıca entry sayısı sebebiyle öldüğünü düşünenlere de helal olsun. en azından facebook'ta videolarını görüyor olmanız gerekirdi.
devrim kelimesinin sözde asiliğine , sözde halktan yanacılığına ve sözde gösterişine kendisi fazla kaptırmış bir kişidir kendisi . ve gerçek sanatçının ülkenin gerçeklerine şahit olmak gibi bir sorumluluğu olduğundan bahsetmiş .ama buna rağmen ülkenin yükselen ekonomisini , ulaslarası yükselen gücünü , ülkemizin şimdiye kadar yürüttüğü dünyaya karşı pısırık politikadan vazgeçişini ve haklarını daha sesli savunuşu , artık başbakanın konuşmalarına dünya televizyonlarının haber olarak değer verdiğini , filistinde , lübnanda , mısırda , suriyede yükselen türkiye seslerini , gelişmekte olan ülkelerin " ekonomimizin yükselişi için türkiyenin benzeri bir ekonomik politika izleyeceğiz " demeçlerini , bir zamanlar anahaber bültenlerinin baş konuğu olan enflasyon canavarının şimdilerde unutulup gittiğini , 2002 deki borsanın 19000 lerde iken şimdilerde 60 bin civarında seyrettiğini , üniversite harçlarının 45 tl den iki yüz küsür tl ye çıktığını , artık okullarda kitapların devlet tarafından verildiğini , borç içinde kıvranan avrupa ve amerikaya göre ülke ekonomisinin sapasağlam duruşunu , ispanyanın , italyanın , yunanistanın amerikanın ve benzerlerinin notlarını birer ikişer düşüren uluslararası kredi derecelendirme kurumlarının türkiyenin notunu artırdığını ve bunlar gibi daha bir çoğunu görmemiştir ya da görmek istemememiştir .
ayrıca böyle hiddetli konuşmanın büyüsüne kapılıp kendisine gerçek sanatçı , büyük emekçi ,yüce insan sıfatlarını yakıştıran arkadaşların bir de , 2011 birleşmiş milletler konferasyonunda başbakanın yaptığı konuşmayı dinelemelerini tavsiye ediyorum .
