Bir kişinin kısa bir mesafeyi yürüyüşünü 100 sayfada betimleyerek anlatma. Ilk 50 sayfada betimlemeye hayran kalmakla birlikte sondaki 50 sayfada içten ile acı çekiyorsun.
aslında olması gerekenden daha kalın olması. okuduklarımdan anna karenina'yı örnek verebilirim buna. bilen bilir o zamanlar bu yazarlar sayfa başına 3-5 kuruş* alıyorlarmış. sanıyorum bununla alakası var bunun.
Eliyle cebini yokladı Vasilyeviç sadece birkaç rublesi ve bozuklukları dışında başka bişeyin olmadığını anladı paltoya parası yetmemişti ama bir şişe votka alıp yüzbaşıyı ziyaret edebilirdi.
gogol'un palto hikayesindekine benzer birçoğu: memur olarak doğan akakiy akakiyevic.
döneminin Rusya bürokrasisine, amir-memur ilişkilerine, sıradan insanların uğradığı eşitsizliklere yergisel bir bakış açısıyla yaklaşıp insanın içini acıtan "yoksulluğu" kurmaca gerçeklik düzleminde somutlaştırmak klasik rus edebiyatını besler, klişeleşeleştirir. ama klişenin zirvesinde bay golyatkin vardır.
Rus edebiyatı klişelerle dolu değildir. Rus edebiyatı altın çağını yaşarken bunlar klişe değil yeniydi, bu taze yazarlar romantizm yerine Realizmi getirdiler.